6 milyon motosiklet ile 18 milyonluk bir aile: Türkiye Motosiklet Federasyonu
Diğer
18 Şubat 2025
Motosiklet… Kimi için bir ulaşım aracı, kimi için biraz özgürlük biraz rüzgâr, kimi için cesaret, kimi için ise bitmesin istenen yol demek. Benim için biraz hepsi…
Motosiklet sadece sürmekten ibaret değil. Büyük bir hikâyenin, kocaman bir topluluğun parçası olmak demek. Yolda selam veren bir başka sürücü, bir festival alanında kurulan dostluklar, bir yarışın heyecanını birlikte yaşamak… İşte bu yüzden motor sporlarını izlemenin de -yarışmak kadar olmasa da- haz dolu olduğunu düşünüyorum. Hız, denge, refleks… Ama en çok da pistteki ritme/atışa kendini kaptırmak…
Türkiye’nin en büyük kayak merkezi olarak ülkemizin kış sporlarında amiral gemisi olan Erciyes, Dünya Kar Motosikleti Şampiyonası’na ikinci kez ev sahipliği yapmaya hazırlanıyor! 15-16 Mart tarihlerinde Kayseri’nin eşsiz kış sporları altyapısı ve uluslararası standartlardaki pistleri, dünyanın dört bir yanından gelen kar motosikleti sporcularının kıyasıya mücadelesine sahne olacak. Finlandiya’dan sonra şampiyonanın ikinci durağı olarak seçilen Erciyes’te, 12 ülkeden 40’a yakın sporcu, erkekler ve kadınlar kategorilerinde yarışacak.
Bu vesileyle Türkiye Motosiklet Federasyonu Asbaşkanı Mahmut Nedim Akülke ile buluştuk. Yollar, pistler, yarışlar, sporcular ve biraz da hayat üzerine gerçekleştirdiğimiz söyleşimize buyurun.
Motosikletin sadece bir spor değil, aynı zamanda bir yaşam biçimi olduğunu anlatan bu keyifli sohbeti kaçırmayın! Merhaba Mahmut Bey. Sizin federasyon çalışmaları için yoğun temponuza uzaktan da olsa şahit olmuş biri olarak bu sevginin başlangıcını merak ediyorum. Sizin motosikletle tanışmanız nasıl oldu?
Akülke: Motosikletle tanışmam çocukluk yıllarıma denk gelir. O zamanlar mobylette vardı. Arkadaşlarla gizlice mobylette kiralayıp okuldan ya da evden kaçardık. Fakat gençlik yıllarımda daha çok arabalarla ilgilenmeye başladım, özellikle de off-road araçlarıyla. Motor sporlarıyla bağım bu şekilde başladı.
ATV Türkiye'ye ilk geldiğinde büyük bir ilgi duydum. Off-road yarışçısıyken "ATV ile de yarışmalıyım" dedim ve böylece Türkiye Motosiklet Federasyonu'yla yollarımız kesişti.
- Peki, kendi mesleğiniz neydi?
Akülke: Turizmciyim. Uzun yıllar seyahat acentem vardı. Farklı meslek dallarında da çalıştım, otel işletmeciliği yaptım ama doğa sporları hep hayatımın bir parçası oldu. Kampçılık, karavancılık, ekstrem sporlar... Hem ulusal hem de uluslararası yarışmalarda yer aldım.
ATV'lerle Türkiye'de ilk tanışanlardan biriyim. Yanılmıyorsam 1998-99 yıllarında Türkiye'ye geldi. O zamanlar Otomobil Federasyonu ve Motosiklet Federasyonu iç içeydi. 2003'te iki federasyon ayrılınca, taraf seçme sürecine girdik ve ben ATV ile motosikleti tercih ettim.
Motosiklette profesyonel yarışçılık yapmadım ama ATV yarışçısı olarak devam ettim. 2007’ye kadar yarıştım, Türkiye şampiyonluğum ve ikinciliklerim var.
