Çanak Çömlek Mahkemesi

Diğer

Konuk Yazar

20 Mayıs 2024

Kobani Davası 16 Mayıs 2024 tarihli duruşmada 42 yıl, 30 yıl, 16 yıl, 10 yıl hapis cezaları verilerek bitirildi. Selahattin Demirtaş Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesi'nde 24 Aralık 2023 tarihinde başlayan ve 8 Ocak 2024 tarihinde sona eren bu davadaki savunmasının sonlarına doğru ne demişti? “Şimdi artık öze dönme, insanlığa dönme, erdemli ve onurlu yaşama dönme için canla, başla çalışma zamanıdır. ‘Ya onurlu bir yaşam ya hiç’ diye yola çıkanların toplumu bu ahlaki çöküşten çıkarmanın yolunu bulmak gibi tarihsel sorumlulukları vardır”[i]

Aynı gün cezaevinde ölümleri beklenen 28 Şubat Davası sanıkları salıverildiler…

Türkiye Cumhuriyeti İcra Vekilleri Heyetini cebren ıskat veya vazife görmekten cebren menetmek suçundan Ankara 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nin 13.4.2018 tarihli kararıyla müebbet hapis cezasıyla cezalandırılan 1941 doğumlu Fevzi Türkeri, 1941 doğumlu Yıldırım Türker, 1945 doğumlu Cevat Temel Özkaynak, 1946 doğumlu Erol Özkasnak, 1939 doğumlu Çevik Bir, 1940 doğumlu Çetin Doğan, 1940 doğumlu Aydan Erol haklarındaki müebbet hapis cezalarından geriye “kalan hapis cezaları” kaldırıldı. Böylece Adli Tıp Kurumu 3. üncü Adli Tıp İhtisas Kurulu'nun Nisan, Mayıs, Haziran 2023 tarihli raporları 16 Mayıs 2024 tarihinde ulaşabildiği “imza” ile yerine getirilmiş oldu ve Cumhurbaşkanlığı Kararları 17 Mayıs 2024 tarihli 32549 sayılı Resmî Gazete'de yayımlandı.

Aynı gün bir yargıtay daire başkanının Cumhurbaşkanı tarafından Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na seçilmesine dair Cumhurbaşkanlığı Kararı (2024/119) 16 Mayıs 2024 tarih ve 32548 sayılı Resmî Gazete'de yayımlandı.

Mahkûmiyetler, cezalar, tahliyeler, atamalar…

Cezaevleri ve mahkemelerin kapısı önünde bekleyenler…

Sözlerin, siyasetin ve demokrasinin cezalandırılması mıdır hukuk?

Hukuk bu mu? Beklenen umut yok! Ne bekliyorsunuz?

Vicdanları kanatmayı sürdüren hukuk; ömre bedel hapis cezalarıyla kindarların öç almasına vesile olmaktan memnun ve mesut!

Yumuşama mı diyorsunuz; alın size yumuşama….

Normalleşme mi demiştiniz; normaliniz ne ki?

Godot’yu bekler gibisiniz, boşuna beklemeyin gelmeyecek!

Beklentiler…

Uluslararası PEN’in kurucularından H.G.Wells (1866-1946) barışçı bir sosyalisttir. Orta sınıftan insanların beklentilerini, düş kırıklıklarını anlatır. Zaman Makinesi, Doktor Moreau’nun Adası, Görünmez Adam, Dünyalar Savaşı adlı kitaplarıyla “bilimkurgunun Shakespeare”i olarak anılır. 1940’ta yayımlanan İnsan Hakları adlı kitabı 1948 Evrensel İnsan Hakları Bildirgesinin temelidir.

İkinci dünya savaşı başlayalı bir yıl olmuştur. Londra’da yayımlanan The Times’a gönderdiği ilk mektubun başlığı “Savaş Hedefleri Sınırsız Açıksözlülüğün Gerekliliği”dir. İkinci mektup hazırlanması önerilen “Haklar Bildirgesi” üzerinedir. Kamusal ve toplumsal yaşamın dayandığı genel ilkeleri içermektedir.

H.G.Wells; İnsan Hakları kitabında “demokratik yasa” hakkında şöyle diyor:

“Demokratik bir devlette tamamen farklı üç türde ve çok farklı önem derecelerinde yasalar vardır ya da olmalıdır. Her şeyden önce, Haklar Bildirgesi’ni genişletecek ve yürürlüğe koyacak, bireyi idari makamların herhangi bir istismarına karşı layıkıyla koruyacak anayasa olmalıdır. Adalet teşkilatının esas görevi bu özgürlüklerin sürmesini sağlamaktır.”

Sonra herhangi bir ahlaki konuyla hiçbir ilgisi olmayan çok kapsamlı bir hukuk vardır diyor ve bunun “olağan kuralları uygulama hukuku, kurallar hukuku” olduğunu söylüyor.[ii]

Bir kısım yönetici ve yargıçlara göre korunması gereken bir anayasa yok Türkiye’de…

Uyulması gereken anayasa hiç yok…

Korunmayan anayasaya ve yasalara uymayanların çok olduğu bir devlette demokrasi yoktur. Demokrasi yoksa, özgürlük ve hukuk yoktur. Bireyi koruyacak uygulanmayan Anayasa'ya ve yasalara göre kurulmuş “adalet teşkilatı” için özgürlükleri koruma gibi bir görev zaten yoktur.

Bu yüzden yüzyıllara varan cezalandırmalar, bir ömre sığmayan mahkumiyetler, aklınızla ve vicdanınızla alay edercesine “beklentilerinizi” boşa........

© T24