İki Amerikalı lider ve taban tabana farklı iki anlayış

Diğer

28 Kasım 2025

Papa XIV. Leo (solda) ve ABD Başkanı Donald Trump

Yazımızın Amerikalı iki öznesinden biri dünyanın en güçlü ülkesi ABD’nin Başkanı Donald Trump, diğeri bir milyardan fazla Hristiyan’ın bağlı olduğu Katolik Kilisesi’nin yeni lideri Papa XIV. Leo.

Biri sahne ışıklarını ve dünyada gündem yaratmayı seviyor, diğeri kararlı tavrına rağmen son derece mütevazi ve sessiz bir kişilik.

Biri gücün ve güçlünün yanında, diğeri zayıf ve yoksulun.

Biri New Yorklu zengin bir aileden geliyor, diğeri Şikago’nun arka mahallerinde hayata tutunmaya çalışan emekçi bir ailenin çocuğu.

Biri playboy yaşantısı ve skandalları ile tanınıyor, diğeri gönüllü olarak gittiği Peru’da küçük bir kilisede yıllarca papazlık yaparken, karşılık beklemeden sunduğu hizmetlerle yerli halkın ve yoksulların kalbinde taht kurmakla tanınıyor.

Her ikisinin de başında bulunduğu devlet ve kurumlar sorunlu. ABD ekonomik bakımdan rakipleri karşısında geriliyor, zayıflıyor. Sosyal çöküş, sınıf farkları, suç ve asayiş sorunları almış başını gidiyor. Katolik Kilisesi de çok sorunlu. Kilise liderlerinin adlarının bulaştığı çocukların ırzına geçme suçlarının ardı arkası kesilmiyor. Yolsuzluk ve mali skandallar, gösteriş, lüks ve şaşalı yaşam tarzına düşkünlük, Nasıralı yoksul İsa’nın sevgi mesajını ilettiğini iddia eden kilise liderlerinin kendilerini bir türlü kurtaramadığı illetler olmaya devam ediyor.

Trump ABD’yi yeniden “büyük” yapma vaadi ile seçildi. Buna karşılık Papa Leo’nun seçim kampanyası ve vaadleri hiç olmadı. Papalık makamına sessizce geldi. Vatikan’ın meşhur Sistine Şapeli’nde toplanan Kardinaller (Konklav) onu Cizvit papazı Françesko’nun misyonunu tamamlaması umuduyla Papa seçtiler. Bir önceki Papa Françesko Vatikan’daki gösterişli rezidansta kalmayı kabul etmemiş, iki odalı mütevazi bir dairede yaşamayı tercih etmişti. Kendi yemeklerini de kendi pişirmişti. Papa Leo’nun onun izinden gitmesi, kiliseyi bulaştığı suçlardan arındırması ve kaçan cemaati tekrar kazanması umuluyor.

ABD vatandaşı Papa Leo ilk yurt dışı seyahatini Türkiye’ye yaparak Katolik alemine olduğu kadar, tüm dünyaya önemli mesajlar vermek istiyor. Papa’nın Türkiye’ye gelişinin esas vesilesi Hristiyanlığın kurumsallaşmasının başlangıcı sayılan ve İsa Peygamber’e atfedilen tanrısal niteliklerinin kabul edildiği İznik Konsili’nin 1700’üncü yıldönümü. Papa, Rum Patriği Bartholomeos’un davetine icabet ederek İznik’te yapılacak ayine katılacak.

İznik Konsili ve ona başkanlık yapan İmparator Büyük Konstantin’in Hristiyanlık ve Roma tarihindeki önemi, İstanbul’un Roma, Bizans (aslında kendilerini Romalı-Rum olarak tanımlıyorlardı) ve Osmanlı dönemlerindeki nitelikleri hakkında bu yılın mayıs ayında yazdığım “Bir İstanbul Hikayesi” başlıklı iki bölümlük uzun yazıda ayrıntılı bilgiler verdiğim için burada ayrıntıya girmeyeceğim. Ancak, Papa’nın ziyareti vesilesiyle dünyanın gözlerinin Türkiye’nin üzerinde olacağını belirtelim. Papa’nın ziyareti nedeniyle, dikkatlerin Türkiye’nin çevresindeki Gazze ve Ukrayna krizlerine de daha güçlü şekilde çekileceği kesin.

Papa ilk yurt dışı ziyaretini vatandaşı olduğu ABD’ye veya gönül bağıyla bağlı olduğu, halkı Katolik Peru’ya yapsaydı, herhalde büyük kalabalıklar toplar, alkış ve debdebe ile karşılanırdı. Oysa bunlar ne Türkiye’de ne de Türkiye’den sonra gideceği Lübnan’da olacak şeyler. Papa büyük kalabalıkları etrafında toplamasa da bir ilk........

© T24