Aynı zamanda ATV sporunun gelişmesine de katkı sağlamaya çalıştım. İzmir’de bir festival düzenledik. Urla’da boş bir arazide "Burada bir festival yapabilir miyiz?" dedik. O zamanlar Bobozula çok popülerdi, tarlaya konser alanı kurduk. Seyyar tuvaletler, yiyecek-içecek alanları derken tarlayı festival alanına çevirdik. Sonrasında orası bizim işletmemiz haline geldi.
- Bir yarışçı iken Motosiklet Federasyonu'nun yönetim kadrosuna geçişiniz nasıl oldu?
Akülke: 2007’den sonra hem Otomobil Federasyonu hem de Motosiklet Federasyonu’nda aktif olmaya devam ettim. İzmir Doğa Sporları ve Off-Road Kulübü ile Titus Fenonia Motosiklet Kulübü’nü kurduk. Kulüp başkanlığı yaptım. 2008’de ise Türkiye Motosiklet Federasyonu yönetim kuruluna girdim ve yöneticilik hayatım başladı. 2008-2010 yılları arasında asbaşkanlık görevini yürüttüm.
Ancak benim asıl ilgim spor turizmi üzerineydi. 2008-2009 yıllarında Türkiye'de spor turizminin yeterince gelişmediğini fark ettim. Türkiye’nin coğrafyası motor sporları için inanılmaz bir potansiyele sahip. Dağları, vadileri, kanyonları, ormanlarıyla 12 ay boyunca spor yapılabilecek bir ülkeyiz.
O dönemde "Spor Turizmi Gelecektir" sloganını oluşturduk ve bir kitapçık hazırladık. Türkiye’nin dört bir yanında spor turizmini yaygınlaştırmaya yönelik çalışmalar yaptık.
Avrupa'da motosiklet organizasyonları yasaklar ve yerel yönetimlerin kısıtlamaları nedeniyle giderek azalıyor. Türkiye’de ise bu konuda herhangi bir kısıtlama yok. Bu sebeple özellikle Avrupa’daki potansiyeli ülkemize çekebilirdik.
- Avrupa’daki bu kısıtlamaların sebebi nedir?
Akülke: Net bir sebebini bilmiyorum. Fakat motosiklet kullanımı daha kontrollü ve sınırlandırılmış durumda. Bu yüzden Avrupa’da daha çok bisiklet turnuvalarına ağırlık veriliyor.
Ancak Türkiye’de bu durum tam tersi. Şu an ülkemizde 15-20 farklı motosiklet turnuvası düzenleniyor. 15 yıl önce "Spor Turizmi Gelecektir" dediğimiz noktadayız. Bugün Hollanda, Belçika, Almanya gibi ülkelerden motosiklet grupları 20-30 kişilik ekipler halinde Türkiye’ye turlar düzenliyor.
Biz federasyon olarak bu gelişimi desteklemek için çalışıyoruz. Şu an dokuz farklı branşta organizasyon yapıyoruz. Türkiye'nin farklı şehirlerinde, ilçelerinde motosiklet organizasyonlarını yaygınlaştırarak spor turizmine katkı sağlıyoruz.
- Organizasyonları yıl boyunca mı yapıyorsunuz, belli bir sezonu var mı?
Akülke: Evet, tüm yıla yaymaya çalışıyoruz. Organizasyonlarımız genellikle Mart ayında başlar, Aralık’ta biter. Ocak ve Şubat aylarında bir sonraki sezonun planlaması yapılır.
Toplamda yılın sekiz ayı boyunca sahadayız. Türkiye’nin dört bir yanında motosiklet etkinlikleri düzenliyoruz.
- Federasyon olarak şu an kaç organizasyon düzenliyorsunuz?
Akülke: İlk başladığımızda yılda 10-15 organizasyon yapıyorduk. Bugün ulusal bazda 35-36 organizasyona ulaştık. Bunun yanı sıra 10’a yakın uluslararası organizasyon düzenliyoruz. Dünya Şampiyonaları, Avrupa Şampiyonaları, Doğu Avrupa Şampiyonaları gibi büyük etkinliklere ev sahipliği yapıyoruz.
