Erdoğan yeni bir ‘Türklük Sözleşmeşi’ ile iktidarı için CHP’yi de kapsayan bir dayanak mı inşa etmek istiyor?

Diğer

06 Mayıs 2024

Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan ile CHP Genel Başkanı Özgür Özel geçen perşembe günü görüştü. Her iki taraf da bu görüşmeden memnun. Önümüzdeki günlerde bu görüşmede gündeme gelen; başta 28 Şubat generalleri, hasta-yaşlı tutukluların serbest kalması, aynı zamanda Gezi hükümlüleriyle ilgili yeni bir ‘yargılama yöntemine geçilerek’ tahliye edilme ihtimalleri öne çıkıyor. Hasta ve yaşlıların kim olduklarından bağımsız geç kalmış tahliyelerinin sağlanması da içi boş iddianamelerle hayatlarından çalınan Gezi tutuklulularının bir an önce serbest kalmaları da gerekli. Özel’in gösterdiği çaba da liderlerin en azından görüşebilmesi de hiç kuşkusuz son derece değerli.

Görüşmede buluşmanın teknik detaylarına dair kimi itirazlarıma takılıp burada aktarmayacağım. Bu arada iktidarın sadece kendi içine-medyasına değil memleketin geneline de muhalefete de yaydığını her geçen gün daha da çok gördüğüm-duyduğum-şahit olduğum, eleştirileri kişisel alma-eleştiri kabul etmeme hastalığının beni endişelendirdiğini not edeyim. Şimdilik bu konuyu fazla detaylandırmadan olaya sadece Özel cephesinden değil Erdoğan cephesinden de bakmaya çalışarak görüşlerimi-kafamdaki soru işaretlerini madde madde aktarayım:

-Tayyip Erdoğan görüşmenin ardından siyasette yumuşamaya ihtiyaç duyulduğunu söyledi. ‘Sertleştiren kimdi, bu sertleşmeden kim ne kaybetti ne bedel ödedi, memleket ne kaybetti’ soruları ortada duruyor. Erdoğan’ın en önemli özelliği yol açtığı hasarlardan “Milletim beni affetsin” diyerek sıyrılırken faturayı başkalarına ödetmesi. Üstelik bunu her seferinde makul gerekçelerle tabanına da anlatabilmesi. “Hesap vermem, hesap sorarım” anlayışı 31 Mart’ta iktidarın sebep olduğu ekonomik yıkımın da etkisiyle sandığa çarptı. Erdoğan bu süreçten çıkış için bir yol arıyordu. Tek sebep olmasa da CHP ile görüşmenin önemli sebeplerinden biri de bu bence. Erdoğan seçim yenilgisinin ardından yeniden ‘oyun kurucu’ olarak sahalara dönüyor.

-Ekonomik krizde emekçinin ve emeklinin üzerine yıkılan acı fatura bir şekilde yönetilmek zorunda. Hatta mümkünse siyasi sorumluluğu paylaşmak da. Önümüzdeki birkaç yıl faturanın etkileri sürecek. Gerektiğinde sokağı da işaret eden, emekli mitingleri planlayan CHP, başlayan süreç zarar görmesin diye etkisi düşük protestolara yönelebilir.

-Erdoğan’ın Özel ile görüşerek CHP’nin içini karıştırmaya çalıştığı varsayımlardan biri. Böyle bir amaç olsa dahi konu sadece bununla izah edilemez. Benim esas düşündüğüm Erdoğan’ın seçime kadar geçecek süreçte iktidarını mümkün olduğu kadar az hasarla sürdürme çalışmaları içinde CHP’ye bir rol hayal edip etmediği. Şu an gözüken MHP’nin AKP içinden gelen tüm eleştirilere karşı Erdoğan için vazgeçilmez bir noktada olduğu. Bunu sadece oy anlamında değil (ki MHP kendi oyunu korurken AKP’ye kaybettiriyor) devlet içinde güç dağılımı anlamında da düşünmek gerekiyor. Bu denklemde CHP de buraya bir yerden dahil edilmek isteniyor olabilir.

-Denklem konusunu biraz daha açmak istiyorum. Bu yeni bir ‘Türklük sözleşmesi’ olarak hayal mi ediliyor diye aklıma........

© T24