Çifte ateşkes: Filistin ve Suriye dosyalarında Ankara
Diğer
11 Ekim 2025
İsrail Başbakanı Netanyahu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump (soldan sağa)
Filistin’in Gazze Şeridi’nde, nihayet, ABD Başkanı Trump’ın İsrail Başbakanı Netanyahu’nun kolunu bükmesiyle, ateşkes sağlandı.
7 Ekim 2023’te Hamas’ın İsrail’e yönelik “pogrom” olarak da tanımlanabilecek kitlesel intihar saldırısına, İsrail, çok orantısız bir güçle karşılık verdi. Diğer bir ifadeyle, caydırıcılığının yeniden tesisinin çok ötesine geçerek “soykırım” düzeyine varan tek yanlı bir toptan yıkım ve kırım harekatı icra ederek, Gazze’de 70 bini aşkın insanı öldürdü.
Kırımın ve yıkımın artık durması hiç kuşkusuz çok önemli ve kutlanacak bir gelişme. Ancak “ateşkes” ile “barış” aynı şey değil, bunun da akıldan hiç çıkmaması gerek. Diplomasi, ilkinden ikincisine bağlantının kurulmasında.
İsrail, geriye kalan rehineleri ve öldürülen rehinelerin naaşlarını geri aldıktan sonra kendi güvenlik kabinesinin onayladığı ateşkes anlaşmasına uyarsa, ordusu Gazze Şeridi’nde "Trump Planı" çerçevesinde ilk çekilme hattına geri çekilecek ama en azından şimdilik orada duracak. Buna göre, Gazze Şeridi’nin yüzde 53 oranında topraklarını yine işgal ediyor olacak. Karşılığında ise insani yardım akışının ve yeniden imarın derhal başlaması öngörülüyor.
Suriye’de ise, 12 yıl süren iç savaş ve BAAS diktatörü Esad’ın kendi halkını Rusya ve İran ile İran’ın Lübnan’daki milis uzantısı Hizbullah’ın da desteğiyle katliamı, sona erdi. Bu, Ahmet El Şara’nın İdlip’ten çıkan bir avuç HTŞ savaşçısının başına geçerek, Şam’a 12 günde varıp, Esad’ı devirmesiyle geçtiğimiz Aralık ayında mümkün olmuştu.
UNHCR verilerine göre Suriye’de 14 milyon kişi yerlerinden edildi ve savaşın bitmesinin ardından şimdiye dek bunların ancak yarım milyonu öz yurtlarına geri dönebildi.
Son olarak, New York’ta BM Genel Kurulu toplantısına katılan Şara, orada devşirdiği uluslararası meşruiyeti, Suriye’ye dönüşünde alanda kazanca tahvil etmeye kalkıştı. Şam’a bağlı güçler, yahut HTŞ, Halep’in tarihsel Kürt mahalleleri Şeyh Maksut ve Eşrefiye’yi muhasara altına aldı.
Bu mahallelerde 700 bin civarında Suriyeli Kürdün yaşadığı tahmin ediliyor. HTŞ’nin Şam’da Esad’ı devirmesinin ardından YPG/YPJ buralardan çekilmiş, iç güvenliği yine kendine bağlı polis gücüne devretmişti. SDG söz konusu iki mahalleyi yerel halkın da desteğiyle etkin biçimde savundu. Sonuçta bir gecelik çatışmaların ardından ateşkes sağlandı.
ABD’nin Ankara Büyükelçisi ve Suriye Özel Temsilcisi Tom Barrack, beraberinde CENTCOM Oramiral Brad Cooper olduğu halde, ilk kez Haseke’ye gitti. Orada SDG Komutanı Mazlum Abdi, Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi (“AANES”) Eşbaşkanı (fiilen SDG’nin dış ilişkiler sorumlusu, baş diplomatı) İlham Ahmed ve YPJ (kadın milis gücü) Komutanı Rohilat Afrin’le görüştü.
Ardından, bu üçlüyü yanına alıp, ABD silahlı kuvvetleri helikopteriyle Şam’a geçti. El Şara ve Savunma Bakanı Murhaf Abu Qasra ile yapılan toplantıların ardından Suriye’nin tamamını kapsayan kalıcı ateşkes uzlaşısına varıldı.
O arada, “dolaylı” yöntemle Afrin’de yapılan seçimlerde (Fırat’ın doğusunda SDG denetimindeki alanda ve........





















Toi Staff
Penny S. Tee
Sabine Sterk
Gideon Levy
John Nosta
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
Daniel Orenstein