Geriye kalan sadece kemik ve bez parçaları

Diğer

23 Mart 2024

Bakın koca bir devletin koca koca kurumları küçük bir çocuk gibi ne yalanlar söylemiş:

Küçük bir çocuk gibi benzetmesi uygun değil bu durum karşısında. Küçük çocuklar büyük ve karanlık yalanlar söylemez.

Yıllar önceydi.

Bolu Dağ Komando Tugay Komutanlığı'nda görevli bazı komutanların isminin geçtiği bir faili meçhul cinayetle ilgili başlatılan soruşturmayı o dönem çalıştığım Milliyet gazetesinde haberleştirmiştim.

Gazetenin dahili telefonundan, bilinmeyen bir numaradan arandım akşama doğru. Alaycı bir ses, öldürülen kişiye ve bana küfürler ediyor, hepimizin sonunun aynı olacağını söylüyor, bundan sonra eve gidip gelirken dikkatli olmamı öğütlüyordu.

Bütün bu soruşturmalardan, davalardan hiçbir şey çıkmayacağının altını kalın kalın çizerek.

Sırtını başkalarının, devletin gücüne dayayıp aklına eseni yapanlar böyle korkaktır… Kendi gücüyle konuşamaz, kendine güvenerek hareket edemez, arkasına aldığı güce rağmen ismini bile veremez.

Sonuçsuz kalma ihtimalinin yüksekliğine rağmen verilen adalet mücadelesi kadar, o adamın sözleri de haklıydı. Devletin bu cinayetler için adım atmayacağını biliyordu. Mücadele bitmeyecek olsa da haklılığı ne büyük can sıkıntısıydı.

Meşhur Bolu Tugayı'nın ismi, yıllar sonra, AKP-cemaat operasyonları/didişmeleri/rekabeti sürerken yeniden gündeme geldi.

Garip garip operasyonlara, soruşturmalara meşru bir zemin yaratmak adına, 90'lı yılların dosyaları da yeniden açılmış, şaşırtıcı bir biçimde hızlıca iddianameler hazırlanmaya başlamıştı.

Kimin açtığının bir önemi yoktu. Bu dosyaların tamamı yıllar önce davaya dönüşmüş olması gereken, AİHM kararlarına konu olmuş, kanıtları uzun mücadeleler sonucunda açığa çıkarılmış dosyalardı…

Ve başka bir akıl devreye girince, kumpas davalarının parçası sayılarak önemli bir bölümü sanıkları aklayarak sonuçlandırıldı.

O davalardan biri de Kulp davasıydı.

Bölgede görevlendirilen Tuğgeneral Yavuz Ertürk komutasındaki Bolu Dağ Komando Tugayı, 8-25 Ekim 1993 tarihleri arasında Kulp-Muş-Lice üçgeninde bir operasyon düzenledi.

Kulp Alaca Köyü ile Şenyayla bölgesi arasındaki operasyon ise diğer bölgelerdeki operasyonlardan farklıydı.

Yerleri yurtları belli, daha önce PKK tarafından da tehdit edildiklerini ancak örgüte yardım etmediklerini askerlere anlatan isimlerin de aralarında bulunduğu 11 kişi, askerler tarafından evlerinden çağrıldıktan sonra gözaltına alındı.

Ancak bir gözaltı merkezi yoktu.

Askerler, Kepir denilen bölgede, açık havada, soğuk havaya rağmen 11 kişiyi günlerce "gözaltında" tuttu.

Öyle bir tablo vardı ki yakınları kadınlar, dağa, tepeye tırmanıyor, "gözaltındaki" yakınlarına yemek getiriyordu.

Bir akşam, gözaltındaki isimlerden biri karısına, "artık........

© T24