Ukrayna’nın egemen bir devlet olarak sonu mu?

Diğer

05 Aralık 2025

Trump’ın kritik dış politika girişimlerinde son zamanlarda hep bu ikilinin ismi öne çıkıyor. Trump gibi New Yorklu bir emlak baronu olan Witkoff’a başta Ortadoğu özel temsilcisi olarak yönetimde görev verilmişti. Sonra barış süreçleri özel temsilcisi olarak adı Ukrayna ve Rusya ile yürütülen müzakerelerde de öne çıktı. Witkoff’un başta Katar olmak üzere hem Ortadoğu ile hem de Rusya ile finansal ve ticari ilişkilerinin bulunduğu biliniyor.

Damat Jared Kushner ise birinci Trump yönetiminden farklı olarak ikinci Trump yönetiminde resmi bir görev almamıştı. Kushner birinci Trump yönetiminin son yıllarında Arap devletleriyle İsrail arasında imzalanan İbrahim Anlaşmaları’nın arkasındaki beyin olarak kabul ediliyor. Kushner’in ikinci Trump yönetiminde resmi bir görevi olmasa da İbrahim Anlaşmaları ABD’nin Ortadoğu’da izlediği politikanın temel ögelerinden biri olmaya devam ediyor.

Anlaşılan Kushner ikinci döneminde de kayınbabasına fahri danışmanlık yapmaktan geri durmamış. Başta gölgede kalan Kushner’in adı Witkoff’la beraber bir süre önce Gazze’yle ilgili müzakerelerde yeniden su yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın destek verdiği Gazze Planı Witkoff ve Kushner’in eseri sayılabilir. Rusya ve Çin, Gazze Planı için BM Güvenlik Konsey’inde yapılan oylamada çekimser kalarak meydanı Trump’a bıraktılar.

Trump tarafından ikinci aşamaya geçilmekte olduğu müjdelenen Gazze Planı Filistinlilere ağır bir darbe vuracak. Planın ikinci aşaması gereği Gazze’de İstikrar Gücü olarak adlandırılan uluslararası bir gücün konuşlandırılması öngörülüyor. (İsrail’in muhalefeti nedeniyle Türkiye’nin yer alması hemen hemen imkansız.) Ayrıca Hamas silahsızlandırılacak, Gazze’nin yönetimi başında Tony Blair’in olacağı uluslararası bir komisyona devredilecek. Üçüncü aşamada ise Gazze’nin Ortadoğu Rivierası olarak yeniden inşası öngörülüyor. İkinci aşamayla beraber Filistinlilerin yurtlarından çıkarılmaları veya yerlerinde kalmakta direnenlerin küçük evraka sıkıştırılarak sefil yaşam koşullarına mahkum edilmeleri süreci başlayacak.

Witkoff ve Kushner Gazze’nin ardından bu kez Ukrayna barış müzakerelerinde baş rol oynamaya başladılar. Witkoff neyse ama Kushner’in hiç ilgisi yokken devreye girmiş olması, Trump’ın Witkoff’a rağmen damadını da müzakerelere dahil ederek Ukrayna savaşını kendi parametrelerine göre bitirmek için sabırsızlandığına delalet ediyor. Trump seçim kampanyası sırasında, Biden’ın yerinde kendisi olsaydı bu savaşın hiç çıkmamış olacağını iddia etmiş, göreve gelince bir günde bitirmeyi vadetmişti. Tabii öyle olmadı. Ne Zelensky’e yaptığı baskı ve tehditler ne de Putin’e kâh sırnaşmaları, kâh sertleşmeleri fayda etmedi.

Savaş dördüncü yılını doldururken Rusya Ukrayna’da sivil hedefleri dünyanın gözü önünde vurmaya devam ediyor ve cephe hattında da küçük küçük toprak kazanıyor. Üstelik Ukrayna’nın içinde ciddi bir yönetim krizi baş gösterdi. Bir süredir iddia edildiği üzere Zelensky’nin sağ kolu ve dış politika alanındaki temel karar verici Andrey Yermak’ın yolsuzluk suçlamaları nedeniyle görevden alınması Zelensky için ciddi bir yüzkarası oldu. Ukrayna Batı’dan yardım aldıkça Rusya ile savaşabilir. Gelen yardımların yönetimin üst düzey mensupları tarafından sifonlanması, Zelensky’nin Batı nezdindeki inandırıcılığını yok eder. Yermak için düğmeye ABD mi, yoksa başka bir odak mı bastı iddialarının hiç önemi yok. Önemli olan Zelensky’nin burnunun dibinde olan bitenleri görememiş ve yardımların yerine ulaşıp ulaşmadığını kontrol edememiş olmasıdır.

Witkoff’un 28 maddelik barış planı Ukrayna’daki skandalla hemen hemen eş zamanlı olarak basına sızdırıldı. Rusya ile kapalı kapılar ardında yapılan müzakerelere dahil edilmeyen Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun ilk tepkisi belgeyi adeta Putin’in dilek listesi olarak tanımlaması oldu. Nasıl olmasın ki, Witkoff’un Moskova’da uzun müzakereler sonucu hazırladığı metinde Putin ne talep ettiyse her şey yer alıyor. Kırım ve Donbas bölgesini oluşturan Luhansk ve Donetsk ile Kherson ve Zaporizhzhia’nın henüz Rusya’nın eline geçmemiş kesimleriyle beraber tümüyle Rusya’ya terk edilmesi, Ukrayna’nın NATO’ya üyeliğinin yasaklanması, Ukrayna silahlı kuvvetlerinin önemli bir bölümünün terhis edilerek birliklerin ateş hattından geri çekilmesi, NATO birliklerinin Ukrayna’da konuşlandırılmaması, Ukrayna’nın “Nazilerden arındırılması” ve üç ay içinde yeni seçimler yapılması, Rusya üzerindeki ambargoların kaldırılması ve dondurulmuş olan Rus varlıklarının serbest........

© T24