Renkler âlemi (7) | Son durak: Sarı

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

01 Eylül 2024

Geldim "Renkler Âlemi" yazı dizimin son durağına, sarıya. Üzerinde üretilen teorileriyle başladığım, tartışmalarına yer verdiğim, hangilerinin temel, hangilerinin birleşik kabul edilebileceği ya da hangi sırada konumlandırılabileceği konularında bile uzlaşma sağlanamayan, hayatımızın her yanını, sağını solunu, altını üstünü çevreleyen renkler. Renk bile kabul edilmeyen beyaz ile siyah ardından, saf ve karışımsız olmaları nedeniyle bana göre de temel renk sayılmaları gereken kırmızı ve maviyi anlattıktan sonra üçüncü temel renge, sarıya ulaştım. Mavinin yanında favori rengim sarı, son durağım sarı. Eh, zaten durak denince insanın aklına ilk olarak otobüs durağı gelmez mi? O da sarı değil mi? O zaman sizlere Merhaba!

Sıcak, mutlu, neşeli bir renk sarı. Güven verir, dostluk aşılar, sevecendir. Böyle olunca merhameti, iyimserliği de beraberinde getirir. İç mekânların sarıya boyanması sıcak ve samimi bir hava yaratma amacı taşır. Aynı zamanda, verimliliği ve üretkenliği de olumlu olarak etkiler. Bu özelliği sayesinde, yaratıcı tarafı daha baskın olan kişilerin favori rengi sarıdır.

Böyle diyorum ama sarıya olumsuz bakılan durumlar, yerler, bakan toplumlar da var. Sarı, ihaneti, sahtekârlığı, kıskançlığı, hatalı davranışı da simgeliyor. İşverenlerin kurduğu sarı sendika, sahte haberler yayan ya da sansasyon peşindeki sarı basın bunun en bilinen örnekleri. Futbolda hata yapan oyuncuya çıkartılan sarı kartı da unutmayalım.

Uzaktan kolaylıkla algılanabilen, görünülürlüğü yüksek bir renktir sarı, dikkat çeker. Bahsettiğim otobüs durağı levhalarının yanında trafik levhalarının çoğunun, yol çizgilerinin, taksilerin, bazı ülkelerde okul otobüslerinin renginin sarı olmasının nedeni de bu.

Dikkat çekmek deyince kitaptaki önemli satırları belirlemek için kullanılan fosforlu kalemler sarıdır bildiğiniz gibi (sonradan her renkte üretilir oldu ama onlar fosforlu kalem değil, "özfosforlu" kalem!). Ya bir şeyi hatırlamak, hatırlatmak için oraya buraya yapıştırdığımız küçük yapışkan kağıtlar, "post-it"ler? Sarı elbette...

İnsanların mağaralarda, tarih öncesi çağlarda ilk işaretlerini yaratırken, ilk resimleri çizerken kullandıkları temel renklerden biri sarı. Bu sarı rengi kilden elde ettikleri bir pigmentten üretmekteydiler ve etrafta bolca mevcuttu. Çok sonraları, kadim Mısır'da tanrıların kemik ve derilerinin altından oluştuğuna inanılır ve resimlerinde sarı renk ten rengini tasvir etmek için kullanılırdı. Esasen çok tanrılı dinlerde sarı her zaman kutsal renklerden biri olarak kabul edilmişti; hepsinde Güneş Tanrısı vardı ve giysileri her zaman sarıydı. Altın gibi sarının da sonsuz, kaybolmaz, yok edilmez olduğuna inanılırdı. Çin'de ise sarının şans getirdiğine inanılır. Çin Orta Krallık döneminde sarı İmparator ve ailesinin rengiymiş ve onlardan başka kimse sarı renkte bir şey giyinemezmiş. Günümüzde özel ziyaretçiler için serilen kırmızı halı, o dönemde sarıymış. Budizmde sarı tevazunun ifadesidir. İslamda ise altın için kullanılır ki güven demektir.

Roma dönemi duvar resimlerinde de ten rengi için sarı kullanımı çok yaygındı. Ortaçağ ve ardından gelen Rönesans dönemi sanatçıları, bir ineğin sadece mango yaprakları yemesiyle elde edilen bir pigment olan "Hint sarısı"nı kullandılar. Mesela İsa'ya ihanet eden Yahuda (Judas Iscariot) her zaman sarı renkte resmedilmiş, hatta topluma yabancı kişilere de sarı renk verilmiştir. "Topluma yabancı kişiler" tanımlamasından olsa gerek, Naziler nefret ettikleri Yahudilerin ayrıştırılması için göğüslerine sarı yıldızlar taktırmışlardı.

Gelelim İstanbul'a, geçmişindeki muazzam Bizans'a, Doğu Roma İmparatorluğu başkentine, geride bıraktıkları içinde çok önemli bir yer tutan mozaik sanatına ve en belirgin renk olarak kullanılan altın sarısına. Bizans'ta 6-15. yüzyıllar arasında kalitesi gittikçe yükselen mozaik sanatının........

© T24