The Beatles

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

07 Aralık 2025

Günümüzde ortalıkta ve çevrimiçi binlerce kerameti kendinden menkul fenomen dolaşıyor. Ama bence fenomen olmayı gerçekten hak eden ve müzikte, modada ve hayat görüşünde kültürel bir devrim yapanlar Beatles'tır. Liverpool'lu bu dört genç özgürlüğü, yaratıcılığı ve modern kültürü yeniden tanımlamıştır.

Beatles’ın büyüsü yalnızca melodilerinde değil, cesaretlerinde gizlidir. 1960’ların ortasında kimsenin hayal bile edemeyeceği stüdyo denemeleri yapanlar, klasik müzikten Hint motiflerine, rock’tan psikedelik seslere kadar tüm kapıları açanlar onlardır. Bugün müzikte yenilikçi diye övdüğümüz ne varsa çoğu onların parmak izini taşır.

John Lennon’ın isyankâr ve şiirsel dehası, Paul McCartney’nin sınırsız melodik zekâsı, George Harrison’ın derin ruhani arayışları, Ringo Starr’ın Beatles'ın omurgası olan zarif davulculuğu bir araya geldiğinde bir mucize gibi benzersiz bir bileşim oluşturur.

Bugün pop müzikten alternatif rock’a, elektronik müzikten sinemadaki soundtrack kültürüne kadar gördüğümüz sayısız parçanın DNA’sında mutlaka Beatles vardır. Onlar sadece bir grup değil, modern dünyanın kolektif hafızasıdır.

Beatles'ın etkisi müziğin çok ötesine geçer. Onlar modadan, sanata, sosyal düşüncelere kadar uzanan bir kültür dalgasının öncüleridir. "All You Need Is Love / Sana Yalnızca Aşk Gerekli" gibi bir şarkı küresel bir barış ve birlik mesajıdır.

Beatles’ın başarısı insanlığın ortak dilini insanların birbirine anlatamadığını melodilerle anlatmasıdır. Dünya onlarla daha renkli, neşeli ve güzel bir yer olmuştur.

Bugün sizlere Beatles'in inanılmaz müziğini söyleyen başka sanatçıları tanıtmak istiyorum. Orijinal parçaları da karşılaştırabilmeniz için ilginize sunuyorum. Sizce hangisi daha iyi bir iş çıkarmış? Tabii taklitçilik her zaman daha kolaydır.

Sizi başka diyarlara götüren ya da buna çalışan bir sürü şarkı bilirim. Ama bence çok azı Beatles'ın Lucy in the Sky with Diamonds'ı kadar canlı, büyüleyici ve kalıcı bir iz bırakan bir alem yaratabilmiştir.

Sgt. Pepper's Lonely Hearts Club / Çavuş Pepper'in Yalnız Kalpler Kulübü albümündeki bu parça kulaklar için çizilmiş bir tablodur. Bir rüyanın senfonisidir.

John Lennon'un yumuşak vokali "Kendini nehirdeki bir sandalda hayal et" diye seni büyülü bir kapıdan içeri davet eder. Bu sihirli bir yolculuğun başlangıcıdır.

"Başının üzerinde yükselen sarı ve yeşil çiçekler. Gözlerinde güneş olan kızı ara." Bence bu parça Alis Harikalar Diyarında'nın psikedelik bir versiyonunu okumak gibidir. Dinleyiciyi ağaçları mandalina, gökyüzü reçel olan kaleydoskop gözler diyarına taşıyan bir araca bindirir. Kendimizi gerçeküstü göz kamaştırıcı bir imge dünyasında buluruz.

Şarkının baş harflerinin LSD'yi çağrıştırması onu her zaman bir spekülasyon ve tartışma konusu yapmıştır. Ancak John Lennon'ın oğlu Julian'ın okulda yaptığı "Lucy gökyüzünde elmaslarla" isimli bir resimden ilham aldığını açıklaması bu büyünün aslında bir çocuğun masum ve renkli dünyasından doğduğunu gösterir.

İlişikteki parçayı söyleyen Elton John onu kendi coşkulu dünyasına taşır, orijinaline saygı duyarken onu bambaşka bir parıltıyla göstermeyi başarır. Onun versiyonu şarkının temelindeki rüyamsı ve masalsı havayı korurken arena-rock şövalyesinin ihtişamını ve gücünü katar. Düzenleme orijinalindeki sakin, rüyamsı havadan sıyrılıp dinleyiciyi alıp göklere çıkaran coşkulu bir yolculuğa dönüşür.

George Harrison Lennon / McCartney ikilisinin yanında biraz arka planda kalsa da bence çok yeteneklidir. Müzik tarihinde vergi sistemine karşı yazılmış en zeki ve sivri dilli şarkıyı yazan George'dur.

1966 tarihli Revolver albümünün açılış parçası olan Taxman daha ilk saniyede dinleyicinin yakasına yapışır. Keskin bir gitar, neredeyse funk’a yakın bir ritim ve McCartney’nin saldırgan bası ortaya politik ve eğlenceli bir başyapıt çıkarır.

Şarkının mesajı açıktır. Harrison o dönem İngiltere’de çoğu zaman yüzde doksanlara varan yüksek gelir vergisi oranlarının sanatçıları nasıl boğduğunu ironik bir şekilde anlatır. Bunu bir protesto şarkısı olarak değil, keskin İngiliz mizahıyla süslenmiş bir pop klasiği olarak yapar.

Paul McCartney’nin çaldığı ateşli gitar solosu 1966 yılında rock gitarının nereye evrileceğini önceden haber veren bir işçilik taşır.

Taxman Beatles’ın pop sınırlarını zorlamaya başladığı bir dönemin simgesidir. Politik ama hafif, eğlenceli ama sert, minimal ama etkilidir.

Sana nasıl olacağını söyleyeyim / Sana bir, bana on dokuz / Çünkü ben vergi memuruyum.

Bu dize dönemin uçuk vergi oranlarının mükemmel bir özetidir. Daha da çarpıcı olanı vergi memurunun sadece paraları değil, hayatın kendisini de vergilendireceğini söylemesidir.

Yürürsen sokağı vergilendiririm / Oturursan koltuğu vergilendiririm.

Bu bireyin özel alanına yapılan bir saldırı, bir tür varoluşsal sömürüdür. Birey ile devlet, emek ile sömürü arasındaki kadim gerilimi zamanın ötesine geçen bir biçimde ustalıkla ele alır.

Joe Bonamassa bir şarkıyı cover’ladığında o parçayı kendi gitarının damarlarına işler, ona yepyeni bir ruh üfler ve sonra da sanki hep kendine aitmiş gibi çalar. George Harrison’ın sivri zekâsıyla yazdığı politik-rock klasiğini alır, onu dev bir blues solosuna dönüştürür.

Bonamassa'nın........

© T24