Karadeniz’de dron savaşları ve denizaltı dronları

Diğer

19 Aralık 2025

Geçtiğimiz birkaç gün içinde Karadeniz ve Suriye’de Türkiye’yi etkileyen çok sayıda hayati gelişme yaşandı. Suriye’den son gelen bilgiler, HTŞ-SDG’nin, yıl sona ermeden askeri entegrasyon konusunda anlaştıklarına işaret ediyor. Bunun başta içerideki “süreç” olmak üzere, Türkiye-ABD, Türkiye-Suriye, Türkiye-İsrail ve Doğu Akdeniz’deki kamplaşma olmak üzere önemli yansımaları olacak. Bu konuyu bir sonraki makalede tartışmak üzere, bu hafta Karadeniz’deki gelişmelere yoğunlaşmak istiyorum.

Karadeniz’de ilk önce, Rusya’nın yaptırımları aşmak üzere oluşturduğu gölge filosuna ait olduğu düşünülen iki kuru yük gemisi ve bir boş tanker, Türkiye’nin Münhasır Ekonomik Bölgesi’nin (EEZ) içinde veya çok yakınlarında SİHA’lar tarafından vurularak etkisiz hale getirildi. Bu gemilerin Ukrayna tarafından vurulduğu tahmin edilmekle beraber başta teyit edici bilgi bulunmuyordu. Ukrayna bir süre sonra iki gemiye yapılan saldırıları üstlenerek tahminleri doğruladı, ancak üçüncü saldırıyı üstlenmedi. İşin ilginç yanı, bu saldırıların cerrahi bir hassasiyetle gerçekleştirilmesiydi. Çevreye ve gemilerin mürettebatına mümkün olan en az zarar verilmeye çalışıldı. Ukrayna, ulusal çıkarlarını korumak için gerçekleştirdiği saldırılarda Rusya’dan farklı olarak her şeye rağmen olabildiğince insani ve çevresel kaygıları gözettiği mesajını vermeye çalıştı. Mesajın gittiği yer kuşkusuz Batı alemiydi.

Kıyılarımızın bu kadar yakınında vuku bulan saldırılar konusunda Türkiye’nin tepkisi Ukrayna ve Rusya’ya eşit mesafede kalarak uyarıda bulunmak oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, ticari ve sivil gemileri hedef almanın kimseye fayda getirmeyeceğini vurgulayarak, “Rusya’ya ve Ukrayna’ya uyarılarımızı ilettik” dedi.

Bunun hemen akabinde Rusya’nın Novorossik limanında bir Rus denizaltısı vuruldu. Bu kez Ukrayna vakit geçirmeksizin saldırıyı üstlendi. Bu da cerrahi hassasiyetle icra edilen bir saldırıydı. Ukrayna’nın saldırıda SİHA değil, yüksek teknoloji gerektiren denizaltı dronu kullanması dikkat çekiciydi. Böylece ağır saldırılar altında dahi bu tür ileri silah sistemlerini geliştirme ve başarıyla sevk etme yeteneğine sahip olduğunu gösterdiği gibi, karada üstünlük Rusya’da olsa bile, denizde Rusya’ya ağır darbeler indirebildiğini ispatlamış oldu.

Bu dolaylı barış müzakerelerine arabuluculuk yapan, ancak Ukrayna’nın işinin bittiğini iddia ederek Rusya’ya toprak terk etmesini isteyen Trump yönetime verilmiş bir mesaj sayılmalı. Ukrayna aynı zamanda kendisini destekleyen Avrupa ülkelerine de desteklerinin boşa gitmediği mesajını vererek yardımlara devam etmelerini istedi.

Rusya’nın Karadeniz’de birbiri ardı sıra gelen darbelere cevabı bir yandan Ukrayna kentlerini füze yağmuruna tutmak, diğer yandan Ukrayna limanlarına yük getiren Türk gemilerini vurmak oldu. Vurulan gemi sayısının üç olmasına rağmen, bizim basın baştan Odessa limanında vurulan Türk şirketi Cenk Denizcilik’e ait Panama bandıralı ro-ro gemisine odaklandığı için saldırıların boyutu tam olarak anlaşılamadı. Oysa iki gemi daha vurulmuştu.

Basının ro-ro gemisine odaklanmasının esas nedeni saldırının Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Rusya Devlet Başkanı Putin’le Türkmenistan’da görüşmesi esnasında gerçekleşmiş olmasıydı. Resmi Türk kaynakları görüşmenin içeriği hakkında renk vermedi. İletişim Başkanlığı tarafından yapılan açıklamada “görüşmede Türkiye ile Rusya ikili ilişkilerinin ve Ukrayna-Rusya Savaşı’nda barış çabalarının değerlendirildiği, Türkiye’nin barış çabalarına tekraren destek vereceğinin ifade edildiği, ayrıca AB’nin Rus fonlarını dondurması dahil olmak üzere bütün konuların detaylı olarak ele alındığı” belirtildi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bir kez daha barış görüşmelerine Türkiye’nin ev sahipliği yapmaya hazır olduğunu da açıkladı.

Oysa görüşmenin üzerinden daha günler geçmeden çıkan bir Bloomberg haberinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Putin’den Türkiye’nin satın aldığı S-400 hava savunma........

© T24