Emisyon Ticaret Sistemi'nin etkinliğine inanç arttıkça, destek de yükseliyor

Diğer

24 Mayıs 2024

Prof. Dr. Ayşe Uyduranoğlu

Türkiye'de 2015 yılından bu yana kurulması beklenen Emisyon Ticaret Sistemi'ne (ETS) yönelik hazırlıklar, Avrupa Birliği'nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması'nın (SKDM) 2026 yılı başında devreye girecek olması nedeniyle hız kazandı. SKDM'nin devreye girmesiyle birlikte, AB'ye yüksek emisyonlu ürünler ihraç eden ülkelerin kendi karbon fiyatlandırma politikaları yoksa, gömülü emisyonlar AB sınırında fiyatlandırılacak. Böylelikle bu ödemeler, ihraç eden ülkenin değil, AB'nin kasasına girmiş olacak. Bu nedenle Türkiye de SKDM devreye girmeden önce kendi ETS'sini kurmak ve buradan elde edilecek geliri kendi sınırları içinde tutmak istiyor.

Öte yandan, vergilere kıyasla yeni bir fiyatlandırma aracı olan ETS'nin başarısı, biraz da toplum tarafından ne ölçüde desteklendiğine bağlı. Bu nedenle regüle edilecek firmaların görüş ve tercihlerini öğrenmek, ETS'yi en etkin uygulanabileceği şekilde tasarlamak, önem taşıyor. Bu konuda yapılan bir çalışmaya göre şirketler, sistemin mümkün olduğunca net olmasını ve belirsizliklerin asgaride tutulmasını önemsiyor. Sistemin etkinliğine olan inanç arttıkça, ETS'yi destekleme oranı da yükseliyor. Halihazırda "yeşil'' uygulamaları bulunan şirketlerin ise ETS'ye verdiği destek daha yüksek.

Firmaların ETS hakkındaki görüşlerini öğrenmek ve ne gibi niteliklere sahip bir ETS'yi tercih ettiklerini araştırmak için yapılan bir saha araştırmasında; yeşil uygulamaları bulunan ve bu uygulamaların rekabet gücünü artırdığına inanan firmaların ETS'ye verdikleri desteği de daha yüksek olduğu tespit edildi.

Yazarları arasında bulunduğum ve Tübitak 1001 programı tarafından desteklenen çalışma, aralarında İstanbul, Kocaeli, Bursa ve Gaziantep'in de bulunduğu 13 sanayi ilinde faaliyet gösteren 404 firmanın üst düzey yöneticileriyle yüz yüze görüşmelere dayanıyor. Firmalar; cam, çimento, demir-çelik, enerji, kağıt ve karton, metal ve seramik gibi enerji-yoğun ve dolayısıyla emisyonu yüksek sektörlerden rastgele örneklendi. Başka bir ifadeyle, görüşülen firmalar, Avrupa Birliği'nin (AB) ETS'sinde yer alan sektör yapısıyla da uyumlu.

Çalışmanın ilk aşamasında, firmaların ETS'ye verdikleri desteği etkileyen faktörler incelendi. Bu inceleme, karbon ayak izini hesaplayan veya hesaplatan firmaların ETS'ye verdiği desteğin de daha yüksek olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca ETS'nin etkin bir politika aracı olduğuna duyulan inanç arttıkça, şirketlerin sisteme desteği de yükseliyor.

İşletmelerin "yeşil uygulama pratikleri endeksi'' de, ETS'ye verilen desteği artıran faktörler arasında yer alıyor. Firmaların anket sorularına verdikleri yanıtlara dayanılarak oluşturulan bu endeks, firma bünyesinde gerçekleştirilen, atık yönetimi, yeşil etiket, yeşil ofis, enerji tasarrufu gibi uygulamaları dikkate alıyor. Birçok firma, bu gibi uygulamaların, toplumdaki itibarlarını veya sektördeki rekabet güçlerini olumlu etkilediğine inanıyor.

Emisyon Ticaret Sistemi'ni farklı şekillerde tasarlamak mümkün. Bu çalışmada ayrıca şirketlere, ne tür bir ETS'yi tercih edilecekleri de soruldu. Elde edilen bulgular, firmaların bu yeni sisteme temkinli yaklaştıklarını ve belirsizliklerin mümkün olduğunca asgariye indirilmesini istediklerini gösteriyor.

Kirletici firmalara belirli bir seviyeye kadar kirletim kotası veya izni veren ETS'nin tasarlanmasındaki önemli unsurlardan biri, bu kirletim kotasının belirlenmesi. Kotalar, işletmelerin geçmiş emisyon hacmi baz alınarak belirlenebildiği gibi, tüm işletmeler için eşit bir değer de belirlenebiliyor. Hükümet tarafından işletmelere yıllık olarak verilen bu kotalar, bu çalışma özelinde bir yıl veya üç yıl içerisinde kullanılma seçeneği ile firmalara sunuldu. Gerçekte bu süre daha uzun da tutulabiliyor; fakat süre ne kadar uzarsa, sistemin etkinliği de o kadar azalabilir.

Sistem, ayrıca, kotasını aşan işletmelere kota satın alma hakkı veriyor. Kota alım miktarının serbest bırakıldığı bir ETS tasarımı mümkün olduğu gibi, bu satın alma hakkını kotanın yarısı veya dörtte biri ile sınırlandırmak da mümkün. Kotaların alınıp satıldığı fiyat ise serbest piyasada belirlenebildiği gibi, devletin tavan ve taban fiyat koyma imkanı da var.

Nasıl bir ETS tasarımı tercih edecekleri sorulan firma yöneticilerinin temel kaygısının, sistemdeki belirsizlikleri asgariye indirmek olduğu görülüyor. Firmalar ayrıca kendilerine tahsis edilen emisyon kotaları belirlenirken geçmiş yıllardaki emisyon miktarlarının esas alınmasını, kullanmadıkları kotanın kullanım süresinin üç yıl olmasını ve kota alım miktarının serbest bırakılmasını tercih ediyorlar. Kota fiyatının serbest piyasada belirlenmesi istenirken, aşırı fiyat dalgalanmalarını önlemek için devlet tarafından taban ve tavan fiyatlarının belirlenmesi de olumlu karşılanıyor.

ETS'nin etkin olduğunu düşünen firmaların sisteme olan desteğinin artması, oldukça önemli bir bulgu olarak dikkat çekiyor. Bu nedenle pilot dönemde ETS tarafından regüle edilecek firmaları, başka ülkelerde uygulanan ve başarılı sonuçlar veren ETS uygulamaları konusunda sürekli bilgilendirmek, ETS'ye verilen desteği artıracaktır.

ETS'nin pilot döneminde, firmaların desteğini kazanacak şekilde tasarlanması da önem taşıyor. İklim değişikliği ile mücadelede zamana karşı verilen yarış çok önemli olmakla birlikte, firmaların ETS'yi benimseyerek regüle edilmeleri de sistemin etkinliği açısından belirleyici olabilecek önemde. Bu........

© T24