menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

ABD, Venezuela'ya saldıracak mı?

11 1
yesterday

Diğer

04 Aralık 2025

Trump ve Maduro

ABD ile Venezuela arasındaki gerilimi eylül ayından bugüne izlemeye devam ediyoruz. Başkan Trump bu ülke kıyılarının yakınlarına savaş gemilerini yığdı. Venezuela'nın denizden yakın komşusu Trinidad ve Tobago ile ortak askeri tatbikatlar yaptı. Venezuela'ya 600 mil uzakta bulunan Porto Riko'daki üslere bombardıman uçakları konuşlandırdı. Vaşington, ABD'ye gönderilen uyuşturucunun bir kısmının Venezuela makamlarının bilgisi dahilinde, bu ülke kıyılarından sevk edildiğini iddia ediyor. Son haftalarda, uyuşturucu taşıdığı iddiasıyla bölgede gerçekleştirilen 20 kadar saldırı neticesinde, hedef olan teknelerde 80 civarında ölüm yaşandı. BM dahil çok sayıda yetkili bu saldırıların yasadışı olduğu hususunda hemfikir. Benzer görüşler ABD Kongresi içinde de telaffuz ediliyor.

Trump’ın, Nicolas Maduro'ya ve hükümetine yönelik tehdit beyanları birkaç ay önceye giden bir anlaşmazlık değil. ABD başkanı ilk döneminde de (2016-2020) Maduro'yu koltuğundan indirmek için elinden geleni ardına koymadı. İşin evveliyatı şöyle:

Sosyalist Maduro bugüne kadar 3 kez seçildi. 2013 seçimlerini kıl payıyla önde bitirince, 2018 ve 2024 seçimlerinde strateji değiştirdi, baskı/sindirme yöntemleriyle ve muhalefetin favori adaylarını engellemek suretiyle kazandı. Hele ki 2024 seçimlerinde tam anlamıyla oy hırsızlığına şahit olduk. Bu seçimleri 3-5 ülke dışında, muhalefetin adayı Edmundo Gonzalez'in kazandığı neredeyse ortak kanaat. Halbuki, ABD yaptırımlarının kaldırılması karşılığında, muhalefet ile masaya oturarak mutabakata vararak (Barbados, Ekim 2023) baskısız, serbest ve adil seçim sözü verdiği dikkate alındığında, zat-ı muhteremin ne ölçüde demokrat ve sözünün eri olduğu anlaşılacaktır.

2018 seçimleri sürecinde, ABD, AB ve birçok bölge ülkesi, muhalefete yapılan baskıdan ötürü, ‘serbest ve adil seçim’ niteliği taşımayacağı cihetle, seçim sonuçlarını tanımayacaklarını önceden açıkladılar. Maduro kimseyi dinlemedi, kendi çaldı kendi oynadı, seçim zaferini ilan edip ikinci dönemine başladı. 2019 ocak ayında Venezuela Parlamento başkanı, şaibeli seçimlerin geçerli olmadığını, Maduro’nun görevinin sona erdiğini, anayasa gereği devlet başkanlığını kendisinin üstlendiğini ilan etti. Başta ABD, AB ve bölge ülkeleri olmak üzere 50 civarında ülke Juan Guaido’yu Venezuela cumhurbaşkanı olarak tanıdılar. Bu olağan dışı koşullara rağmen Maduro iktidara tutunmaya muvaffak oldu, ordu kendisini iyi tutan liderinin yanında durdu. Trump’ın önderliğinde bölge ülkelerinin (Lima grubu) benimsedikleri “azami baskı” yöntemi sonuç getirmedi. Böylece Juan Guaido balonu bir iki yıl içinde sönüverdi. Tabii, bu arada olan Venezuela halkına oldu, enflasyonun ezdiği düşük gelirli vatandaşlar komşu ülkelere kaçmak zorunda kaldılar. 5-6 milyon dar gelirli, başta Kolombiya olmak üzere, bölge ülkelerine ve ABD’ne sığındılar.

20 Ocak 2025 günü Beyaz Saray’da göreve başlarken, yasadışı göç ve uyuşturucu ile mücadeleye öncelik vereceğini ilan eden........

© T24