menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

'Adile'de Münir Özkul’u canlandıran Levent Can: Bugün sinemada Yeşilçam’ın kolektif ruhu yok!

20 1
06.12.2025

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

06 Aralık 2025

Ekranın karşısında oturup Adile Naşit’i izlerken diğer çocuklar gibi adımın söylenmesini beklemezdim ben. “Heja” o zamanlar ekranda söylenecek bir isim değildi. Zaten ülkede toplasan maksimum iki ya da üç hasbelkader bu (güzel) ismi alabilmiş çocuk vardı, biri de bendim işte. O tüplü televizyonun kumandası var mıydı hatırlamıyorum ama pek de mutlu olmayan çocukluğumda Adile Naşit’in sesinin verdiği huzuru hatırlıyorum. Hatta birkaç kez ailemden gizlice “Masal Hattı”nı aramıştım Adile Naşit’in sesinden masal dinlemek için. 115 gibi bir numaraydı. O neşeli ve şefkatli sesiyle “Hadi benim miniklerim şimdi yatağa” diyene kadar hangi masalı dinlediğimi hatırlamıyorum ama dedim ya, sesinin verdiği huzuru çok iyi hatırlıyorum. Daha ileri yaşlarımda ailemin birlikte güldüğü nadir anlardandı “Mavi Boncuk” filmi sahneleri ya da Hababam Sınıfı. Belki de o yüzden gazeteci olduktan sonra sayısız kez Ertem Eğilmez’le ilgili yazılar yazmış, Ertem Eğilmez ekolü oyuncularından ulaşabildiklerim ile sohbet etmiştim. Ayşen Gruda, Adile Naşit’le aynı apartmanda oturduklarını, annesi, ablası, sırdaşı olduğunu anlatmıştı. Halit Akçatepe ile de telefonda konuşmuştum! Bana Adile Naşit’in arabadan ve hızdan ne kadar korktuğunu, o nedenle de Tarık Akan, Kemal Sunal ve direksiyonda tabii ki Halit Akçatepe, Adile Naşit’le arabada sete giderken hız yapıp kadıncağıza çığlık attırdıklarını, hatta bir keresinde polisin onları durduğunu ve Adile Naşit’in polise “Yardım edin, beni kaçırıyorlar” dediğini anlatmıştı kahkahalarla. Hepsi huzurla uyusun…

Ne yazık ki Münir Özkul’un sağlıklı günlerine yetişememiş, ancak Cihangir’deki evinin önünde camdan el sallayışına şahit olabilmiştim. Ah! Bu nedenle karşımda tıpkı o zamanların oyuncuları gibi işine, sinemaya, oyunculuğa saygı duyan, oyunculuğu A’sından Z’sine bilen Levent Can varken (ve o muazzam sesi ile konuşurken) Yeşilçam ruhuna duyduğum sevgi çağladı resmen. Hem de karşımdaki bu kez büyük ustayı, Münir Özkul’u canlandıran Levent Can’dı!

- Nasıl bir his böyle bir oyuncuyu canlandırmak?

Bir kere çok korkutan bir his. Çünkü kabul edersiniz ki Munir Özkul dendiğinde 7'den 70'i herkesin bildiği, herkesin sevdiği bir karakter. Açıkçası bu beni ürküttü. Çünkü herkesin bu karakter, bu rol üzerine söz söyleme hakkı var. Ben de şu zamana kadar oynadığım rollerden yüzümün akıyla çıktım. “Levent Can da burada olmamış, Levent Can da kötüymüş” dedirtmedim hiçbir işimde. Umarım bu işte de öyle şeyler söylenmeyecektir.

- Şahsen en gözlerimi dolduran, en gerçekçi bulduğum karakterlerden biriydi.

Çok memnun oldum bunu duyduğuma. İşte o yüzden çok stresliydim başlangıçta. Ama sağ olsun Çağan Hoca benim bütün bu korkularımın yersiz olduğunu anlattı ve ikna etti. Arkasında Çağan Irmak gibi bir yönetmenin olduğu, Nermin Yıldırım'ın yazdığı çok kuvvetli bir senaryo. BKM gibi kuvvetli bir yapım şirketi olunca ben de kendime “Git o korkularınla yüzleş” dedim ve sete çıktım.

- Bu filmde canlandırılan neredeyse tüm karakterler ortak hafızamızın parçası olan isimler. Siz Münir Özkul’u canlandırırken o hafızadaki hangi yönleri öne çıkarmaya çalıştınız?

Ben biraz Münir Hoca’nın, üstadın kızından bilgiler aldım. Sağ olsun Güner çok yardımcı oldu. Birkaç sefer buluştuk. Bana babasıyla olan anılarını anlattı. Ya da üstadın çalıştığı filmlerde hazırlandığı rollere nasıl hazırlandığını gösterdi. Her bir filme ayrı bir defter açmış. İşte mesela ‘Rum Muhaciri’ oynuyorsa onu yazmış. Rum Muhaciri'nin repliklerini tek tek oraya yazmış, o aksanı, o şiiri........

© T24