Oğuzhan Koç, İbrahim Selim ve Burçe Buse Kahraman: Dünyayı romans ve komedi kurtaracak!
Diğer
16 Aralık 2025
Farklı şartlarda, farklı dünyalarda Oğuzhan Koç’un Türkiye’nin Jason Segel’i olma potansiyeli olduğuna inanıyorum. Jason Segel, How I Met Your Mother’ın Marshall’ı olarak hayatımıza girdi ve sonra çok sevdiğimiz romantik komedileri yazdı, oynadı. Oğuzhan Koç “bro power” bir dünyadan gelmeseydi rahatlıkla Türkiye’nin en iyi romantik-komedi oyuncularından olurdu. Gerçi bizim romantik komedilerin gidecek çok yolu var, o ayrı. “Bugün Güzel” ise bizden de kaliteli romantik komedi hikayeleri çıkabileceğinin kanıtı. Eh, nasıl olmasın; hikayesi Oğuzhan Koç’un senaryosu ise tiyatro oyunlarını çok sevdiğimiz Aksel Bonfil’in. Yönetmen koltuğunda ise Mali Ergin var.
Filmde Oğuzhan Koç’un yanı sıra İbrahim Selim, Burçe Buse Kahraman, Ayça Ayşin Turan, Neslihan Arslan, Şerif Erol ve Derya Alabora oynuyor. Sağlıklı yaşam koçu Ali’nin kanser tedavisi görürken yaşadığı “maceraları” anlatan film, 12 Aralık’ta seyirciyle buluştu.
- Güzel bir gün müydü bugün?
Oğuzhan Koç: Yorucu bir gündü ama yani vesilesi güzeldi. Gayet güzeldi.
- Film çekimleri, set mi daha yorucu röportajlar mı?
İbrahim Selim: Röportajlar.
Buçe Buse Kahraman: Kesinlikle röportajlar.
İ.B.: Ama bunu tek bir röportaj vermek yorucu, işte şu an yaptığımız röportaj yorucu anlamında söylemiyorum.
Oğuzhan Koç: Tabii röportajlar!
- Çekimler nasıldı?
O.K.: Çekimlerimiz çok keyifli, çok kolaydı. Çok uzamadan, sarkmadan tamamladık. Çok tatlı bir şekilde, iyi anlaşarak, kolay bir şekilde, işini çok profesyonel yapan insanlarla tamamlanan bir setti. Keyifli bir şekilde çalıştık ve bitirdik.
B.B.K.: Verimli bir setti.
O.K.: Gerçekten çok verimli. Aman öyle çok eğlendik, kah kah kih kih öldük diye bir şey değildi, iş bitince kamera arkasında sohbet ederken eğlendik.
- Beni biraz zorladı bu film, yalan söyleyemem. Çok sevdiğim, çok yakın iki arkadaşımı yakın dönemde kanserden kaybettim. Ama filmin sonundaki mutluluk iyi geldi, o ayrı. Sizin çevrenizde kanseri yaşayanlar var mı, kendi deneyimlerinizden hiç faydalandınız mı sette?
O.K.: Bu rahatsızlığın girmediği bir ev yok maalesef. Neredeyse artık herkesin bir tanıdığı veya tanıdığının tanıdığı var bunu yaşayan… Konusu komşusu, iş yerinden arkadaşı... Bu, hakikaten hayatın bir parçasına dönüştü maalesef. O yüzden herkesin bir biz de bu konuda bir şeyler söyleyebileceğimizi hissederek oluşturduk hikayeyi. Ve bunu normalleştirmek istedik. Bunun normal bir şey olduğunu, bununla üzülebileceğimizi de, bununla gülebileceğimizi de, bunların hepsinin normal olduğunun altını çizmek istediğimiz için böyle bir film yaptık.
- Peki kanser tedavisi sürecinden geçen birinin hayatında olmak zor, sen de kanser tedavisi gören Ali’nin sevgilisini canlandırıyorsun. Ece karakterini. Ece’yi biraz anlatır mısın?
B.B.K.: Gerçek olan şeylere karşı çok gerçek olmayan bir noktada duran bir karakter Ece. Algılama düzeyinin çok derin olduğunu düşünmüyorum. Daha yüzeysel biri göreceli olarak. O yüzden onu çok yıpratmadı bu süreç. Kendi hayatıyla daha ilgiliydi. kendi gerçekleriyle daha ilgiliydi. O biraz daha yüzeysel bir noktada kaldı Ali'yi anlama konusunda.
- Bazen daha iyi değil mi yüzeysel olmak, çok derin hissetmemek?
B.B.K.: Ben hep şöyle söylerim; yüzeysel olmak o insan için mükemmel bir şey, etrafındakiler için eziyet.
- İbrahim, sen de Ali’nin arkadaşı Volkan rolündesin. O nasıl yaşıyor bu durumu, o da mı biraz umursamaz bir karakter?…
İ.S.: Daha çok “gevşek” Volkan’ı daha iyi tanımlayan bir kelime olur. Aslında umursamaz değil, tabii ki umursuyor. Yani yapacağı şeyi bilmiyor. Çocuk arkadaşı ve “ne yapabilirim ki ben” gibi bir durumu var… Haklı çıkarmak için konuşmuyorum Volkan'ı da. Bazen o seçenek gözünüzün önüne gelmez ya... “Ne yapsam iyi gelir”i bilmediğin için saçma sapan bir şeyler yapmaya başlarsın. “Ben de seni neşelendireyim o zaman” diyor. “Kalk, hadi, şuraya gidiyoruz” falan… Kalkamıyor ki adam, nasıl kalksın bu çocuk… Gibi bir durum aslında yaşadıkları. Bu da Volkan’ı biraz aptal gösteriyor tabii.
- Volkan gibi ortamı neşelendirmeye çalışan biri böyle durumlarda sinir mi bozar yoksa işe mi yarar sizce?
İ.S.: Ben Volkan gibi birinin böyle durumlarda işe yarayacağını düşünüyorum. Benim de böyle bir deneyimim var. Orada vallahi en iyi anlayandansa en nefes aldıran her zaman daha iyi geliyor.
O.K.: Kesinlikle.
B.B.K.: Durumu daha iyi idare eden biri olmalı…
O.K.:........© T24





















Toi Staff
Sabine Sterk
Penny S. Tee
Gideon Levy
Waka Ikeda
Grant Arthur Gochin
Daniel Orenstein
Beth Kuhel