Rejimin "vesayet kurumu" olarak Diyanet

Diğer

30 Ağustos 2024

Diyanet İşleri Başkanlığı, Diyanet İlmi Dergi'sinde yayımlanan makaleler ve sempozyum bildirileri arasında FETÖ kaynaklarına atıfta bulunan birtakım cümleler olduğu iddiası ile ilgili olarak soruşturma başlatmış.

Diyanet'in açıklamasında "toplumun tüm kesimlerine sahih dini bilgiyi ulaştırmak gayesiyle yayın faaliyetlerinde bulunulduğu" belirtiliyor.

Diyanet'in "sahih dini bilgi" dediği şeyi "zamanın ruhuna uygun dini bilgi" şeklinde de okuyabilirsiniz.

Çünkü aynı kurum, 15 Temmuz darbe girişiminin öncesinde Fetullahçı ilahiyatçıların yazılarını da "sahih dini bilgi" diye yaymakta bir sakınca görmemişti.

Nitekim açıklamada bu itiraf ediliyor:

"15 Temmuz 2016 tarihinde yaşanan hain darbe girişiminin ardından FETÖ ve din istismarı ile mücadele kapsamında Başkanlığımız yayınları komisyon marifetiyle hızla incelenmiş, FETÖ ile iltisak ve irtibatı olan yazarların eserleri Başkanlığımız arşivlerinden çıkartılmış, mevcut yayınlar arasında bulunanların tamamı yayından kaldırılmış, satışları sonlandırılmış ve imhaları gerçekleştirilmiştir."

Hatırlarsınız, Fetullahçıların darbe girişiminin hemen ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan da Diyanet İşleri'ni şöyle suçlamıştı.

"FETÖ ülkemizde kök salmış ve milletimizin başına bela olmuştur. Diyanet'in bu konuda ciddi eksiklikleri olduğunu söylemek isterim. Diyanet İşleri bu konuda çok ama çok geç kaldı."

Erdoğan böyle demişti ama unutmayalım ki o yıllarda Diyanet'in, Fetullahçı çete aleyhine bir adım atması mümkün değildi.

Belki Cumhurbaşkanı hatırlar, kendisi de dahil olmak üzere devletin bütün kurumları ve yetkilileri Fetullahçılara "ne istedilerse vermek" için adeta birbirleriyle yarışıyorlardı.

Yani o günlerden biliyoruz ki Diyanet için "sahih dini bilgi", belli bir dönemde makbul görünen, siyasi iradenin takdirine ve desteğine mazhar olmuş tarikat ve cemaatlerin görüşleridir.

Çünkü Diyanet İşleri Başkanlığı da bugünkü rejimin vesayet kurumlarından biridir.

Bu kurum aracılığıyla, dinin siyasetin emrinde olmasını sağlamaya çalışır.

Nitekim bugün de Diyanet, "sahih dini bilgi" için kılını kıpırdatmıyor.

Bugünün "siyaseten makbul" tarikat şeyhlerinin, bir el hareketiyle depremi önleyebildiğini anlatan hocalar ile ilgili bir açıklama yapmadılar mesela.

Karpuz seçilirken, belli bir ayetin okunması ile en iyi karpuzu eve götürebileceğinize ilişkin "bilginin" Müslümanlara ulaştırılmasına da ses çıkarmadı.

Azrail geldiğinde ona "bilmem hangi tarikatın falanca kolundanım" diyenin Azrail'i yanından kolayca uzaklaştırabileceğini bile söyleyen var.

Sosyal medya imamlarını takip edin, aklı başında bir insanı dinden çıkartacak bilgilerin "sahih dini bilgi" diye yayıldığını göreceksiniz.

Diyanet İşleri'nin bunlarla ilgili herhangi bir açıklamasını duydunuz, okudunuz mu?

Tarikat şeyhine bağlılıklarını beyan etmek için cami avlusunda "hav hav" diye bağıran insanların yaptıklarının, İslam dininde yeri olup olmadığını da Diyanet'ten duymadınız.

Çünkü o tarikatlar da........

© T24