Saç temizliğinin tarihi

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

09 Kasım 2025

Günümüz dünya ekonomisinde taşıdığı çok büyük ticaret hacmiyle her ülkede önemli bir pazara sahip olan şampuanlar ve saç bakım ürünleri insanlık tarihiyle eşdeğer gelişmiş, saçları temiz ve istenilen şekilde tutmak için her çağda farklı çözümler denenmiş.

Saçın kesim şekli bakımını da etkilemiş; saç tasarımı gerek erkeklerin gerekse de kadınları hangi yaş evresinde olduğunu her çağda ve kültürde farklı bir şekilde belirlerken statüyü, mesleği, içinde yaşadığı sosyal sınıfı da belli etmiş; toplumsal yaşamın -neredeyse- tüm kodları saç tasarımından anlaşılmış.

Tabii ki zaman zaman saç şekli ve bakımı erotik bir öneme de sahip olmuş; saç, cinselliğin ve doğurganlığın simgesi olarak her çağda farklı bir tarzın kapısını açmış.

MÖ 10.000 gibi erken bir tarihte, Mısır'da hem erkekler hem de kadınlar saçlarını, ciltlerini ve vücutlarını renklendirmek için çeşitli boyalar kullanıyor, kına ve farklı doğal malzemeler saç sorunlarının tedavisinde, bakımında ve tasarımında yer alıyormuş.

Günümüzde Endonezya toprakları içinde yer alan Java Adası'nda yerli halk kurutulmuş pirinç saplarını yakıp küllerini bir gece suda beklettikleri sıvıyla saçlarını yıkamışlar. Her dönemde uzun saçı tercih eden Java halkının saç kremi olarak hindistancevizi yağı hazırladığı ve bunu kokulu otlarla karıştırdıktan sonra saçlarına uyguladığı yapılan arkeolojik çalışmalarda tespit edilmiş.

Çin'de de fermente pirinç suyu saçı güçlendirmek için kullanılmış, saçlar farklı şifalı bitkilerle hazırlanmış ve çiçeklerle kokulandırılmış sıvılarla durulanmış. Sedir ağacı özü ile Çin çayı her çağda saç temizliğinde kullanılmış.

İlginçtir, her iki uygulama günümüzde Çin coğrafyasında neredeyse aynı yöntemlerle hazırlanmaya ve tatbik edilmeye devam ediyormuş.

Gün ışığına çıkarılan ve en eskisi 3 bin 500 yıl öncesine tarihlenen mumyalar üzerinde yapılan arkeolojik araştırmalar neticesinde saç yıkamak için hazırlanan özel karışımın bakımlı ve temiz saçlara sahip olmak için özel karışımlar kullanan Eski Mısır gibi kadim medeniyetlere kadar uzandığı saptanmış.

Antik Mısır halkının saçlarını, palmiye-Hint ve hayvansal yağlardan oluşan bir karışımla temizlediği, bitki özlerini saç jölesi olarak kullanıp şekil verdiği anlaşılmış. İşin ilginç yanı tespitin yapıldığı mumyaların birçoğu zengin ve soylu kişiler değilmiş; daha ziyade, sıcaklığın ve kuraklığın bedenleri doğal olarak mumyaladığı basit çöl mezarlarına gömülmüş insanlara aitmiş. Mumyaların bazılarında bukle yapılmış, koruyucu maddelerle kaplanmış ve sonradan jöle sürülmüş saçlar fark edilmiş; mezarlarda uzun saçları şekillendirdikleri saç maşaları bulunmuş.

MÖ 1550 yıllarında yazıldığı sanılan ve Eski Mısır'a ait tıp bilgileri içeren en eski-en önemli yazma olarak adını 1873 yılında deşifre eden Antik Mısır uzmanı George Maurice Ebers'ten alan “Ebers Papirüsü” saç bakımı ve tedavisi için tam 12 ayrı çare öneriyormuş. Bunlar arasında bekletilmiş inek kanı, kaplumbağa kabuğu tozu, eşek toynağı, dişi köpek vajinası, yılan yağı, yağda pişirilmiş solucanlar, guguk kuşu boynunun ve omurgasının yağda pişirilmesi ile elde edilen karışım varmış. Bir de tabii ki boya konusu var; geyik boynuzu, yengeç tozu, guguk kuşu rahmi ve yumurtası ile hazırlanan saç boyama sıvılarının saçlara renk verdiğine, Hint yağı bitkisinin saç uzamasını desteklediğine inanılmış.

