2025’in bilançosu: Rekor sıcaklıklar, kuraklık ve derinleşen iklim krizi
Diğer
25 Aralık 2025
Fotoğraf: Anadolu Ajansı
Doç. Dr. Doğukan Doğu Yavaşlı
2025, küresel ölçekte kayıtlara geçen en sıcak yıllardan biri oldu ve Türkiye’de de bu küresel eğilimin en sert yansımaları yaşandı. Son 55 yılın en sıcak Temmuz ayında, Silopi’de de tüm zamanların ulusal sıcaklık rekoru kırıldı. Ülke genelinde düşen yağış miktarı, son 52 yılın en düşük seviyesindeydi ve ülkenin büyük bölümünde ‘‘olağanüstü kuraklık’’ ile mücadele edildi. 53 şehirde çıkan yangınlarda yaklaşık 80 bin hektarlık alan, başka bir deyişle İstanbul’un en büyük orman alanının yaklaşık 15 katı büyüklüğünde bir alan, kül oldu. Üstelik bu kuraklık ve susuzluğa, kısa sürede düşen şiddetli yağışlar eşlik etti.
Yapılan çalışmalar, birçok iklim göstergesinin alarm verdiğini gösteriyor: Atmosferdeki karbondioksit miktarı artmaya devam ediyor, buzulların kapladığı alanlar azalırken deniz seviyeleri giderek daha hızlı yükseliyor, iklim değişikliği açısından kritik eşik kabul edilen 1,5°C’nin kalıcı olarak aşılacağına yönelik endişeler de oldukça yüksek. Bu aciliyete karşın küresel iklim eylemi yeterince kuvvetli değil: Brezilya’da düzenlenen 30. Taraflar Konferansı’nda da fosil yakıtlardan çıkış ve ormansızlaşmayla mücadele konularında bağlayıcı kararlar alınamadı.
İçinde bulunduğumuz iklim krizinin dinamikleri, 2026’nın da çetin bir yıl olacağına işaret ediyor. Önceki birkaç yılda olduğu gibi 2026 da şimdiye kadarki en sıcak yıl unvanını almaya aday. Türkiye’de ise beklenen kış yağışları yaşanmazsa, daha fazla büyükşehirde su kesintileri gündeme gelebilir.
2025’ten satır başları:
Temmuz 2025, küresel ölçekte şimdiye kadar yaşanan en sıcak üçüncü Temmuz ayı olarak kayıtlara geçti. Türkiye için ise son 55 yılın en sıcak Temmuz ayıydı. Bu ay içinde Şırnak’ın Silopi ilçesinde 50,5°C ile tüm zamanların ulusal sıcaklık rekoru kırıldı. Aynı gün, ülke genelindeki 132 meteoroloji istasyonunda Temmuz ayı rekorları yenilendi. 2025 yazının geneli de olağanüstü sıcak ve kuraktı.
Yağış rejimlerindeki değişim, Türkiye’nin pek çok yerinde şiddetli kuraklığı beraberinde getirdi. Ekim 2024-Eylül 2025 arasında Türkiye genelinde ortalama yağış miktarı (422.5 mm), son 52 yılın en düşük değeri olarak kayıtlara geçti. Bu rakam, uzun yıllar ortalamasından yüzde 26 daha düşük, bir önceki yılın aynı döneminin ise yüzde 29 altında. 2025 yılı yaz döneminde Meteoroloji Genel Müdürlüğü, ülkenin büyük bölümünü ‘‘olağanüstü kuraklık’’ sınıfına aldı. Kış ve ilkbahar aylarında beklenen yağışların gelmemesi halinde, su kaynakları üzerindeki baskı 2026 yılında daha da artabilir.
Sıcak aylarda gerçekleşen orman yangınları, 2025’in en yıkıcı doğal afetleri arasındaydı. Haziran ve Temmuz aylarında 53 şehirde çıkan yangınlarda 80 bin hektardan fazla alan kül oldu. Bu, yaklaşık 110 bin futbol sahası veya 15 Belgrad Ormanı büyüklüğüne denk geliyor. Yangınlarda 17 kişi hayatını kaybetti ve 50 binden fazla vatandaş tahliye edildi.
Türkiye genelinde yıllık yağış ortalaması düşerken, yağışların giderek düzensizleşmesi nedeniyle bazı bölgelerde aşırı yağış kaynaklı afetler de yaşandı. Örneğin Eylül ayında Doğu Karadeniz’de etkili olan sağanaklarda Rize’ye bir günde 161.8 mm yağış düştü; sel ve heyelanlar yaşandı.
Başta İstanbul olmak üzere Marmara’daki ve Ege’deki içme suyu barajlarının kritik seviyelere düşmesi su kıtlığı endişesi yaratırken, aynı yıl içerisinde Doğu Karadeniz’de ve Akdeniz’in doğusundaki şehirlerde, altyapı eksiklikleri nedeniyle sel baskınları meydana geldi.
Bu tablo, iklim değişikliğinin aşırı uçlardaki etkisini net biçimde gösteriyor. Bir yanda uzun süreli kuraklık ve susuzluk tehlikesi, diğer yanda ise kısa sürede düşen şiddetli yağışların getirdiği ani sel ve taşkın riski bulunuyor.
Nitekim yapılan çalışmalar, iklim değişikliğiyle birlikte Türkiye’nin aynı anda hem kuraklıkla hem de sellerle mücadele etmek zorunda kalacağı uyarısında bulunuyor. Batı ve Güneybatı Anadolu’da kış yağışlarındaki azalma tarımsal kuraklığı artırırken, Doğu Karadeniz ve Doğu Akdeniz’de kısa sürede düşen sağanaklar, ani sel felaketlerine yol açıyor. Zıt görünen bu iki tehdidin beraber yaşanması, Türkiye’nin iklim rejimindeki köklü değişimi gözler önüne seriyor.
Avrupa’da da sıcaklık rekorları kırıldı, yangınlar ve seller yaşandı 2025 Avrupa için rekor bir yangın yılı oldu: 21 Ağustos itibarıyla bir milyon hektarın üzerinde alan yandı. İspanya, Portekiz, Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Arnavutluk ve Karadağ, yangınlardan en çok etkilenen ülkeler oldu. Avrupa genelinde yangınlarda en az 30 kişi hayatını kaybederken 100 binden fazla kişi tahliye edildi.
25 Temmuz 2025’te Yunanistan’ın Messinia bölgesinde 45.8°C ile yılın en yüksek sıcaklığı ölçüldü. 8 Temmuz’da Akropolis, 40°C’yi aşan sıcaklıklar nedeniyle kapatıldı.
Haziran 2025’te Kıbrıs da ülke tarihinin en sıcak Haziran ayını yaşadı (sıcaklıklar, ortalamanın 5.7°C üzerindeydi) ve son 50 yılın en kötü Temmuz yangınlarıyla mücadele etti.
2025 yazında sadece karada değil, denizlerde de sıcaklık rekorları kırıldı. Haziran 2025’te Akdeniz’in yüzey suyu sıcaklıkları, şimdiye dek ölçülen en yüksek Haziran değerlerine ulaştı. 29 Haziran’da Akdeniz’in ortalama yüzey sıcaklığı 26°C’yi aşarak normalin yaklaşık 3°C üzerinde seyretti. Fransa ve İspanya kıyılarında ise anomaliler 4°C’yi buldu.
Bu endişe verici ısınma, özellikle Batı Akdeniz havzasında belirgindi. Bilim insanları,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel