Demokrasi gerçekleri
Diğer
06 Aralık 2025
Demokrasi en yaygın olarak bilinen tanımıyla halkların kendi kendilerini yönetmeleri anlamına gelir. Kökü Yunancadaki halk, ahali anlamındaki “demos” ile egemen, muktedir anlamındaki “krates” kelimelerinin birleştirilmesi ile oluşturulan “demokrateia” sözcüğüne dayanıyor. Antik Yunan’da “Atina Demokrasisi” olarak anılan bir dönemde, teorik olarak bütün yurttaşlar halk meclislerinde oy kullanma ve fikirlerini söyleme hakkına sahip olmuş. Yine de köleler, kadınlar ve yabancılar bu haklardan mahrum bırakılmış.
Orta Çağ’da demokrasinin gelişimi sürecinde en önemli yeniliği, İngiltere’de 1215 yılında imzalanan “Magna Carta Libertatum” ile kralın yetkilerinin halk adına sınırlanması teşkil etti. Bu çerçevede, gerek Yunanlılar, gerek İngilizler demokrasinin beşiği olarak kendi ülkelerini görürler.
Bildiğim kadarıyla, bugün doğrudan demokrasiyle yönetilen bir devlet yok. Zaten bu tür bir yönetim şekli artık fiilen mümkün de değil. Demokrasilerde halk yönetme yetkisini bir şekilde temsilcilerine devrediyor. Ama “günümüzde doğrudan demokrasiye en yakın, halkın karar alma sürecine en fazla müdahil olduğu ülke hangisidir?” diye soracak olursanız, tereddütsüz "İsviçre’dir" derim.
İsviçreliler her yıl en az 4-5 kez referandum yoluyla görüşlerini belirterek karar alma süreçlerine katılmak için sandık başına giderler. İsviçre’de anayasa değişiklikleri, uluslararası örgütlere katılım ve önemli anlaşmalara taraf olma zorunlu olarak halka soruluyor. Bu nedenle, 1986 yılındaki ilk referandumunda sonucun olumsuz çıkması nedeniyle, İsviçre ancak 2002 yılında Birleşmiş Milletler’e üye olabildi. Zorunlu referandumlarda hem ülke genelinde oyların yüzde 50’den fazlası, hem de kantonlar özelinde 26 kantondan en az yarısının olumlu oyuyla çifte çoğunluk aranıyor. Ayrıca Parlamento tarafından kabul edilen bir yasa, 100 gün içerisinde 50 bin imza toplanması halinde referanduma götürülebiliyor. Olumlu sonuç alınabilmesi için Kantonların çoğunluğu aranmadan ülke genelindeki halk çoğunluğu yeterli sayılıyor. Referanduma başvurulmasının bir başka yöntemi de, halkın 18 ay içerisinde 100 bin oy toplayabildiği takdirde kendi inisiyatifi ile bir anayasa değişikliği için referandum talep etmesi. Bu yolla referanduma götürülen değişiklik teklifinin kabulü için yine çifte çoğunluk gerekiyor.
İsviçre’de geçen hafta sonu Türk kamuoyunda fazla yankı bulmayan ilginç bir referandum gerçekleşti. 30 Kasım Pazar günü iki ayrı konuda halkın görüşüne başvuruldu. İlk olarak 50 milyon İsviçre frangının üzerindeki miraslara yüzde 50 oranında vergi uygulanması ve bu yolla elde edilecek gelirin iklim kriziyle mücadele için kullanılması teklif edildi. İkinci öneri ise mevcut sistemde sadece erkekler için geçerli zorunlu askerlik sisteminin kaldırılarak, bunun yerine hem kadınlar hem erkekler için zorunlu toplum hizmeti getirilmesini içeriyordu. Her iki referandum da yüzde 80’e yakın bir oy çoğunluğuyla reddedildi.
İsviçre’de insan tabiatına en aykırı referandum sonucu ise, 2016 yılında alındı. Yetişkinlere 2 bin 500, 18 yaş........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein