İki gözüm iki çeşme -Ordu’da Ermeni Çeşmeleri-

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

28 Nisan 2024

Çeşme kelimesi Farsça göz anlamına gelen "çeşm" sözcüğünden geliyor. Türkçede su kaynağı için de "göze" diyoruz. Kökeni gözyaşı anlamına da gelen çeşm kelimesi yazının duygu bütünlüğü açısından manidar olacaktır. Rus Psikolog Bluma Zeigarnik’in kesintiye uğramış işlerin tamamlanmış olanlardan daha iyi hatırlandığını ortaya koyduğu kavram, Zeigarnik etkisi; bu yarım kalmışlık duygusu, doğup büyüdüğüm Ordu’ya her geldiğimde beni teslim alıyor. Jean Paul Sartre’nin, "Birkaç adım atıp duruyorum. İçine düştüğüm bu topyekûn unutuluşu tadıyorum: İki kent arasındayım, biri bilmiyor beni, öteki artık tanımıyor" sözü açık kalmış bir çeşme gibi akıyor zihnimde.

Tarihi çeşmelerin adları genelde yaptırıldığı kişinin adını alır. Bu şekilde yapılmasının amacı, insanların ardında ölümsüz eserler bırakma isteği olduğu kadar, aynı zamanda hayır işleme amacı da taşıyor. Ülkemizde su mimarisinin seçkin örnekleri arasında yer alan çeşmeler, özgün mimarileri ve süslemeleriyle kültürel mirasımızın da eşsiz simgeleri.

Bayram ziyareti için geldiğim Ordu’da, bayramın ilk günü beni Boztepe’nin eteklerine sürükleyen bir Ermeni evi ve çeşmesi oldu. Mahalle ve apartman aralarında kaderine terk edilen çeşmeler ki sadece çeşmeler değil, “kaderine terk edilen” her şey hayatımın merkezine oturur. Kaderine terk edilen halklar, hayatlar, hikâyeler, sevdalar, yapılar… Her şey dert olur bana.

Bayramın ilk günü beni Boztepe’nin eteklerine sürükleyen detay, 1971 Ordu İl Yıllığı’nda gördüğüm bir çeşme detayı oldu. Sıtkı Çebi’nin 53 yıl önce not düştüğü detay şöyle idi:

"Saray Mahallesi’nin en üst kısmında, fındık bahçesi kenarındaki bu çeşme, gerek kitabesinin Ermeni harfleri ile yazılı olması ve gerek kitabenin........

© T24