Ayakkabı topuğunun kültür tarihi
Diğer
07 Eylül 2025
İşlevsel yanı dışında zarafet, güç ve cazibe sembolü olan ayakkabının kültür tarihi konulu çalışmamda bilinen en eski ayakkabının 2010 yılında Ermenistan'da bulunduğunu ve şu anda Erivan'da Ermeni Tarih Müzesi'nde sergilendiğini yazmıştım. Tek parça tabaklanmış inek derisinden yapılmış, ön ve arka dikişleri boyunca bağcıklarla ayağa sabitlenen 5500 yaşındaki bu ayakkabı, ayakkabı tasarımının temel biçiminin insanlık tarihi boyunca pek değişmediğini, doğa şartlarının tasarımda etkin olduğu göstermiş.
Ayakkabının kültür tarihi konusunda çalışması olanlar yeryüzünün farklı bölgelerinde farklı dönemlere tarihlenen ayakkabıların engebeli arazide uzun mesafe yürümekten soğuk iklimde hareket edebilmeye, taşlara, dikenli çalılara, kızgın kumlara, çamura ve suya karşı tasarımının değiştiğini söylüyorlar.
Arkeolojik çalışmalar yüksek topuklu ayakkabıların antik medeniyetlerde de bilinse de sık kullanılmadığını, erken yıllarda -genellikle- eyeri kavrayan binicilerin, savaşçıların ve heybetli görünmeye çalışan din adamlarının topuğa rağbet ettiğini göstermiş.
Yüksek topuklu ayakkabılar ilk kez MÖ 3500 civarında Eski Mısır'da ortaya çıkmış ve çoğunlukla üst sınıfı oluşturan kişilerin sosyal statülerini sembolize etmek için giyilmiş. Hem erkeklerin hem de kadınların törensel ve sembolik amaçlarla topuklu sandaletler giydiği Antik Mısır'da yüksek topuklu ayakkabılar, pratik kullanımından ziyade soyluluğu göstermek için giyilmiş, alt sınıfın genellikle çıplak ayakla yürüdüğü Eski Mısır yaşamında, üst sınıflar tarafından giyilen topuklu ayakkabıların erken versiyonları duvar resimlerinde de betimlenmiş.
Eski Mısır’da soylu sınıflara tanınan topuklu ayakkabı giyme ayrıcalığından bir süre sonra din adamları da yararlanmış, topuklu sandaletler rahipler tarafından da giyilmiş.
Bunların dışında ayrıcalıkla ilgisi olmayan, ihtiyaçtan topuklu ayakkabı giyen bir meslek grubu da olmuş; Eski Mısır’da kasaplar mezbahada çalışırken yerdeki kandan korunmak için topuklu ayakkabı giymişler.
Günümüze ulaşan buluntulara göre Çin'de 2 bin 200 yıldan daha fazla bir süre önce topuklu ayakkabı görülmüş, Zhou Hanedanlığı devrinden beri yüksek topuklu ayakkabıların kullanıldığı saptanmış. Topuklu ayakkabılar Antik Çin’de kısa boylular için kurtarıcı olurken saray hanımlarıyla soylu ailelerin kadınları arasında oldukça popülermiş.
Zhou Hanedanlığı döneminde yaşayan kadınların törenlerde giydikleri yuvarlak burunlu, yüksek tabanlı ayakkabılar Çin sanatına, edebiyatına ve literatürüne girmiş; topuklu ayakkabı giyen kadın tipi halk öykülerinde kendine yer bulmuş. Örnek vermek gerekirse Yu Tai Xin Yong isimli bir şair “Xiangdong Wang Mingshi Yue Qingcheng” isimli sevgilisine, “Ayakkabıların o kadar yüksek ki sanki merdiven çıkıyormuş gibi, Eteklerin açık, bu yüzden rüzgârdan korkuyorum”, diye yazmış. Şiiri günümüze uyarlayanlar topukların oldukça yüksek olduğunu, adım atarken merdiven basamağına basıyormuş gibi hissettiğini düşünmüşler.
Çin’de 1500 yıl öncesinde hüküm süren Liang Hanedanlığında da 960 ila 1279 yılları arasında yaşanan Tang ve Song Hanedanlıkları döneminde de topuklu ayakkabılar kullanılmış, Tang Hanedanlığı İmparatoriçesi Wende’nin topukları yazılı eserlere konu olurken, Song Hanedanlığı İmparatoriçesi Zhangsun'un yüksek tabanlı ayakkabısı dillere destan olmuş. Song Hanedanı hattatı olan Mi Fu, İmparatoriçe Zhangsun'un ayakkabılarının "kırmızı tüylerden dokunmuş, altından yaprak desenli topuklarının 8-10 cm yüksekliğinde olduğunu yazmış; dönemin şiirlerine konu olan topuklar “wanxia" kelimesiyle anılıyormuş.
