Bir Yokmuş’la Bitmeyen Masallar
Diğer
Konuk Yazar
30 Kasım 2024
Tarihi Hüsrev Kethüda Hamamı’nın kubbesinden sızan ışık, mermer zeminde dans ederek eski hikâyeleri fısıldıyor. Sahi 1550’de inşa edilen bu hamamda kaç hikâye geçti?
Vitray pencerelerden içeri arsızca giren öğlen ışığı, yerini güçsüzleşen huzmelere bırakacak… Ortaköy’ün hızlı akışına inat, burada zaman ağdalı akıyor. Sahi, geçmiş denilen nerede geçmiş oluyor ya da gelecek nerede başlıyor?
Hüsrev Kethüda Hamamı ressam Neriman Oyman’ın “Bir Yokmuş’la Bitmeyen Masallar” sergisine ev sahipliği yapıyor. Hamam’ın odaları arasında adımlarken geçmiş ve gelecek sorularına rüyalar karışıyor… Zaten her şeyi rüyalar karıştırıyor!
Oyman’ın tuvallerine yaklaştığınızda, rüya ve gerçeğin birbirine karıştığı bir evrene dahil oluyorsunuz. Renkler konuşuyor. Figürler susuyor. Ya da tam tersi. Belki de her ikisi birden…
Oyman’ın tuvallerindeki imgeler, izleyiciyi bir anının içine çekmek için tasarlanmış gibi. Ama bu anılar, yalnızca onun değil. Bir kuş. Bir çiçek. Bir yüz. Her biri, bir başka insanın geçmişinden kopup gelmiş izlenimi veriyor. Fakat neden böyle hissediyoruz. Aslında Oyman, kendi hikâyesini anlatırken bizlere de açık kapı bırakmış gibi… Onun peşine takılmış giderken kendi rüyalarımızla karşılaşıyoruz. Yoksa hatıralar mı?
Bir yüz, bir çocuğun ilk hatırasını temsil ederken; başka bir figür, unutulmuş bir vedayı hatırlatıyor. Bunu nasıl başarıyor? Belki de geçmiş dediğimiz şey, gerçekten de Georgi Gospodinov’un dediği gibi bir “fabrika.”
Bizler geçmişimizi durmadan üretiriz. Hatırlarken uydururuz, unuturken yeniden hatırlarız. Peki, gerçek ne zaman kaybolur? Oyman’ın tuvallerinde bu sorunun yanıtı yok. Ama ipuçları var.
Hüsrev Kethüda Hamamı bir sergi mekânı, tuvalleri tamamlayan arka plan olmaktan öteye........
© T24
visit website