Biraz durup nefes almaya ne dersiniz?

Diğer

06 Temmuz 2024

İngiliz sporcu Daley Thompson, tarihin en iyi dekatletlerinden (dekatlon yapan sporculara bu isim veriliyor) biriydi. Aslında "Britanyalı" demeliydim, çünkü babası Nijerya kökenli bir İngiliz, annesi bir İskoç idi.
9 yıl boyunca girdiği bütün yarışmaları kazandı. İki olimpiyatta üst üste şampiyon oldu. Olimpiyat oyunları sırasında dört kere dünya rekoru kırdı.

İkinci olimpiyat madalyasını aldıktan sonra söylediği "Aksi kanıtlanana kadar yaptığım işin en iyisiyim" sözünü sevmiş, gazetedeki mantar panoma asmıştım.Thompson için yapabileceğimiz en iyi tanım, "mükemmel atlet" olabilir.

Normal olarak her gün üç kere antrenman yapıyordu. Bunun nedeni rakiplerinin hepsinin günde iki antrenman yapıyor olmasıydı. Her gün onlardan bir fazla antrenman yaptığı için hep bir adım önde olacağını düşünüyordu ve nitekim yaşı ilerleyene kadar da bu düşüncesinde haklı çıktı.

Sadece Noel'de iki antrenman yapıyordu. Onu da şöyle açıklamıştı: "Rakiplerim Noel'de de antrenman yapmaya devam ediyorlarsa en azından onlarla eşit olurum."

Böyle adanmış bir sporcu olabilmem için artık zamanın çok geçtiğini düşünüyordum ki The Guardian gazetesi sayesinde hayatımın sporu olabilecek bir şeyi keşfettim. Bir "space-out" sporcusu olabilmek için her şeye sahip olduğumu düşündüm.

Bunun için hiçbir şey yapmamam yetiyor ve zaten bu spor esasen hiçbir şey yapmamak ile ilgili.
Gazete bu ilginç spor yarışması için Seul'e bir muhabir bile yollamış, ben de Raphael Rashid'in haberinden öğrendim bunları.

Bu sporu yapabilmek için hiçbir yeteneğinizin olması gerekmiyor. Zihinsel ve fiziksel olarak herhangi bir eylemde bulunmak da zaten yarışmayı kaybetmek anlamına geliyor.

Bu sporu yaratan kişi Woopsyang isimli Güney Koreli bir sanatçı.

Woopsyang yıllar önce bir "tükenmişlik sendromu" geçirmiş ve o sırada bu sporu keşfetmiş.

"Rekabetçi aylaklık" diye tanımlıyor bu işi. Yaşamın yoğun temposu ile arasına bir duvar örmek isteyenler için ideal.

Woopsyang bu sporun aynı zamanda bir performans sanatı olduğuna da dikkat çekiyor.
Hiçbir şey yapmadan, ıslak bir yoga matının üzerinde saatlerce boşluğa gözlerini dikip oturan yarışmacılar ve onları izleyen hareket halindeki insanların yarattığı düşünsel ve sanatsal açıdan benzersiz kontrast performansın temeli.

Güney Kore uzun çalışma süreleri açısından bir cehennem sayılabilir. Şu anda haftalık çalışma süresi 52 saat ama hükümet bunu ilk fırsatta 69 saate çıkarmayı düşünüyor ve gündeme de sıkça getiriyor.
Bu yarışma aynı zamanda bu acımasız kapitalist baskıya karşı bir protesto eylemi.

Sporcuların yarışma sırasında hiçbir şey yapmamaları gerekiyor. Telefonuna bakan, uyuklayan, konuşan, şarkı söyleyen, gülen, bir şeyler içen veya hiçbir şey yapmama kuralını bozacak herhangi bir eylemde bulunan katılımcılar diskalifiye ediliyor.

Seyirciden en çok oy alan 10 yarışmacı arasında kalp atış hızı daha stabil olan yarışmanın galibi ilan ediliyor.

Bu yılki yarışmayı aslen Şilili olan ancak Seul'de psikolog olarak çalışan Valentina Vilches kazandı. Yarışmaya eğlenmek için katıldığını söylüyor, elde ettiği deneyimi hastalarıyla paylaşmak istiyor.
"Onlara ara vermenin ve rahatlamanın önemini ve bunun zihinsel sağlığınızı nasıl olumlu yönde etkilediğini hatırlatmak istiyorum" diyor.

Yarışmacılardan........

© T24