Eski Yunan’da sahne gösterilerinde tiyatrocular “kothornos” adı verilen yüksek tabanlı ayakkabı giymişler. Günümüze ulaşan kayıtlara göre iki bin yıl önce Eski Yunan Medeniyetinde tragedya aktörleri sahnede heybetli görünmek ve seyirciler tarafından kolay seçilmek için bu yolu seçmişler, yüksek tabanlı ayakkabılar ya da kothorni olarak anılan tahta topuklu sandaletler ne kadar yüksekse, oynadıkları rol o kadar önemliymiş. Yüksek tabanlı ya da uzun topuklu ayakkabılar Eski Yunan sanatçıları arasında statü sembolü olmuş; oyuncunun toplumsal önemini ve canlandırdığı karakterin gücünü sahnede “topuk” simgelemiş.
Eski Yunan’ın topuk mirası Antik Roma’ya da geçmiş, topuğun Roma Medeniyetinde “calceus” ve cothurnus” adıyla anılan tipleri olmuş.
Askerler tören geçişlerinde yüksek tabanlı ayakkabı giyerken senatörler ve üst düzey bürokratlar halktan ayrışmak, ilk görüşte fark edilmek için farklı taban yüksekliklerine sahip topuklu sandaletler giymiş.
Kimi kaynaklara göre 7. yüzyılın ilk yarısında, kimi kaynaklara göre de 9. yüzyılda Pers süvarileri at sırtında hareket halindeyken yay gerip ok atarken üzengileri kavramak ve sabit kalabilmek için yüksek topuklu ayakkabı kullanmışlar. 10. Yüzyıldan kalma bir Pers kasesi üstünde net olarak görülen haliyle topuklu ayakkabı bu yıllarda İran’da biniş takımları içinde yer almış.
Aynı şekilde 8. yüzyıldan kalma Moğol resimlerinde de at üstünde topuklu ayakkabı giyen süvariler yer almış, ayakkabılar olmasa da çizimleri günümüze ulaşmış.
Pers süvarilerin işlevsel amaçlı 2,5- 5 cm yüksekliğinde topuk kullanımı Avrupa’ya da yayılmış; topuklu ayakkabı giyen kişinin at sahibi olduğu, atlarını beslediği kanısı üst sınıfla ilişkilendirilmiş.
Orta Çağ’da Avrupa’da işlevsel amaçlı topuklu ayakkabılar da tasarlanmış; çamurdan korunmak için ortaya çıkan “pattern” adı verilen tahta tabanlı yükselticiler hem kadın hem de erkekler tarafından özellikle yağışlı havalarda ve kış mevsiminde sık kullanılmış.
1368 ila 1644 yılları arasında Moğol ve Mançu baskısı altında yaşanan Çin’de Ming Hanedanlığı döneminde, yeni tip yüksek topuklu ayakkabılar ortaya çıkmış.
Ayakkabının yere temas eden önü alçak, ara tabanı geniş, 4 ila 12 cm yüksekliğindeki yuvarlak topuğu ipekle kaplanmış. Geçtiğimiz yıllarda Dingling Kenti'nde ortaya çıkarılan sivri burunlu, Anka Kuşu başlı yüksek topuklu ayakkabılar usta ellerin özenle ayakkabı ürettiğini göstermiş.
İlerleyen yıllarda Çin’de “cheongsam” olarak anılan ve yaygın olarak kadın giysisi olarak kabul gören elbise altında yüksek topuklu ayakkabılar standart aksesuar haline gelmiş. Genel kanıya göre kadınlar, yüksek topuklu ayakkabılarla birlikte cheongsam giydiklerinde, vücutları zarif ve şık görünüyormuş. Zaman içinde dar ve hareket etmeyi engelleyen cheongsamlar yırtmaçlı olmaya başlamış; geniş yırtmaçlar topuklu ayakkabılarla birlikte Çinli kadınlara çekicilik sağlamış.
Topuklu ayakkabı giyen ilk Avrupalı kadın olarak Floransalı Catherine de Medici kayıtlara girmiş. Yazılanlara göre, 14 yaşındayken 28 Ekim 1533'te Marsilya'da Fransız Orleans Dükü ile evlenen bu kısa boylu oldukça utangaç........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Rachel Marsden