Tiyatro 'Sefiller'i mi oynuyor 'altın çağ'dan mı geçiyor; Yeşim Özsoy dünyayı ve Türkiye'nin hâllerini anlatıyor

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

27 Mart 2024

Tiyatro Kooperatifi Yönetim Kurulu Başkanı ve GalataPerform’un kurucusu Yeşim Özsoy, 1972 yılında İstanbul'da doğdu. Lisede müzikal kulübüyle tanıştığı sahne sanatlarına, Boğaziçi Üniversitesi'nde sosyoloji bölümünde okurken katıldığı Studio Oyuncuları'nda devam etti.

Tiyatro emekçisi Özsoy, Amerika Birleşik Devletleri'nde Performans Çalışmaları alanında lisansüstü eğitimini tamamladı. Bu sırada kendi yazdığı metinleri de sahnelemeye devam eden tecrübeli tiyatrocu, "Oyuncu olarak tiyatroyla ilk defa Studio Oyuncuları’nda Şahika Tekand ile tanıştım, kendi tiyatromu ise ilk New York’ta kurdum" diyor.

Özsoy; Türkiye'ye döndükten sonra 2003 yılında kurduğu GalataPerform'u, Yeni Metin Tiyatro Festivali'ni, 2019 yılında kurulan Tiyatro Kooperatifi'ni, özel tiyatroların ve bağımsız tiyatrocuların yaşadıkları zorlukları, resmî kurumların yaklaşımını T24'e anlattı.

Söyleşimizin Yeşim Özsoy'u tanıdığımız, Tiyatro Kooperatifi'ni ve faaliyetlerini konuştuğumuz ilk bölümüyle sizi baş başa bırakıyorum. Devletin kültür-sanatla mesafesini, Devlet Tiyatroları'nı ve dünyadaki örneklerini, GalataPerform ile Yeni Metin Tiyatro Festivali'ni konuştuğumuz ikinci bölüm ise yarın yine bu köşede sizlerle olacak.

- Tiyatro ile tanışmanız, tiyatroya olan ilginiz nasıl başladı?

Lisede müzikal kulübündeydim, sonra müzikal kulübü başkanı oldum. Çocukluktan itibaren bir ilgim vardı.

Ama ben kendime daha çok şiir, düz yazı yazarken onu tiyatro ile birleştirip performatif metinler ve oyunlar yazmaya başladım. Resmi olarak ise hâlâ da ustam, hocam olarak tabir ettiğim Şahika Tekand ile tanışmam, benim tiyatroya mesleki anlamda eğilmeme sebep oldu. Boğaziçi Üniversitesi’nde sosyoloji okurken, lisede yaptığım tiyatroyu nasıl devam ettireyim diye düşünürken arkadaşım Öykü Potuoğlu,“Ben Stüdyo Oyuncuları’nda oyunculuk okuluna gidiyorum, atölyelere gidiyorum. Sen de gel seçmelere” dedi, gidiş o gidiş. İlk derste tavanda yürüdük, sonra Samuel Beckett ile tanıştık. Oyunculuğu onun yüksek enerjisi ve bakış açısıyla tanıma şansım oldu.

İlk sahne deneyimim Şahika Hocayla oldu. O sıralar ikinci oyununu yapıyordu. İlk oyunu Beckett’in Mutlu Günler’iydi, ikincisi ise yine Beckett’in Beş Kısa Oyun’uydu. 1994 yılında 6. Uluslararası İstanbul Tiyatro Festivali’nde oynamıştı.

Beş Kısa Oyun’un ilk versiyonunda Şahika Hocayla sahneye ilk adımımı attım. Demek ki bende bir şeyler gördü ve ben de “O zaman bunu yapabilirim” dedim. Üniversite döneminde tiyatroyla bir aşk yaşamış oldum. Şahika Hocaya ve yaptığı işe hayranlıkla başladım, Beckett’e de keza…

Ondan sonra ders vermeye başladım. Belki de Türkiye’deki ilk Eric Morris dersini vermiş olabilirim. O dönem Morris'in No Acting, Please (Rol Yapmayın Lütfen) diye bir kitabı vardı. Şahika Hoca kitabı bana “Yeşim bunu İngilizce’den Türkçe’ye çevirsen ve buradan bir ders programı çıkarsak” diye vermişti. Ben de çevirdim ve birlikte bir eğitim programı oluşturduk. Sonra ben Eric Morris üzerine ders vermeye başladım. Hâlâ hem yazım tekniğinde hem de prova tekniğinde Eric Morris’ten yararlanıyorum.

Şahika Hocadan sonra da ben lisansüstü eğitim almak istiyordum. Esat Tekand o sıralar Studio Oyuncuları’nda sanat teorisi, sanat tarihi gibi dersler veriyordu. Performans sanatları, performans araştırmaları gibi bölümlere baksak mı diye konuştuk.

O dönem Richard Schechner'in Performance Studies’in (Performans Araştırmaları) üniversiteleşmesi de başlamıştı. Ben de onu okumak istiyordum. Amerika Birleşik Devletler'ine (ABD) gideyim dedim ama üniversitede not ortalamam düşüktü. Başvuru esnasında da “Ben tiyatro yapıyordum onun için ortalamam dört üzerinden iki buçuk oldu” dememi anlamıyorlardı.

İlk önce Meredith Monk gibi isimlerin de mezunu olduğu Sarah Lawrence College diye liberal sanat okulu tadında bir okula gittim. Oranın tiyatro bölümünde yönetmenlik, oyunculuk ve yazarlık üzerine, daha pratik üzerine bir bölüme kabul edildim. Daha çok istediğim Northwestern ve New York Üniversitelerine kabul edilemedim. Sarah Lawrence College’de bir yıl okudum ve çok yüksek notlar getirdim. Tekrar başvurdum ve Chicago’daki Northwestern Üniversitesi Performance Studies’de (Performans Araştırmaları) okudum. O sırada zaten kendi yazdığım metinleri sahnelemeye başlamıştım.

1995’de Uluslararası Plastik Sanatlar Derneği (UPSD) Genç Etkinliği yapılıyordu. 35 yaş altı herkese çağrılar yapılıyordu. Nuri Bilge Ceylan'lar, Halil Altındere'ler falan o Genç Etkinlik programında yer alıyordu. Orada ilk performansım Kırmızı Elma ve Diğer Şeyler’i yaptım.

Northwestern Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra da Türkiye’ye döndüm. Döndükten sonra 1997-1998 yıllarıydı galiba, Şahika Hocayla devam etmeye başladım.

1998'de yine Beckett’in Beş Kısa Oyun oyunu vardı ve bu sefer üç kişilik değil de 12 ya da 15 kişilikti. Hatta “Gittim, geldim yine aynı oyun” esprisini yaptım. (Gülüyor) Yine ders vermeye başladım ama bu sefer oyunculuktan ziyade........

© T24