Diğer

05 Aralık 2025

Tribünlerdeki o şaşkın yüzleri anlıyorum. Maçın ilk 45 dakikasında yaşananlar, sıradan bir lig karşılaşmasının ötesinde, adeta bir Galatasaray Resitali idi. Topun hıza, pasın akla, deparın ise zamanlamaya dönüştüğü o senfoni… Galatasaray o periyotta elindeki bütün futbol terimlerini Samsunspor'un üzerine bir kar topu gibi yuvarladı. Yüzde 70 topa sahip olma oranı, sürekli kurulan üçgenler ve şiddetli koşular... "Bu kadar kolay mı olacaktı?" sorusunun yanıtını, o anda kimse bilmiyordu. Çünkü, ikinci 45 dakikadan haberdar değildiler. Ne onlar, ne de biz.

Galatasaray'ın bu rüyayı erken görmek istemesi gayet anlaşılır. Önlerinde Salı gecesi dev bir Monaco randevusu var. Erken sonuç, erken dinlenme. Ve 7. dakikada geldi beklenen. Hem de son dönem tartışmaların odağındaki o isimle: Leroy Sane.

Sane’nin performans grafiği, ailesinin İstanbul’a gelmesiyle birlikte adeta vites yükseltti. Demek ki futbolcu ruhu, sahada olduğu kadar hayat düzeninde de huzur istiyor. Sane’nin sadece golü değil, ikinci golden önce bu ligin en nitelikli sol beklerinden Tomasson’u adeta bir ceylan edasıyla deparla geçip, topu Osimhen’e servis edişi, kendisiyle ilgili bütün dosyaları arşivin en derinliklerine kaldırdı. Bu, sadece bir asist değil, bir ittifak ilanıydı.

Ancak, o ikinci golden önce bir parantez açmak gerekiyor: Mario Lemina. Lemina, ilk yarıyı seke seke oynamasına rağmen, adeta modern futbolda bir stoperin nasıl oynaması gerektiğini 64 isabetli pasla gösterdi. O, geride sadece top süpürmekle kalmıyor; tempoyu ayarlayan, kullanılabilir pas sayısını artıran, tam bir regülatör işlevi görüyor. Sane’ye çıkardığı top, zeka ve sabrın ürünüydü.

İşte maçın kırılma anı burasıydı. Lemina ikinci yarıya çıkamayınca, tıkır tıkır işleyen o “devşirme” düzen bozuldu. Okan Buruk’un Lemina-Arda-Sanchez üzerinden kurduğu hassas denge bir anda sarsıldı. Arda stoperde zorlandı, Sanchez eski bölgesine döndü, Arda sağ beke... 2-2’den sonra forveti........

© T24