menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Adliye sarayında polisler, polisler, polisler…

11 3
25.03.2025

Diğer

Konuk Yazar

25 Mart 2025

Adliyeyi sanki polisler bastı…

Adliye sanki abluka altındaydı…

Görkemli, heybetli saraylar, saraylar, saraylar, saraylar…

Adliyeyi “saray” saydılar, adliyeye “saray” dediler… Saraya giriş yasak, çıkış yasak…

Saraylar, heybetli binalar, görkemli yapılar…

Görkemli saraylar faşizme yaklaşan zamanlarda inşa edilir.

Zamanı yerinden çıkaranlar saraylar yaparlar…

Boşuna değildir yaptıkları saraylar…Görünüş görkemlidir, heybetlidir.

Korkaklık ama saldırganlık, görkemli görünüş ama zavallılık, girişler yasaklanmış, fakir politikalarının dehşeti azametli görünüşlere, heybete ve korku salan büyüklüklere kurban edilmiştir…

Tiberius’un dehşetiyle inşa ettirdiği Jüpiter Villası, haşmetli, kudretli bir saraydır…

İtalyan faşistlerinin, kara gömleklilerin en çok kullandıkları ve çok sevdikleri saraylardandı!

“Capri Adası'nın Napoli Körfezine bakan tepesinde, Roma İmparatoru Tiberius’un yazlık villasının harabeleri yer alır. Zirveye dek kıvrılarak uzanan dar yolu iki saat tırmandıktan sonra nihayet oraya vardığınızda manzara büyüleyicidir. Ne var ki, paramparça haliyle bile devasa bir saray olan villanın kendisi ondan daha etkileyici; haşmeti, kudreti ve dehşetiyle sizi müthiş etkiler.

Kemerli patikalar sizi labirent gibi dönemeçli odalardan geçirerek eskiden herhalde sarayın ana odalarının açıldığı, gölgeli, revaklı bir taraçaya götürür-boyu tam 1,5 km uzunluğunda olan bu taraça Körfez’in rüzgarlarını toplayarak baca gibi çeker. İmparator burada ailesi ve maiyetindekilerle birlikte serin serin dinlenirdi.

Daha yukarılarda, doruk noktasında, Tiberius’un saltanat temsilcilerini kabul ettiği kocaman yuvarlak bir platform bulunur. Arka tarafında, bütün Napoli Körfezi’nin ve Napoli sahillerinin alabildiğine uzandığı, oraya inşa edilmiş bir Hristiyan kilisesi sayesinde sapasağlam ayakta kalan platformda durduğunuzda, kendinizi dünyanın – daha doğrusu Olympos Dağı’nın tepesinde hissedersiniz.

Buraya Luppiter (Jüpiter) Villası adı verilmesi tesadüf değil; hayallere dalmış imparatorun huzuruna titreyerek getirilen devlet görevliler ile elçiler, kendilerini Tanrılar Kralı’nın önüne çıkmış gibi hissederlerdi herhalde. Zaten böyle bir etki hesap edilmişti. Üstelik Tiberius, Tanrının gazabını saçmaya muktedirdi.

Söylendiğine göre biri canını sıktığında (ki bunun için çok şey yapması gerekmezdi), oracıkta hemen aşağıya atılıp kayalara vuran dalgalara gömülmesini buyururdu[i]

Saraylar, her zaman, her devirde hesap edilmiş etkileriyle haşmetli, kudretli ve dehşetli halleriyle vardır. Sarayları, görkemi, haşmeti seven çoktur…

Bu mekânlarda kurulan........

© T24