Diğer
02 Temmuz 2024
Sosyal medya networklerinden Linkedin iş dünyasının, Facebook orta yaşlıların, Instagram marka ve fenomenlerin ve Twitter (X) ise politika konuşanların alanı olarak değerlendiriliyor. Bu nedenle de 2005 yılında kurulan Twitter günümüzün politik analizlerinin önemli bir aracı halinde. ABD'de 2022 yılında yapılan araştırmada atılan tweetlerin üçte birinin politik olduğu sonucu çıkmış. Bu nedenle olsa gerek, İngiliz Parlamentosu politikacıların Twitter'ı nasıl kullanacağına dair "rehber" bile yayımlamış.
Politikacılar Twitter'ı, anlatma, konumlandırma, bilgi yönlendirme, eylem talep etme, teşekkür etme, konuşma gibi konularda kullanabiliyor. Bunun dışında, Twitter aynı zamanda çeşitli araştırmacılar tarafından bir "test ortamı" olarak da değerlendiriliyor. Bu araştırmacıların bir kısmı politik danışman da olabiliyor.
Bizim merakımız ise şu: Acaba AKP tarafından ne kadar kullanılıyor? Bu özellikle son vergi düzenlemesi ile ilgili olarak dikkatimizi çekti. Hele "yurt dışına çıkış pulu" konusu anlaşılması gereken bir örnek. Twitter'ın daha bilinçli kullanılmasına dikkat çekmek istiyoruz. Gelin bu konuya daha yakından bakalım.
Donald Trump'ın 2016'da ABD Başkanı seçilmesi sonrasında yayımlanan "Donald Trump: Bir Amerikan Rüyası" belgeselinin dördüncü bölümünde (35. dakikadan itibaren), Trump'ın Twitter'ı (yayınevinin pazarlama müdürü Peter Costanza'nın önerisiyle) çok erken fark ettiği anlatılır.
Dört bölümlük dizi boyunca, 2000'lerden itibaren Trump'ı başkan olması için ikna etmeye çalışanlardan bahsediliyor. Bunların başında da Cumhuriyetçi başkan adaylarının (Nixon ve Reagan) politik danışmanı olan Roger Stone geliyor. Kararsız olan Trump'ın 2009'da kitabı ile ilgili olarak açılan Twitter hesabı sonrasında, kullanıcılardan gelen "Başkan olun, size ihtiyacımız var", "2012'de başkanlığı alın" türü mesajları (Acaba ne kadarı gerçek, ne kadarı trollemeydi?) sonucunda ikna oluyor ve 4 Nisan 2011'de Obama'ya karşı başkanlık için aday olacağını söylüyor. Gerçi arada başka olaylar da var ama konumuz Twitter.
Bu kadar tezahürat sonucunda Trump, gecikmeli de olsa 2016'da başkanlık için yarışmaya karar veriyor. Kampanya yöneticisi şunu söylüyor (54. dakika): "Odak grubumuz Twitter'dı". Yani başkanlık seçiminde hangi konularda konuşacağına karar vermek için Twitter'ı bir "test yatağı" olarak kullanmışlar. Kampanyasını hangi konulara dayandıracağını, çeşitli konularda attığı tweetlerden popüler olanlara bakarak karar vermişler.
Kampanya yöneticisi "Benim ölçüm 100 retweet idi. Eğer bir konu 100 retweet yakalamışsa, doğru meseleyi bulmuşuz demekti" diyor. Not edelim; o günlerde Twitter'ın fonksiyonu henüz yeni anlaşılıyordu. 100 retweet kayda değerdi. Bugün yetmez.
Trump kampanyasında en ilginç örneklerden birisi, -öylesine akıllarına gelen- Meksika ile araya bir duvar ördürüleceği ve duvarı da Meksika'nın finanse edeceği şeklindeki mesajmış. İlk duyulduğundan itibaren -özellikle Berlin duvarının yıkılmasını hatırlayan entellektüel çevrede- saçmalık olarak değerlendirilen bu duvar fikri aslında bir tweet testi ile başlamış. O tweet aşağıda.
Anlayacağınız Twitter politikacılar açısından bu kadar önemli.
Twitter konusunda ülkemizde fazla araştırma göremiyoruz. İnternet üzerinden bulabildiğimiz birkaç projeden birisi "Genel Analiz" ve diğeri "Duygu Analizi" üzerine. ABD'de ikincisine benzer yani toplumun -günlük olaylara karşı- mutluluğunu sürekli ölçen şöyle bir proje var:
Bu projede atılan tweetlerle ABD'deki halkın genel günlük değişimleri izlenebiliyor.........