Ateşle imtihan

Diğer

04 Temmuz 2024

Hem solcu, hem demokrat, hem vicdanlı, hem adil, hem insan haklarından yana, hem barışçıl biri olup hem de mültecilere yapılan saldırılara “mantık” çerçevesinde buz gibi duygularla bakamazsınız.

Sorunu iktidarın hataları üzerinden okuyup, faşistlerin saldırganlıkları üzerinden rasyonelleştiremezsiniz.

Bugüne kadar savunduğunuz değerlerin sizden ağır talepleri olur.

Bir kıvılcım parladığı anda, kim haklı kim haksız diye düşünmeden, kim ne der diye hesap yapmadan, “ama” ile başlayan cümleler kurmadan kendinizi o ateşe atmanız gerekir.

Bu ülkeye gelen, gelebilen, şöyle ya da böyle bu ülkeye yerleşen, yerleştirilen mültecilere “Biz devlet olarak hata yaptık, vazgeçtik, anlaşmaları bozuyoruz, tavizleri geri çekiyoruz, pazarlıklardan yıldık, göz yummaları bırakıyoruz ve legal ya da illegal elde ettiğiniz tüm haklarınızı elinizden alıyoruz. Toplayın pılınızı pırtınızı, çoluğunuzu çocuğunuzu derhal geldiğiniz yere geri gidiyorsunuz” denilmeyeceğini bilirsiniz.

Devlete bunu söyletmek imkansızdır.

Ama mültecileri korkutmak, yıldırmak, hırpalamak, öldürmek ve olayı tehlikeli bir sivil çatışmaya dönüştürmek mümkündür.

İnsanları birbirine kıydırır ve ortalığı ateşe verirseniz, devlet hatta devletler anca o zaman çözüm için belki takkelerini ortaya koyarlar.

Ama o da belki.

“Birkaç ev ve işyeri yakılırsa… Kapılarına işaretler konulursa… Birkaç tanesi meydanlarda uluorta dövülür, bıçaklanırsa… Birileri mahallelerinde dolanır, bağıra çağıra havaya ateş açarsa… Görün bakın bakalım kalıyorlar mı daha buralarda…” diye düşünenlerin yarısı sağcıdır ve onlar bu fikre heyecanla sarılır; diğer yarısı da solcudur ve onlar da akıllarına gelen bu fikre düşmekten utanır.

Sonra çıkar birileri bu fikri gerçekleştirir.

O andan sonra söylenecek çok şey vardır ama eğer siz “solcu”ysanız biraz üzüntü ve endişeyle ama daha çok öngörülü olmanın yersiz kibriyle “Bunun böyle olacağı belliydi” dersiniz.

Aslında bunun böyle olacağı değil bunun böyle........

© T24