Erkek tuvaletini sanata sokan kadın on yıllarca neden yok sayıldı, ‘Pisuvar’ nasıl Duchamp’ın eseri sanıldı? |
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
09 Aralık 2025
Çeşme'nin (Fountain) Marsden Hartley’in The Warriors (Savaşçılar) tablosunun önündeki ikonik fotoğrafı | Fotoğraf: Alfred Stieglitz
Yağmurlu bir pazar sabahı, günün ilk sigarasına eşlik eden kahvemle mutfak masasında boş gözlerle iPad’e bakarken YouTube “al sen seversin” diyerek; İbrahim Selim’in öğretim görevlisi Burak Yiğit Aydın’la beraber yaptıkları Eller Kadir Kıymet Bilmiyor programının bir bölümünü önerdi. Salvador Dali “ruh hastasını” anlattıkları bölümün bir noktasında, biraz sonra anlatacağım hikâyeye kısaca değinip, mealen “Belgeleri var kardeşim” deyip ana konularına tekrar döndüler.
Sağda solda, sanat bloglarında, hatta İbrahim Selim’in programında bile bu konu sıklıkla dile getirildi, ben de çok defa duydum, okudum ama olayı ortaya koyan belgeleri derli toplu bir arada hiç görmedim. İşte pazar mesaim bu düşünceyle başladı ve belgeleri derleyip, başlıktaki sorunun cevabını aramaya koyuldum.
Bahsettiğim hikâye modern sanatın miladı sayılan, Marcel Duchamp abimizin bir pisuvarı ters çevirip “alın size sanat” dediği, o dönem de ortalığı kasıp kavuran, -benim gibi- ağzı olan herkesin 1917 yılından bugüne üzerine her şeyi söyleyip tükettiği meşhur Çeşme (Fountain) eseri.
10 Nisan - 6 Mayıs 1917 tarihlerinde New York’ta, “jüri yok, ödül yok” ilkesiyle ve altı dolar katılım ücretini ödeyen herkesin eserini kabul etmeyi taahhüt eden Bağımsız Sanatçılar Derneği’nin İlk Yıllık Sergisi’ne, Richard Mutt takma adıyla Çeşme (Fountain) isimli porselen bir pisuvar gönderildi.
Derneğin kurucularından olan Duchamp’ın da içinde bulunduğu bir çevrenin bu kışkırtıcı hamlesi, kurul tarafından “ahlaksızlık”, “bayağılık” ve “intihal” (basit bir tesisat parçası olması) gerekçeleriyle reddedildi ve eser sergi alanında bir paravanın arkasına gizlendi, Alfred Stieglitz o meşhur fotoğrafı çektikten sonra eser kayıplara karıştı. Bu sansür, derneğin “bağımsızlık” iddiasını sarstı.
Biz senelerce bu pisuvarı; aklı, mantığı ve geleneksel estetiği reddedip burjuva değerlerine nanik yapan Dadaizm’in bayrağı, Duchamp’ın zekâsının, o “hazır-yapım” dehasının zirvesi sandık. Kitaplar ne yazdıysa ona inandık: “Duchamp gitti, seçti, imzaladı, sergiye yolladı, sanat tarihini yerle bir etti.”
Ama kazın ayağı hiç de öyle değildi!
Hemen araştırmacı gazeteci gözlüğümü takıp pazar pazar bilgisayarın başına geçtim. Falancanın iddiasına göre, şurada yayımlanan bir belgenin atıfta bulunduğu şu belgeye göre gibi alıntı haberciliğin de önüne geçerek o belgelerin hepsini derleyip bu yazıda yer vermeye kendimi adadım ve sanal âlemin dehlizlerinde sörf yapmaya başladım.
Hatta bir belge için bir Rus arşiv sitesine üye olmak zorunda kaldım. Tabii ki o belgeye ulaşmak için bütün izinleri verdim; kısacası tarlayı, tapanı, her şeyi Putin abimizin üzerine yapmış olabilirim.
Çeşme’nin (Fountain), gerçekten de........