menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Yanına kâr mı kalacak?

165 12
15.10.2025

Diğer

15 Ekim 2025

Şarm el-Şeyh Barış Zirvesi

Birleşmiş Milletler tarafından Filistin’deki insan hakları ihlalleri ile ilgili durumu tespit etmekle görevlendirilen “bağımsız raportör” Francesca Albanese, İsrail ordusunun Gazze’deki eylemlerinin “soykırım” olduğunu raporlamıştı.

Bu nedenle Trump yönetimi tarafından yaptırım listesine de alındığını hatırlatayım.

Uluslararası Ceza Mahkemesi de 2024 Kasım ayında İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, eski İsrail Savunma Bakanı Yoav Gallant ve Hamas lideri Muhammed Deyf hakkında tutuklama emri çıkarmıştı.

UCM, bu üç kişinin savaş suçları ve insanlık karşıtı suçlar konusunda cezai sorumluluklar taşıdığına ilişkin makul gerekçeler olduğu yönünde karar vermişti.

Bütün dünyanın “barış anlaşması” diye kutsadığı Trump Planı’nın imza töreninden sonra bu konuda “imzacılardan” bir açıklama gelmedi.

Cumhurbaşkanı’nın uçağına doldurulan gazeteci süsü verilmiş maiyet memurlarının ellerine tutuşturulan “sorulabilir sorular” arasında da bu soru yoktu.

Cumhurbaşkanı’nın uçaktaki adamlarına irat ettiği nutukta da bu konuya hiç değinilmedi.

Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Burhanettin Duran, zirveden sonra yaptığı açıklamada Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Şarm El Şeyh’te, Türkiye’nin barış, adalet ve insani değerlere dayalı duruşunu net olarak ortaya koyduğunu” söylemişti.

Bu durumda Netanyahu’nun soykırım ya da insanlığa karşı suçlardan sorumlu tutulması konusunda Türkiye’nin net bir tavrının olmadığını mı anlamalıyız?

İletişim Başkanlığı bu konuda lafı çok da dolandırmadan (yani........

© T24