Yeni dünya düzeni: Küresel sermayenin artan egemenliği |
Diğer
Konuk Yazar
03 Aralık 2025
Zürih merkezli Union Bank of Switzerland (UBS) tarafından yayımlanan (Global Wealth Report 2025) “Küresel Servet Araştırması Raporu” yenidünya düzeninin, artık ağırlıklı olarak küresel sermayenin patronajında inşa edildiğini bize gösteriyor. Bu düzen eşitler arasında bir iş birliği değil; giderek daha belirginleşen bir kast sisteminin yeni modeli olarak algılanabilir.
Rapor şunu açıkça ortaya koymaktadır. Küresel ekonomide köklü bir paradigma değişimi yaşanmakta; devletlerin ekonomik gücü göreceli olarak zayıflarken, küresel sermaye elitleri dünya servetinin (her yıl giderek artan oranda) ezici bir çoğunluğunu ellerinde tutmaktadırlar. Servetin bu denli bireylerde yoğunlaşması, devletlerin ekonomik ve politik gücünü sınırlamaktadır. Dolayısıyla bu tablo merkezi karar alma süreçlerini -ki buna gerçekçi bir yaklaşımla devletler de diyebiliriz- küresel sermaye aktörlerinin etkisine açık hâle getirmektedir.
2025 raporuna göre, devletlerin toplam kamu serveti 45–50 trilyon dolar arasında iken, bireysel servet 500 trilyon dolar düzeyine ulaşmaktadır. Aradaki bu büyük fark, ekonomik gücün kamusal alandan küresel sermayeye kaydığını açıkça ortaya koymaktadır. Böylece küresel sermayenin yalnızca büyük yatırım ve sermayeyi yönlendirme kapasitesine sahip olmakla kalmayıp, politik karar alma süreçlerini de dolaylı ve bazen de doğrudan etkileyebilme kapasitesine ulaştığını da göstermektedir.
Nitekim rapor şu gerçeği de önümüze koymaktadır. Küresel sermaye, artık ulusal ekonomiler üzerinde egemenlik kurma potansiyeline erişmiş durumda. Küresel sermaye bugün sadece paraya hükmetmiyor. Ülkeleri savaşlara sokan, siyaseti yönlendiren, karşı çıktığı ülkelerin ekonomilerini batırma potansiyeli olan bir güçten söz ediyoruz. Ve bu güç; yatırım, ticaret ve finansman açısından dünya ticaretinde uluslar ötesi bir anlayışla büyümeye ve karını maksimize etmeye devam ediyor.
Raporda ayrıca Türkiye özelinde derinleşen gelir eşitsizliğine ve bunun yapısal bir soruna dönüştüğüne de dikkat çekilmektedir.
- Küresel sermaye, büyümesini engelleyecek siyasi kararları istemez. Siyaseten etkilenmeyi değil, siyaseti etkilemeyi ve yönlendirmeyi ister. Yoğunlaştığı ülkede hesap vermek istemez.
- Küresel sermaye, dijitalleşmiş, gözetlenen........