Ukrayna’da Avrupa’nın, NATO’nun belki Batı’nın sonu mu? |
Diğer
07 Aralık 2025
Trump’ın, Zelenskiy’e ve Avrupa’ya sırtını dönüp, Ukrayna’yı Putin’e teslim etmesine çeyrek var. Kremlin’deki beş saat süren son görüşmede ABD tarafını temsil eden heyetin oluşumu bir gösterge: New York emlâk yatırım dünyasından gelen iki üye Witkoff ve Kushner ABD’yi temsil etti.
Trump’ın yakın dostlarından olan Witkoff’un en azından “Özel Temsilci” ünvanı var. Kushner ise yalnızca Trump’ın damadı ve Gazze Planı’nın mimarı. Heyette ABD Dışişleri’nden kimse bulunmadığı gibi ABD Moskova Büyükelçisi bile en azından not tutmak için olsun söz konusu görüşmede kendine yer bulamadı.
Esasen küresel açıdan da günümüzde diplomasinin evrildiği yeri, pek çok kez vurguladığım “bir numaralar arasında sıkışıp, ivmelenmesi” durumunu dışa vurur biçimde, Rus tarafında da, Putin’in yanında Dışişleri Bakanı Lavrov bulunmadı. On yıllık yakın danışmanı Uşakov ve ABD eğitimli, iş dünyasından gelme Dmitriev masaya oturdu (Dmitriev’in eşi Putin’in kızıyla yakın dost).
Trump’ın Ukrayna’dan “sıkıldığını” gösteren bir başka gösterge, Kremlin’deki görüşmeden önce Cenevre’de Ukraynalılarla bir araya gelen Dışişleri Bakanı Rubio’nun medyaya verdiği yanıt: Rubio soruya cevaben, tek kelimeyle Avrupa Planı’nı “okumadığını” belirtti.
Avrupalılar, Florida’da Dmitriev’in Witkoff’a ilettiği anlaşılan Rus planının elini yüzünü düzeltmeye çalışmıştı. Zelenskiy ile topluca görüşerek Ukrayna’yla dayanışma mesajı vermişlerdi. Kremlin’deki masada ne Avrupa ne Ukrayna’nın olmaması sıkça yinelenen benzetmeyle bunların “menüde” olduklarını düşündürdü.
Nitekim, ekonomik ağır sıklet ama askeri ve diplomatik tüy sıklet Avrupa’nın (AB ve/veya NATO’nun Batı Avrupalı müttefikleri) sözü yahut uyarıcı çığlığı boşlukta yankılandığıyla kaldı. Kremlin’deki görüşme sonrası Putin manidar biçimde Hindistan’a giderken, Macron’un Çin’e koşması sonuç vermedi. Ukrayna konusunda Çin lideri Şi belki elini Putin’in sırtına koymuyor ama Avrupalıların da elini tutmuyor.
Üzerine ABD’nin yeni Ulusal Güvenlik Strateji Belgesi (UGSB) yayımlanınca Ukrayna’yı bırakıp, Avrupalılar kendi devletlerinin beka derdine düştüler. Zira, yeni UGSB ile ABD’nin yalnızca Ukrayna’ya değil, olduğu gibi Avrupa’ya veda ettiğinin görüldüğünü ileri sürmek pek abartı sayılmaz.
Bu belge, ABD’nin kuruluş ayarlarına, eski diplomasi geleneğine, dünya görüşüne dönüşünü tescilliyor. II. Dünya Savaşı sonrası kurulan küresel düzeni deyim yerindeyse “paranteze” alıyor. ABD’nin yalıtımcı (isolationist”) tutuma geri döndüğünü gösteriyor. Her hal ve kârda kabaca 80 yıldır süren bir dönemin sonuna keskin biçimde gelinmiş durumda.
Oysa, Avrupa hesaplarını, ABD’nin küresel liderlik iddiasının sonsuza dek süreceği, zira bunun ABD’nin ulusal çıkarı gereği olduğu varsayımı üzerine yapmıştı. Putin, Ukrayna’yı işgale girişene, Trump ikinci kez başkan seçilene dek yüksek sesle hayıflanmakla yetinmiş, neredeyse bedavadan savunmasını ABD’ye emanet etmişti. Böylece, zengin refah........