Şarabımızın demokratıydı…

Diğer

27 Temmuz 2024

“Kendisinden tonlarca üzüm aldığımız yaşlı bir bağcı amcamız var. Geçen sene ona yüklü bir ödeme yapmışız. Bankaya gittiğinde memure ‘Hesabınızda 1 milyon lira var amca’ deyince ‘Kızım’ demiş, ‘Ben hayatımda bir milyonu bir arada görmedim. Hele şu kâğıda sıfırlarını bir yaz da bakayım, zevkine varayım…’”

Antalya’nın yıldızlı göğünün altında serin beyaz şaraplarımızı içerken gülümseyerek bu sevimli anekdotu anlatan adam da anlatırken sanki o ânı yaşıyor, o amca gibi keyifleniyordu. Geçtiğimiz hafta ani bir kalp krizi sonucu kaybettiğimiz Yasin Tokat’ı tanıyanlar için ise bu bir sürpriz değildi. Zira şarapçılığımızın 30 yıldır tanıdığım duayeni, en çok bağcıların mutluluğuna dair sohbetlerde keyifleniyordu.

Yasin Tokat’la ilgili ilk anım, 1993 yılına uzanıyor. O yıl rahmetli Tuğrul Şavkay ve sevgili Ahmet Örs’le birlikte Tekel’in Ürgüp’de düzenlediği şarap yarışmasına davetliydik. Askerî uçaklarla paylaşılan zamanın Kayseri havalimanına inip Kapadokya’ya yollandığımızda, ilk seansı biten yarışmanın jürisini bir kır lokantasında yakaladık. Serin bir çardak altında köftelerimizi kırmızı şarap eşliğinde yerken, jürinin en kıdemli üyesi İspanyol önolog Dolores elinde bardağıyla ayağa kalktı ve ortalığa doğru “Bu şarabı yapan kim?” diye sordu. İlk gez gördüğüm yanık tenli bir genç adam mahcup bir edayla ayağa kalkarak “Ben…” diyecek oldu. 60’larındaki bayan önolog genç adamın yanına geldi, onu şapır şupur öptü ve “Bravo genç adam…” dedi. “Şarap böyle olmalı. Sen böyle hoş meyve kokulu, güzel içimli şaraplar yapmaya devam ettikçe sırtın yere gelmez. Şarapçılığınız da böyle şaraplarla ilerler…”

Gerçekten de öyle oldu. Yöresinin Çalkarası üzümlerine hafif Boğazkere ilavesiyle meyvemsi ama hafif de baharlı, kolay içimli ve temiz şaraplar yapan Pamukkale Şarapları’nın sahibi Yasin Tokat, şarapları sadece Ege’de bulunan alçakgönüllü bir üretici olmayı aştı, ülke çapında bir ulusal marka yarattı. Şirketinin adından da daha çok bilinen süpermarketler için ürettiği “Sava” markalı şarabıyla da gençlerin ve mütevazı gelirli şarapseverlerin tercihi oldu. Bütün Türk şaraplarının satışı 100 milyon litreyi bulmazken, sadece Sava’ların satışı 4 milyon litreye yaklaştı…

Denizli’nin yüksek rakımlı Güney ilçesi, bağcılığa dayalı tarımıyla 1960’lara kadar ülkenin en önemli pekmez üreticilerinden biriydi. Şekerin ucuzlayıp yaygınlaşmasıyla pekmez talebi azalınca, ilçenin üzüm üretimini değerlendirmek için tam 5 şarap tesisi kurulmuştu. Zamanla bunların çoğu elendi, geriye Tokat kardeşlerin kurduğu Pamukkale kaldı.........

© T24