AYM’nin harçlar istisnasının iptal kararı, Şimşek’in istisnalarla mücadelesinin yolunu açar mı?

Diğer

06 Haziran 2024

5 Haziran 2024’te yayımlanan Resmi Gazete’de yer alan K.2024/35 sayılı Anayasa Mahkemesi Kararı ile 5411 sayılı Bankacılık Kanunu m.143’te yer alan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ile bunlara ilişkin düzenleyecekleri kağıtları Harçlar Kanunu’ndan istisna eden hüküm iptal edildi.

Aynı maddede varlık yönetim şirketlerinin düzenleyecekleri kağıtlar ayrıca damga vergisi, kaynak kullanım destekleme fonu ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Kanunu m.39’dan istisna edilmeye devam edilmektedir. Olası bir durumda aynı gerekçelerle bu sayılan istisnaları düzenleyen cümleler de iptal edilebilir mi?

Hatta diğer kanunlarda bu şekilde bazı kurum ve/veya kişilere özgü sınırsız muafiyet ve istisnalar bu karar emsal alınarak iptal edilebilir. Daha da önemlisi bu Karar, Şimşek’in verimsiz muafiyet ve istisnalarla mücadelesi için önemli bir gerekçe de olabilir. Bu yüzden bu kararı yabana atmamak lazım.

O nedenle gelin birlikte değerlendirelim…

Yozgat Yerköy Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından 19/10/2005 tarih ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun 143’üncü maddesinde alacak davasında davacının yaptığı işlemlerin ve bununla ilgili olarak düzenlenen kâğıtların her türlü harçtan istisna tutulması hükmü Anayasa’ya aykırı bulunarak somut norm denetimi yoluyla Anayasa Mahkemesine taşınmıştır.

İptali istenen hüküm yani 5411 sayılı Kanun m. 143 “Bu Kanun kapsamında kurulan varlık yönetim şirketleri ile 4743 sayılı Malî Sektöre Olan Borçların Yeniden Yapılandırılması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 3’üncü maddesinin yedinci fıkrası uyarınca Kurulun çıkarmış olduğu yönetmelik kapsamında kurulan varlık yönetim şirketlerinin yaptıkları işlemler ve bununla ilgili olarak düzenlenen kâğıtlar, (…) 488 sayılı Damga Vergisi Kanununa göre ödenecek damga vergisinden, 492 sayılı Harçlar Kanununa göre ödenecek harçlardan, (…) kaynak kullanımını destekleme fonuna yapılacak kesintilerden ve 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanunun 39 uncu maddesi hükmünden istisnadır” şeklindedir.

Bilindiği üzere Kanunların, Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün veya bunların belirli madde ve hükümlerinin şekil ve esas bakımından Anayasa’ya aykırılığı iddiasıyla Anayasa Mahkemesinde doğrudan doğruya iptal davası açılabilir. (AY m. 150) İptali istenen kanun, genel kural olarak Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi veya içtüzüğün Resmî Gazete’de yayımını takip eden 60 gün içinde açılabilir. Buna soyut norm denetimi denir. Davayı; Cumhurbaşkanı, en çok üyeye sahip iki parti (iktidar partisi, ana muhalefet partisi) ve TBMM üye tam sayısının en az 1/5 oranındaki milletvekilleri açabilir.

Diğer taraftan mahkemelerde bir davanın devam etmesi durumunda da taraflar, konunun Anayasa’ya aykırılık iddiasıyla Anayasa Mahkemesine gönderilebilir ki buna da somut norm denetimi denir. Başka bir ifadeyle bir davaya bakmakta olan mahkeme Anayasaya aykırılık tespit ettiğinde ya da taraflardan birinin ileri sürdüğü Anayasa’ya........

© T24