menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İstanbul Barosu'na davanamenin davası nedir?

16 1
15.01.2025

Diğer

Konuk Yazar

15 Ocak 2025

Duyduk ki İstanbul Barosu başkan ve yönetimi hakkında davaname hazırlanmış.

Savcılık Davanamesi Anayasa’ya aykırıdır.

Avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Yargının kurucu unsurlarından olan bağımsız savunmayı serbestçe temsil eder. İnsan haklarını savunmak ve korumak avukatların ve baroların görevdir.

Barolar; avukatlık mesleğini geliştirmek, meslek mensuplarının birbirleri ve iş sahipleri ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni sağlamak; meslek düzenini, ahlakını, saygınlığını, hukukun üstünlüğünü, insan haklarını savunmak ve korumak, avukatların ortak ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla tüm çalışmaları yürüten, tüzel kişiliği bulunan, çalışmalarını demokratik ilkelere göre sürdüren kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır.

Davaname; “Kamu kurumu niteliğinde meslek kurulusu sayılan İstanbul 1 Nolu Barosunun sorumlu yönetim organları olan davalı İstanbul 1 Nolu Barosu Başkanlığı ile Davalı İstanbul 1 Nolu Barosu Yönetim Kurulu'nun faaliyet amacı ve kendisine verilen yetkiler ve görevler dışında kullanılmak suretiyle illegal faaliyetlerde kullanıldığı ve idari yönden de tedbir alınması gerektiği” anlaşılmakla; İstanbul C. Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu 14.01.2025 tarihli ve 2025/1 iki savcı imzalı Davanamesiyle Davalı İstanbul 1 Nolu Barosu Yönetim Kurulu üyeleri ve halen İstanbul 1 Nolu Barosu Başkanlığı görevini yürüten Başkanının “görevden uzaklaştırılması ve görevlerine son verilmesi” ile yerlerine Baro Başkanı ve Yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine karar verilmesini istiyor.

Davaname; bir nevi iddianamenin hukuk mahkemelerinde yerini alan belgedir. Ancak ceza davası niteliğini taşımayan, kamuoyunu ilgilendiren ve hukuk mahkemesinde Savcı tarafından açılan davanın belgesidir.

Amaçları dışında faaliyet gösterdiği ve yetkilerini illegal faaliyetlerde kullanılması nedeniyle açılan asliye hukuk mahkemesinde basit usule göre yargılama yapılarak karar verilir ve dava en geç üç ay içinde sonuçlandırılır.

Kanuni düzenlemelere göre amaca aykırı faaliyet yasaklanmıştır. Bu tür faaliyetlerde bulunan sorumlu organların görevlerine mahkeme kararı ile son verilmesi için dava açılmıştır.

Ancak uygulanmasını talep edilen yukarıdaki maddeler Anayasa’ya aykırıdır.

Anayasa’nın “Kamu Kurumu Niteliğindeki Meslek Kuruluşları” başlıklı 135/3. maddesine 23.7.1995 kabul tarihli 4121 sayılı kanunla eklenen düzenlemeye göre “Bu meslek kuruluşları kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar” cümlesieklenmiştir.

Bu tek cümledeki “amaç dışı faaliyet” yasağının kapsamı belirsizdir. Bir başka anlatımla yasağın kapsamını belirlemek yasa koyucuya bırakılmıştır. Ancak yasa koyucunun amaçları belirlerken hem belirsiz bir düzenleme yapmaması hem de Anayasa’nın diğer maddelerinde güvence altına alınan örgütlenme özgürlüğüne uygun davranması gerekliydi.

Üstelik insan haklarının savunulması ve korunması baroların olduğu kadar herkesin görevidir.

Baroların “amaçları” istenildiği gibi yorumlanarak amaç dışı faaliyetle suçlamalarının önü açılmamalıdır. Kurulların hangi faaliyetinin hukuka aykırı faaliyet sayılacağını yoruma kapı aralamayacak nitelikte açık ve net olarak belirlenmelidir.

Anayasa Mahkemesi’ne göre temel hak ve özgürlükler alanında yasama organının, keyfiliğe izin vermeyen, öngörülebilir düzenlemeler yapma zorunluluğu vardır. İdareye keyfi uygulamalara meydan verebilecek çok geniş bir takdir yetkisi tanınması Anayasa’ya aykırılık oluşturur. Temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasına ilişkin kanunların şeklen var olması yeterli görülemez, aynı zamanda kanunların niteliğine ve meşru amaç içeriğine de bakılmalıdır.

Temel hak ve özgürlüklere ilişkin bir alanda yapılacak kanuni düzenlemede, yürütme organınca alınacak önlemler objektif nitelik taşımalı ve idarenin keyfi uygulamalarına sebep olacak geniş takdir yetkisi vermemelidir. Aksi durumda temel hak ve özgürlüklerin ancak kanunla sınırlanabileceğine ilişkin Anayasa'nın 13. maddesi hükmüne açıkça aykırılık oluşturacaktır.

Anayasa’nın 135. maddesinin üçüncü fıkrasının ilk hali ve orijinal metni “Meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyet gösteremezler; siyasetle uğraşamazlar, siyasi partiler, sendikalar ve derneklerle ortak hareket edemezler” şeklindeydi. 1995 yılında yapılan değişiklikle “Bu meslek kuruluşları, kuruluş amaçları dışında faaliyette bulunamazlar” şeklinde yeniden kalem alındı. Yapılan değişiklik incelendiğinde kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarına yönelik siyaset yasağının........

© T24