Recep Tayyip Erdoğan Partisi

Diğer

06 Haziran 2024

AKP’nin Kızılcahamam toplantısında, Reis’in herkesi dinleyeceği ve seçim yenilgisinin nedenlerini keşfederek, gerekli değişiklikleri yapacağı ile ilgili bir beklenti vardı.

Bu kulis haberlerini hep tebessümle karşıladım.

Çünkü bu parti Adalet ve Kalkınma Partisi adını taşıyor olsa da esasen Recep Tayyip Erdoğan Partisi. Adının aslında böyle olması lazım: RTEP!

Bir başarı varsa bu Recep Tayip Erdoğan’a ait ve başarısızlıktan da kuşkusuz o sorumlu.

Kendisini iktisatçı zannetmeseydi, Türkiye’yi tek başına yönetebilecek ehliyet ve donanıma sahip olmadığının farkında olsaydı, çevresinde “sallabaşlar” toplayacağına gerektiğinde kendisini de eleştirecek çapta politikacıları tutabilseydi bu yenilgi de olmazdı.

Ama zaten o zaman da bugünkü Recep Tayyip Erdoğan da olmazdı.

Troçki, 1904’te yazdığı bir risalede Lenin’in parti anlayışını eleştiriyor ve o yolda gidilirse, “parti örgütünün yerini merkez komitesinin, merkez komitesinin yerini de bir diktatörün alacağını” söylüyordu. “Halk dilsizleşirken, komiteler, politikalar koyacak ve kaldıracak” diyordu. Aradan yıllar geçtikten sonra o partinin ve ülkenin, Stalin’in elinde nerelere gittiğini artık tarih kitapları yazıyor.

AKP’nin başına gelen de bundan farklı bir şey değil.

O partide artık bir tek kişi var: Recep Tayyip Erdoğan. Merkez Yönetim Kurulu da o, hükümet de o, milletvekili de o, il-ilçe başkanı da o.

Hatırlarsınız belki, Bekir Bozdağ, Ahmet Davutoğlu’nun yerine Binali Yıldırım’ın seçildiği kongrede bir konuşma yapmış ve şunu söylemişti:

“AK Parti, Tayyip’in partisidir ve var oldukça da Tayyip’in partisi olacaktır.”

Konuşmasını şöyle tamamlamıştı:

“Size sadakatle, açtığınız yolda, gösterdiğiniz istikamette bu kutlu yolda, yolculukta yürümeye azimle devam edeceğiz.”

Bekir Bozdağ, belki o an yağcılık yapmak endişesi içindeydi, bunu bilemem. Ancak bilerek ya da bilmeyerek o gün AKP’de bir tek adam kültünün oluştuğunu ve artık bunun kolay kolay değiştirilemeyeceğini söylüyordu.

Nitekim, toplumumuzun, bir sultana kul olma geleneğinden beslenen karizmatik ve otoriter lidere tapınma eğilimi, bu kez Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsında vücut bulup, AKP’yi teslim aldı.

Aynı kongrede Erdoğan’dan gelen mesaj okunurken, bütün salonun İstiklal Marşı’nı dinler gibi ayağa kalktığını da hatırlayalım.

Mesajı okunurken ayağa kalkan o insanlar, Erdoğan’ın kendisi gelip o nutku okumaya kalksaydı ne yapacaklardı diye merak etmiştim.

Onun için Kızılcahamam toplantısından bir........

© T24