Amaçsız, okunaksız ve tutarsız dış politika |
Diğer
07 Eylül 2025
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan
Ülkemizin kuzeyinde Ukrayna’da ve güneyinde hem Filistin’de hem Suriye’de süregiden çatışmalar var. Bunlara geçtiğimiz yıllara bakarak kâh artan kâh düşen ama hep devam eden gerilim alanları olarak (saat yönünde) Kafkasya (Azerbaycan-Ermenistan), İran ve Doğu Akdeniz hatta Ege de eklenirse geriye kala kala 259 km. uzunluğundaki Bulgaristan sınırı kalıyor.
Tabiatıyla, dış politika bu ulusal güvenlik sınamalarının yönetiminden ibaret değil, lakin bunlarla ilgilenmek zorunlu. Ancak, onun ötesinde ABD ve üyelik hedefimizin geçerli olduğunu varsaydığımız Avrupa Birliği (AB) ile ilişkilerdeki giderilemeyen, kamuoyunun ilgisinden kaçırılabilse de üzerleri örtülemeyen tıkanıklıklar da bulunuyor.
Türkiye’nin durduğu yer sabit ve bunun dayattığı zorluklarla baş etmek gerekli. İktidar değişse de Türkiye haritada bulunduğu noktadan başka bir yere taşınacak değil. Buna karşılık, AKP ve Erdoğan, Türkiye’nin “kim olduğu” sorusunu da neredeyse çeyrek yüzyıla uzanacak iktidarı süresinde tartışmaya açtı.
Aynalarla kavgalı Erdoğan, dış politika sahnesine de, laik cumhuriyetin kurucusunun huzuruna “ümmetin umudu” sloganlarıyla çıktığı gibi, kafa karıştırıcı biçimde yaklaşıyor. Çoğu zaman, örtülü yürütülmesi gerekeni açıktan, saydam olması gerekeni gizli yürüterek bu kafa karışıklığını kendi eliyle de besliyor.
Türkiye demokrasi, özgürlük ve adalet liglerinde diplere düştükçe ülkenin jeopolitik değeri dışında hiçbir albenisi, pırıltısı kalmıyor. Hesap vermek gibi bir derdi de olmadığı için iktidar kısıtlı kaynakların en etkin bicimde kamunun yararına kullanılması gibi bir amaç da gütmüyor. Aynaya bakıp imkân ve kabiliyetlerle yüzleşmekten de kaçındığı için........