ABD’nin Suriye açılımını tanımlayan koku

Diğer

15 Kasım 2025

ABD Başkanı Donald Trump, Suriye'nin geçici Cumhurbaşkanı Ahmed Şara ile Beyaz Saray'da bir araya geldi.

1695 yılında Paris belediyesi, Seine kıyısındaki tabakhaneleri kapatma kararı alır. İlk bakışta bu kararın nedeni hijyen veya salgın riski gibi görünür. Oysa dönemin kayıtları, kötü kokuların kent yaşamında yalnızca sağlık değil, aynı zamanda toplumsal huzur açısından da bir tehdit olarak görüldüğünü gösterir. Erken modern Avrupa’da koku artık yalnızca fizyolojik bir mesele olarak görülmemekte, kamusal düzen bir parçası haline gelmektedir. Güzel koku ve kokusuzluk da sınıflar arasındaki sınırları belirleyen bir işarettir.

Bu “kokusal düzen” Batı’nın Doğu’ya ilişkin hayal dünyasında da belirleyici olur. Seyahatnamelerde ve idari raporlarda Doğu genellikle tütsü, baharat, ter veya yoğun kokularla anılır; Batı ise sabun, lavanta ve temiz hava imgeleriyle temsil edilir. Koku, sadece sınıfsal sınırları değil Batı ve Doğu arasındaki “medeniyet” sınırlarını da çizer. Kimin kokusunun kabul edildiği, kimin kokusunun sorun sayıldığı toplumsal hiyerarşilerin ve siyasal mesafelerin kurulma biçimlerinden biridir.

Kokunun bir medeniyet işareti olarak görüldüğü uzun tarih, geçen hafta Beyaz Saray’da yaşanan sahneyi anlamayı kolaylaştırıyor. Geçen hafta Suriye’nin devlet başkanı Ahmed el Şara, ülkesinden Beyaz Saray’a giden ilk lider olarak Washington’u ziyaret etti. Şara binaya arka kapıdan alındı, kısa bir temas yapıldı ve aynı sessizlikle yeniden dışarı çıkarıldı. Ancak bu kapalı görüşmenin sonunda, basına sızan beklenmedik bir sahne yaşanacaktı.

Görüşme bitmek üzereyken Donald Trump cebinden altın renkli bir parfüm şişesi çıkardı, Şara’nın omzuna sıktı ve ardından ikinci bir şişeyi uzatıp gülerek “Bu eşin için, kaç tane var?” diye sordu. Trump bu, ne yapacağı belli olmaz” diyebilirsiniz. Ama kokulara bu kadar takıntılı birinin bugüne kadar hiçbir liderin kokusuna dokunmamış olması bu sahneyi sıradanlıktan çıkarıyor kanımca.

Bir liderin diğerinin kokusuna müdahalesi, yalnızca anlık bir jest değil. Bedenin kamusal anlamına atılmış sert bir çizgi. Hele bu çizgi “kaç eşin var” sorusuyla birleşince, ortaya yalnızca tuhaf değil, açık bir hiyerarşi anı çıkıyor.

Trump’ın koku takıntısı yeni değil; parfüm onun için bir erkeklik biçimi. Kendi adını taşıyan ilk parfümü Donald Trump 2004’te piyasaya çıktı. Kokusundan çok şişesi konuşuldu; küçük bir gökdeleni andıran tasarım, Trump markasının yarattığı gösterişli dünyanın camdan bir özeti gibiydi. Parfüm, Trump’ın o yıllardaki biyografisinin sıvı formuydu: gayrimenkul, gösteriş ve sarsılmaz bir özgüven.

2011’de Success by Trump geldi. Ürünün sloganı neredeyse bir seçim afişi tonundaydı: “Mükemmelliği talep eden erkek için.” Bu kez satılan şey kokudan çok hâkimiyet hissiydi. Reklam dili, erkekliği güç ve servetle eşitleyen eski Amerikan vaadini yeniden dolaşıma sokuyordu.

2015’te, başkanlık yarışına girmeden hemen önce Empire piyasaya çıktı. Empire, Trump’ın kişisel başarı anlatısını bir imparatorluk vizyonuna dönüştürme arzusunun kokusal ifadesiydi. Artık mesele yalnızca zenginlik değil; etki, nüfuz ve mutlak hâkimiyetti. Trump, otelleri, kuleleri ve televizyon programlarıyla kurduğu markayı bir siyasi rejime çevirmeye hazırlanıyordu.

Fakat bu dönemde ticari imparatorluğu siyasal çıkışıyla çarpıştı. Adaylığını açıkladığı konuşmada Meksikalı göçmenleri “uyuşturucu satıcısı, suçlu, tecavüzcü” diye tanımlaması büyük tepki yarattı. Birçok Amerikan markası Trump’tan uzaklaştı; parfümler dâhil Trump Collection ürünlerinin önemli bir bölümü mağaza raflarından kaldırıldı. Bu, Trump’ın kurumsal dünyadan dışlanmasının başlangıcıydı. Ancak aynı dışlanma, onu “sistemin dışındaki adam” kimliğiyle siyasette daha da güçlendirecekti.

2025’te Trump parfümleri Trump’ın başkanlığı ile yeniden sahneye döndü. Victory 45–47 adıyla tanıtılan yeni parfüm, Trump’ın yeniden seçilmesinden kısa süre sonra piyasaya çıkacaktı. Şişesi heykel formunda, rengi altın, fiyatı 249 dolardı. Etiketinde üç kelime vardı: “Zafer. Güç. Başarı.” “45–47” ifadesi, Trump’ın hem 45’inci hem 47’nci başkan olmasına gönderme yapıyordu. Victory 45–47 hem Trump’ın kendisini “kazanan lider” olarak kurduğu anlatının parçası, hem de destekçileri için siyasal sadakatin satın alınabildiği