Diğer

T24 Haftalık Yazarı

28 Eylül 2025

Hayal gücü insan gelişiminin doğal bir parçasıdır ve hayal kurmak yaratıcılığın ateşini yakan kıvılcımdır.

Hayal kurmak; zihnimizin sınırlarını aşarak mümkün olanın ötesini görmemizi sağlar ve görünen gerçeklikten bir adım uzaklaşıp sınırsız olan ihtimallerin kapısını aralamamıza destek olur. Sınırsız ihtimallerin kapısını araladığımız yerden de yeni fikirler, özgün çözümler, yaratımlar ve farklı bakış açıları doğar.

Hayaller, düşünceleri besleyen tohumlar gibidir; onları büyüten ise merak, cesaret ve deneme isteğidir.

İnsan gelişiminde hayal kurmanın en belirgin olduğu dönem çocukluk (özellikle 3–12 yaş arası) dönemidir. Bu yaşlarda çocukların zihinsel süreçleri hızla gelişir, fakat soyut düşünme becerileri henüz tam olgunlaşmadığından çocuklar oyun, masal ve hayallerle dünyayı anlamlandırırlar.

Çocuklar hayali oyunlarla farklı rollere girer, nesneleri dönüştürür, kendi kurgusal dünyalarını yaratırlar. Bu, hem hayal gücünü hem de problem çözme ve empati becerilerini besler.

İnsan beyninde; planlama, soyut düşünme, mantıksal kontrol ve duygusal regülasyon becerisini mümkün kılan prefrontal korteks, ergenlikten sonra zamanla olgunlaşır. Çocukların daha esnek, mantık gözetmeyen yaratıcı bağlantılar kurması bu yüzden daha kolaydır.

Ergenlik dönemi itibariyle gelişmeye başlayan toplumsal kurallar, mantık ve “olur/olmaz” engelleri çocuklarda henüz güçlü değildir. Bu özgür alan, çocuklar için hayal kurmayı çok daha yoğun ve sınırsız hale getirir.

Her insan dünyaya yaratıcı bir varlık olarak gelir. Yukarıda da belirttiğim gibi beynin gelişim süreçleri dolayısıyla çocukluk dönemi hayal kurmanın ve........

© T24