menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

O meşum gün, Uğur Mumcu’nun katledilişi

12 0
24.01.2025

Diğer

Konuk Yazar

24 Ocak 2025

24 Ocak 1993 Pazar günü çok soğuk, hatta bizim o taraflarda karlı bir gündü, şehrin epey dışında, Eryaman’da oturuyorduk. Öğle saatlerinde ailece Esenboğa’ya doğru yola çıktık. Eşim Feyzan o gün yurtdışına gidecekti, onu havaalanına bırakacaktık, çocuklarımız küçüktü, evde yalnız kalmalarını istememiştik.

O yıllarda, Cumhuriyet Gazetesinin Ankara Bürosunda muhabir olarak çalışıyordum. Cep telefonlarının henüz yaygınlaşmadığı dönemdi, zamanla yarışabilmek kaygısıyla gazeteden hepimize birer çağrı cihazı verilmişti. Çantamda duran cihazın mesaj anlamındaki sürekli! biplerini duyunca çıkarıp baktım:

-Uğur Mumcu’nun arabasına konulan bomba infilak etti... (*)

Tekrar tekrar okudum, inanamıyordum. Sanki okuduklarım kafama girmiyordu. Tam bir dumura uğramışlık haliydi...Çağrı cihazları sadece gelen mesajları gösterebiliyordu, yazışma yapılamıyordu. Kıvranıyordum meraktan, endişeden, ama yer demir gök bakırdı. Esenboğa’ya vardığımızda, arabadan hemen inip, bulduğum telefona sarılıp, büroyu aradım. Dakikalarca uğraştığım halde santrali düşüremiyordum, sürekli meşguldü... Nihayet telefon açıldı:

-Ben Nursun, Uğur Beye ne oldu?
-Bomba.. Mesajı gördün herhalde.
-Evet ama Uğur Bey?
-Ne yazık ki...

Cüneyt Arcayürek yönetiminde çalıştığımız o günlerde, Ankara Bürosunda yaşanan süreç çok ağırdı. Herkes yaslıydı ama yas tutmaya imkan mı vardı? Bir kere, olay yerinde ve aileyle geçirilen acı anlara dayanmak çok zordu, büromuza taziye........

© T24


Get it on Google Play