menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Abdülmecid Efendi Köşkü’nün büyülü bahçesi

18 8
02.11.2025

Diğer

02 Kasım 2025

Nakkaştepe’deki Abdülmecid Efendi Köşkü olarak bildiğimiz üç katlı av köşkünü 1880-1885 yılları arasında Mısır Hidivi İsmail Paşa yaptırdı. Mimarı Alexandre Vallaury. Köşk sonra II. Abdülhamid tarafından satın alındı ve 32. Osmanlı Padişahı Abdülaziz’in oğullarından, amcazadesi Abdülmecid Efendi’ye (1868-1944) tahsis edildi. Abdülmecid Efendi, saltanatın kaldırılıp Cumhuriyet’in ilan edilmesinden sonra son İslam halifesi (1922) olarak seçildi. Halifeliği de 3 Mart 1924’e kadar sürdü. II. Abdülmecid hem ressamdı hem de müzik bilgisi vardı. Bir çok da dil konuşurdu. 1924’e kadar bu köşkte sanat ve edebiyat toplantıları yaptı, hem yazlık olarak kullandı hem de atölyesiydi. Halifelik kaldırılınca köşk İstanbul Defterdarlığı’na geçti. Oradan da Sadıkoğlu Mehmet Doğan satın aldı. 1972 yılında mülkiyetin tamamı Yapı Kredi Bankası’na devroldu. Restore edildi ve 2011’de de Koç Holding Emekli ve Yardım Sandığı Vakfı bankadan satın aldı, korudu ve elini üzerinden çekmeden korumaya devam ediyor, çeşitli sanat etkinlikleriyle; yaşanan, akın akın ziyaret edilen bir sanat platformu olarak kullanıyor. Büyük bir korunun içindeki bu bina Selamlık Binası. Harem binaları ve diğer binalar maalesef yok olmuş. 1987 yılında köşk henüz Yapı Kredi Bankası’nın mülkiyetinde iken mimar Dr. Sinan Genim tarafından yapılan restorasyonu bittiğinde onunla TV Programım için röportaj yaptığımı hatırlıyorum. Neden anlattım bu köşkü? Çünkü bugünlerde Abdülmecid Efendi Köşkü’nün iki katında ve kocaman bahçesinde görsel ve sanatsal yönü güçlü ‘FOLIA’ başlıklı bir sergi var. Selen Ansen ve Eda Berkmen de bu serginin küratörleri.

İki yıl önce Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç, İstanbul Bienali dönemine denk gelecek şekilde işte yukarıda anlattığım bu tarihi binada, “bir büyülü bahçe yapsak mı?” diye önermiş Selen Ansen ve Eda Berkmen’e. Onlar da gelecek bu serginin küratörleri olarak büyülü bahçenin kendilerine ne çağrıştırdığını düşünüp başlamışlar beyin fırtınası yapmaya. Tırnak içine aldığım aşağıdaki cümleleri Ansen ve Berkmen’in katalog ön yazılarından aldım. Çünkü ben küratörlerden daha güzel anlatamazdım:

“Akıl sınırlarının ötesine geçip büyültmemiz ve çiçeklendirmemiz için davet edildiğimiz bir bahçeydi bu. Bir akşam, omuz omuza oturduk; hayal gücümüzü kullanarak toprağa oyuk açanlarla, kök salanlarla, dolanıp yayılanlarla, sürünenlerle, tırmananlarla ve tüneyenlerle dolu diyarlara açıldık. Yan yana, açık gözlerle düş kurarken, her boşluğun hızla dolduğu, yeşilin betona dönüştüğü, kuşların yuva yapacak bir ağaç bile bulmakta zorlandığı bu sıkışık şehrin ötesinde bulduk kendimizi. Büyünün yeşerebilmesi için daha da öteye gitmemiz gerekiyordu. Sayısızlaşmalı, çoğalmalıydık ve ‘bahçenin somutlaştırdığı hayatın karmaşıklığına katkı sunan herkesle/her şeyle’ bir araya gelmeliydik.”

Böylece son Halife Abdülmecid Efendi’nin adıyla anılan bu tarihi köşkte, FOLIA sergisi açıldı. Sergi koordinatörü Yasemin Ülgen, sergi tasarımı ve uygulama Umut Durmuş’a ait. Sergi hazırlığı iki yıl sürmüş. Bazı eserler gerçekleştirilirken Koç Holding desteği var, bazıları sanatçıların galerilerinden, bazıları özel koleksiyonlardan bazıları ise Ömer Koç koleksiyonundan.

Folia, Latince hem yaprak, botanik ve bir ölçüde doğa demek hem de çılgınlık, delilik demek. Aslında folia iki anlam arasında da gidip geliyor. Doğa........

© T24