2024 itibariyle bir ilke imza attık. Aynı yıl içinde üç farklı dünya şampiyonasını düzenleyen tek federasyon olduk. Dünya Kar Motosikleti Şampiyonası, Dünya Hard Enduro Şampiyonası (Kemer, City Sky) ve Dünya Motocross Şampiyonası (Afyonkarahisar)
Bu organizasyonlar Türkiye’ye ciddi bir ekonomik katkı sağlıyor. Şehirlere gelen yabancı ziyaretçiler konaklama, yeme-içme ve ulaşım gibi alanlarda büyük bir hareketlilik yaratıyor.
- Ülkemizin yurtdışındaki tanıtımına da katkı sağlıyor olmalı.
Akülke: Elbette. Örneğin, Afyon’daki Dünya Motocross Şampiyonası 86 ülkede canlı yayınlandı ve 6 kıtaya ulaştı. Cumartesi-Pazar günleri toplam 8 saatlik yayın yapıldı. Sosyal medya ve diğer dijital kanallar sayesinde 3 milyara yakın potansiyel bir izleyici kitlesine ulaşıldı.
- Peki fiziki izleyici katılımı nasıl?
Akülke: 2018’de Dünya Motocross Şampiyonası 5 bin izleyiciyle başladı. Ancak geçen yıl bu rakam 450-500 bine ulaştı.
Artık organizasyonları sadece bir yarış olarak değil, kültürel ve sosyal bir etkinlik olarak düzenliyoruz. Konserler, çocuklar için etkinlikler ekliyoruz. Bu da izleyici kitlesini genişletiyor ve sporun tabana yayılmasını sağlıyor.
- Organizasyonlarınız farklı şehirlere yayılmış durumda; siz mi şehirleri seçiyorsunuz yoksa şehirler mi sizi davet ediyor?
Akülke: ki taraflı bir süreç. Sporcu sayısı arttıkça organizasyon talebi de artıyor. Yarışçılar daha fazla yarışmak istiyor, bu da organizasyon sayısını artırıyor.
Aynı zamanda şehirler de bu organizasyonların ekonomiye katkısını gördükçe bizimle iş birliği yapmak istiyor. İkisi birbirini besleyen bir döngü içinde ilerliyor.
- Yarışçı sayısının artışından bahsetmişken, ülkemizde bu süreç nasıl ilerledi?
Akülke: Kenan Sofuoğlu ile başlayan süreç, Toprak Razgatlıoğlu’nun yetişmesiyle devam etti. Kenan bıraktı ama Toprak geldi, arkasından Deniz Öncü, Can Öncü, Rodi Pak yetişti. Şu anda arkadan gelen yaklaşık 50 yetenekli sporcu var.
Afyon’da ilk başladığımızda 50 cc kategorisinde yarışan çocuk sayısı 7-8, en fazla 10 kişiydi. 6-7 yaşındaki çocuklar bu sporu deniyordu ama sayı çok düşüktü. Dünya şampiyonalarının gelmesiyle işler değişti. 2024 itibariyle pidbox’ların tamamı doldu. Şu an 40’a yakın sporcu start alıyor ve arkada bekleyen bir 40-50 kişilik sporcu grubu daha var. Yani toplamda 100’den fazla çocuk bu sporda ilerliyor.
Bu nasıl oldu derseniz: Dünya şampiyonaları geldi, çocuklar dünya yıldızlarını izledi; Motokros branşında dünya şampiyonalarına sporcu yetiştiren MXGP Akademisi’ni Türkiye’ye getirdik; Motocross Akademisi kurarak dünya şampiyonası seviyesinde eğitimler verdik; Toprak Razgatlıoğlu dünya şampiyonu oldu ve gençler için güçlü bir rol model haline geldi. Tüm bunlar bir araya gelince motosiklet sporuna olan ilgi arttı ve başarılar da hızla........
© T24