Antik Mısır’da iç yağı gibi, kemik gibi, deri gibi hayvansal ürünlerin, çiçeklerin kaynatılmasıyla (damıtılmasıyla) açığa çıkan bitkisel yağlarla ve alkalin tuzlarla karıştırılması neticesinde ürettikleri sabun benzeri bir madde MÖ 600'lü yıllarda saç kremi şeklinde kullanılmasının yanında çok cilt hastalıklarının tedavisinde de yer almış.

Gün ışığına çıkarılan eski bir papirüs üzerinden günümüze ulaşan en eski saç boyama reçetesi Eski Mısır'ın ilk kralının karısı Teta'nın annesi Leydi Schesch'e atfediliyor. Schesch kalın, koyu ve gür saçlara sahip olmak için hazırlattığı karışımı boya özelliği yanında düzleştirici olarak da kullanmış; Habeş tazısının topuğu ile eşek toynakları yağda kaynatıldıktan sonra yörede yetişen kök boyalar ile karıştırılmış. Schesch ara sıra da saçlarını boyamak için siyah bir öküzün kanını yağla karıştırıp saçına sürüyormuş.

Çok sayıda bağımsız şehir devletinden oluşan Eski Yunan’da yaşayan insanlar temiz-bakımlı ve sağlıklı saçlara sahip olmak için çeşitli karışımlar kullanmışlar. Yunan kimliğinin ayırt edici bir özelliğini de saç şekli oluşturmuş, saç modelleri insanların toplum içindeki yerlerini yansıtmış. Dağınık dalgalı ya da sıkı bukleli olan saçlar Yunan kimliğini iletmenin temel bir aracı olarak kabul edilirken, Yunanlı olmayanların sanat eserleri üzerindeki izleri güçlü bir tezat oluşturup saçlarından belli olacak şekilde tasvir edilmiş.

Spartalı savaşçılar savaştan önce saçlarını uzatmaya ve bakımlı saçlara sahip olmaya çalışmışlar; savaşta ölebilme ihtimaline karşı sağlıklı, bakımlı, uzun ve güzel saçlarla ölmeyi hayal arzulamışlar.

Antik Yunan’da saçın nemli bırakılması, saçın hızlı uzamasıyla ilişkilendirilmiş; ıslak saç Apollon’a, Artemis’e ve tüm ergenlere atfedilerek uzun-dolgun saçlar nehir tanrılarına adanmış. Yunan filozofları saçların uzamasını vücudun nem bolluğuna bağlamışlar; Yunan düşüncesinde yaşayanlar "ıslak", ölüler ise "kuru" olarak algılanmış.

Saç boyamanın son derece yaygın olduğu Eski Yunan’da saç dökülmesi yalnızca bir sağlık sorunu olmamış, güç ve otorite kaybıyla bağlantılı olarak algılanmış.

Dünya coğrafyasında saç bakımı için özel alaşımlar kullanan farklı yerler olduğu Mart 2003'te İrlanda'nın Meath Kontluğundaki Ballivor Bölgesi'nde bulunan ve MÖ 392 ile 201 yılları arasında yaşadığı tarihlenen bir cesette oldukça belirgin saç jölesi bulunmasıyla belgelenmiş. Bu jelin Güneybatı Fransa veya Kuzey İspanya'dan ithal edilen bitkisel yağlar ile çam reçinesi karışımından yapıldığının anlaşılması uluslararası saç ürünleri ticaretinin 2 bin 200 yıldan daha eski olduğunu kanıtlarken saç bakımının her koşulda ve çağda insan için ne kadar önemli olduğunu da göstermiş.

Bataklıkta kaldığı için iyi korunmuş olarak Demir Çağı'ndan gelen ve “Clonycavan Adamı” olarak adlandırılan bu cesedin üzerindeki........

© T24