Kısmi ve tam bölünmede borçların devri problemi ve konuya Maliye’nin yaklaşımı |
Diğer
Konuk Yazar
17 Kasım 2025
Bölünme, Türk Ticaret Kanunu (TTK) ve Kurumlar Vergisi Kanunu’nda düzenleme altına alındığı zamanlardan beri işletmelerin yeniden yapılanmasında kullanılan en önemli müesseselerden biri olmuştur.
TTK’nun 159 ila 179. Maddeleri ile KVK’nun 19 ve 20. Maddelerinde yer alan düzenlemeler çerçevesinde yürütülen bölünme müessesesi kısmi bölünme ve tam bölünme şeklinde iki şekilde tanımlanmıştır.
TTK’nun 159. Maddesi'ne göre;
Tam bölünmede, şirketin tüm malvarlığı bölümlere ayrılır ve diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler. Tam bölünüp devrolunan şirket sona erer ve unvanı ticaret sicilinden silinir.
Kısmi bölünmede, bir şirketin malvarlığının bir veya birden fazla bölümü diğer şirketlere devrolunur. Bölünen şirketin ortakları, devralan şirketlerin paylarını ve haklarını iktisap ederler veya bölünen şirket, devredilen malvarlığı bölümlerinin karşılığında devralan şirketlerdeki payları ve hakları elde ederek yavru şirketini oluşturur.
KVK’nun 19. Maddesi'ne göre;
Tam bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin tasfiyesiz olarak infisah etmek suretiyle bütün mal varlığını, alacaklarını ve borçlarını kayıtlı değerleri üzerinden mevcut veya yeni kurulacak iki veya daha fazla tam mükellef sermaye şirketine devretmesi ve karşılığında devredilen sermaye şirketinin ortaklarına devralan sermaye şirketinin sermayesini temsil eden iştirak hisseleri verilmesi, bu Kanunun uygulanmasında tam bölünme hükmündedir. Devredilen şirketin ortaklarına verilecek iştirak hisselerinin itibari değerinin yüzde 10'una kadarlık kısmının nakit olarak ödenmesi, işlemin bölünme sayılmasına engel değildir.
Kısmi bölünme: Tam mükellef bir sermaye şirketinin veya sermaye şirketi niteliğindeki bir yabancı kurumun Türkiye'deki iş yeri veya daimi temsilcisinin bilançosunda yer alan ve en az iki tam yıl süreyle elde tutulan iştirak hisseleri ya da sahip oldukları üretim veya hizmet işletmelerinin bir veya birkaçını kayıtlı değerleri üzerinden ayni sermaye olarak mevcut veya yeni kurulacak tam mükellef bir sermaye şirketine devretmesi, bu Kanunun uygulanmasında kısmi bölünme hükmündedir. Ancak, üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmî bölünmede devredilen varlıklara karşılık edinilen devralan şirket hisseleri, devreden şirkette kalabileceği gibi doğrudan bu şirketin ortaklarına da verilebilir. İştirak hisselerinin bu bent kapsamında devrinde, devralan şirketin hisselerinin devreden şirketin ortaklarına verilmesi halinde, devredilen iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.
Görüldüğü üzere TTK, kısmi ve tam bölünmeye ilişkin prensipsel bir yaklaşımla tanımlama yapmakta, KVK ise bu prensip dahilinde vergisel yönden geçerli bir bölünme için bazı özel kurallar koymaktadır. Özellikle kısmi bölünme için getirilen bu kurallara göre, bölünen şirketin her türlü malvarlığı değil, sadece en az iki yıldır aktifte olan iştirak hisseleri ile üretim ve hizmet işletmeleri bölünmeye konu edilebilmektedir. Keza bunların bölünmeye konu edilebilmesinde, üretim ve hizmet işletmelerinin işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devri zorunlu bulunmaktadır. Yine iştirak hisselerinin devrinde devralan şirketin paylarının bölünen şirkete değil de onun ortaklarına verilmesi halinde devredilen iştirak hisselerine ilişkin borçların da devri zorunludur.
Bu şartların yanı sıra 1 Seri No.lu Kurumlar Vergisi Genel Tebliğinde de bazı şartlar öngörülmüştür. Tebliğe göre;
“Üretim veya hizmet işletmelerinin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli aktif ve pasif kalemlerin tümünün devredilmesi zorunludur. Kısmi bölünme sonucu hem bölünen işletmenin hem de bölünme sonucunda varlıkları devralan işletmenin faaliyetine devam etmesi esastır. Bu kapsamda, söz konusu işletmelerin devrinde, işletme bütünlüğü korunacak şekilde faaliyetin devamı için gerekli taşınmaz, her türlü tesis, makine ve teçhizat, alet, edevat, taşıtlar, gayrimaddi haklar ile hammadde, mamul, yarı mamul mallar gibi aktif kıymetler ile ilgili pasif kıymetlerin tümünün devredilmesi zorunludur.
Kurumlar Vergisi Kanununun 19 uncu maddesinde, devir ve tam........© T24