menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Utancı sahiplenmek

26 21
yesterday

Diğer

29 Aralık 2025

Adalet terazisi

Utanç duygusunu bilir misiniz?

Sürekli hak ihlallerinin baskısı altındaki insanların çaresizliğini, suskunluğunu, umutsuzluğunu ve güven duyulmayan yargının perişan hallerini gördükçe nasıl bir ülkede yaşadığınızı sorgulamıyor musunuz?

Utanıyor musunuz?

Utancın ve suçun bir arada olduğu ülkede yaşamak nasıl bir duygudur?

Utancı sahiplenirseniz ve yönünü utanandan utandırana doğru çevirebilirseniz, politik eylemliliğin” parçasına dönüştürebilirsiniz.

Utanınca yüzü kızarmayan var mıdır?

Utanç duyanların utancına tanık olmak daha zordur ama Özgür Sevgi Göral anlatmış:

Utanç duygusu, özellikle kayıp yakınlarıyla yaptığımız görüşmelerde öne çıkan bir duyguydu. Carlo Ginzburg’un Primo Levi’nin yazdıklarına dair değerlendirmesinde söylediği gibi suç ile utanç ya da suçlu hissetmekle utanç duymak çok geçişken biçimde kullanılıyordu. Kayıp yakınları kendilerini suçlu hissediyorlardı; kaybedilen sevdiklerini yeteri kadar aramamış olmaktan, anısına gerektiği gibi sadık olamamaktan, üzerlerine düşeni yapamamış olmaktan, daha fazla dilekçe vermemiş olmaktan, davaları az takip etmiş olmaktan ve daha pek çok şeyden ötürü kendilerine dair çok derin bir utanç duygusuna sahiptiler.

(…) ‘Konuşamadım. Yalan yok, yani ben yalan söylemem gittim de konuşamadım. Biz dahi ağzımızdan çıkaramadık soramadık, korkumuzdan soramadık. Demedik ki bu bizim akrabamız. (…) Halbuki özbe öz babamın kardeşi. Korkumuzdan söyleyemezdik. İnsan düşündükçe kahroluyor. Söyleyemedik. Korkumuzdan söyleyemedik, demedik ki bu bizim akrabamızdır. Oğlu demedi bu benim babamdır. Hanımı deme benim kocamdır. Her an için yani onlar da gümbürtüye gideceklerdi. Biz bunu söyleyemedik herkes biliyor bunu. Herkes bunu biliyor. Biz utanç içindeyiz. (Silopi 30.11.2012)’

Alıntı yaptığım son görüşmeyi çok iyi hatırlıyorum. Silopi’de bir evde görüşmeyi kayıt altına almak için kamerayı açtığımız andan görüşme bitip kamerayı kapadığımız ana kadar kayıp yakını hem hikayesini anlatmış hem de aralıksız ağlamıştı. (…) Yine de utanç çok baskın hissettiği bir duyguydu. Yaptıkları ona çok yetersiz geliyor, kendini çok suçlu hissediyor ve gerçekten çok güçlü bir biçimde utanç duyuyordu…”

Birgün Cumartesi Annelerini görürseniz Galatasaray Meydanında, onların gözlerine bakın!

Cezalandırılma korkusu, insanlarda hayal kırıklığı yaratır.

Herkesi potansiyel suçlu gören, konuşanı düşman sayan, yazı yazanı rejim muhalifi kabul eden, eleştirenleri baskılayan, gazetecileri sürekli cezalandırma........

© T24