Tiyatroyu sis basıyor

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

07 Temmuz 2024

Geçtiğimiz 2023-24 tiyatro sezonunda İstanbul'da dördü küçük, beşi büyük ya da büyükçe çaplı dokuz oyun izlemişim. Beş büyük prodüksiyonun dördünde sahneye sis basılıyordu.

Gösteri sanatlarında sis kullanımının ilk kez 1934 yılında, Harlem'deki bir konserde akıl edildiği söyleniyor: Adelaide Hall adlı şarkıcı "Ill Wind" şarkısını söylerken sahne zemini nitrojen dumanıyla kaplanmış ve bu büyük olay olmuş. O günden bugüne birbirinden farklı sis yaratma yöntemleri keşfedildi: Bir kova kaynar suya kuru buz atmakla yetinenler de var, sıvı nitrojen, glikol ya da karbon diyoksit karışımlarıyla çalışan makineleri kullanan da. Bu makinelerin yaygınlaşmasıyla birlikte sisin sahne çalışanlarının, oyuncuların, hatta izleyicilerin solunum yollarını nasıl etkilediği de araştırılıp konuşuluyor. Uygulama bazı ülkelerde oldukça katı kurallara bağlandı.

Artık birkaç bin liraya bir sis makinesi edinmek mümkün olduğu için sis tam anlamıyla "ayağa düşmüş" durumda: Örneğin, düğünlerde gelin ve damadın açılış dansını "bulutlar üstünde" icra etmesi için zeminin yerden yükselmeyen türden sisle kaplanması oldukça yaygın ve düşük masraflı bir uygulama.

Sis teknolojisinin bu kadar gelişmediği ve ucuzlamadığı yıllarda sis ancak büyük yapımlarda ya temsil amaçlı kullanılırdı (havanın puslu olduğunu, bir yerde ateş yandığını, silahlı çatışmanın barut dumanı yarattığını göstermek gibi) ya da gizemli, sürreal bir atmosfer yaratmak için. Böyle amaçlara hizmet etmeyen sis kanımca temelde oyunu "zengin göstersin" diye kullanılıyor. Ben sözünü ettiğim dört tiyatro yapımının dördünde de sisin bundan........

© T24