Günde 20 bin adım: Otel ve restoran çalışanları daha uzun mu yaşıyor? |
Diğer
T24 Haftalık Yazarı
22 Kasım 2025
Her gün işe gidip gelirken masanızın başında oturmak yerine restoran salonunda veya otel koridorlarında koşturduğunuzu hayal edin. Hospitality (turizm ve yeme-içme) sektöründe çalışan garson, bellboy, kat görevlisi gibi profesyoneller tam da bunu yapıyor – hem de günde on binlerce adım atarak! Peki, sürekli ayakta ve tempolu çalışmak, onların ömrüne ömür katıyor olabilir mi? Araştırmalar, hızlı tempoda yürümek ve aktif bir yaşam sürdürmek ile uzun yaşam arasında ilginç bağlar ortaya koyuyor. Gelin, dünyadan örneklerle bu konuyu inceleyelim.
Her gün binlerce adım atan restoran çalışanları, farkında olmadan sağlıklarına yatırım yapıyor olabilir.
Turizm ve yiyecek-içecek sektöründeki işler yoğun fiziksel aktivite gerektirir. Örneğin bir restoran garsonu, müşteri masaları arasında günde adeta minik bir maraton koşar. Küçük çaplı bir pedometre araştırması, garsonların günde ortalama 22 bin 778 adım attığını ortaya koydu. Aşağıdaki tabloda farklı mesleklerdeki günlük ortalama adım sayılarına göz atabilirsiniz:
MESLEK
GÜNLÜK ORTALAMA ADIM SAYISI
Görüldüğü gibi, garsonlar ofis çalışanlarına kıyasla neredeyse üç kat fazla adım atıyor! Sürekli hareket halinde olmak, kalp-damar sağlığına, kilonun kontrolüne ve genel metabolik sağlığa önemli faydalar sağlar. Haftanın çoğu günü on binlerce adım atan bir garson veya kat hizmetlisi, aslında gün boyu spor yapmış kadar efor sarf eder. Bu sayede kalp hastalığı, inme, diyabet ve obezite risklerinin azaldığı biliniyor. Bir bakıma, bu yoğun tempolu işler çalışanlarına ücretsiz bir fitness programı sunuyor diyebiliriz.
Elbette, turizm sektörü işleri sadece fiziksel açıdan değil, zihnen de yorucu olabilir; uzun saatler ayakta kalmak ve müşteri memnuniyeti için çaba göstermek stresli olabiliyor. Ancak işin “gümüş astarı”, bedeninizi sürekli hareket ettirmeniz. Hiç spor salonuna gitmeden, işiniz gereği günde onlarca kilometre yürüyorsunuz. Bu durumun uzun vadede sağlık ve yaşam süresi üzerine etkisi ne? Bilim insanları bu soruya yanıt arıyor.
Gün içinde attığımız adım sayısı kadar, yürüme hızımız da ömrümüzü etkileyebilir. Yapılan geniş kapsamlı araştırmalar, daha hızlı tempoda yürümenin daha yavaş yürümeye göre belirgin şekilde daha düşük ölüm riskiyle bağlantılı olduğunu ortaya koyuyor. Örneğin, 50 binden fazla yetişkinin verilerini inceleyen bir çalışmada, orta tempo yürüyenlerin tüm nedenlere bağlı ölüm riskinin yavaş yürüyenlere göre yüzde 20 daha düşük olduğu, hızlı tempoda yürüyenlerde ise riskin yüzde 24 daha düşük olduğu saptandı. Kalp-damar hastalıklarından ölüm riskine bakıldığında benzer bir tablo görüldü; özellikle 60 yaş üstünde hızlı adımlarla yürüyen yaşlılarda kalp kaynaklı ölüm riski yüzde 50’ye varan oranda azaldı.
Bu sadece belirli bir coğrafyaya özgü bir durum değil. 2025 yılında ABD’de düşük gelirli geniş bir nüfusta yapılan başka bir araştırma, günde sadece 15 dakika hızlı yürümenin bile ölüm riskini yaklaşık yüzde 20 oranında azalttığını doğruladı. İlginç bir şekilde, günde üç saatten fazla yavaş yürüyen kişilerde böyle belirgin bir fayda görülmedi – yani önemli olan adımların sayısı kadar temposu da olabilir. Bu bulgular, “az zamanda öz yürüyüş” prensibinin altını çiziyor.
Tıp dünyasında da yürüme hızı, yaşlı bireylerin sağlık durumunu öngörmede kullanılan bir gösterge haline gelmiş durumda. Birleşik Amerikalı ve Avrupalı geriatri uzmanları, yaşlı bir kişinin alışılmış yürüyüş hızının onun hayatta kalma beklentisini güçlü şekilde yordadığını belirtiyor. Journal of the American Medical Association dergisinde yayımlanan bir analize göre, 65 yaştaki on binlerce kişi arasında yapılan ölçümlerde her 0,1 m/s (metre/saniye) daha hızlı yürüyenlerin ölüm riskinin yaklaşık yüzde 10 daha düşük olduğu bulundu. Basit bir örnekle, normalde ~3 km/s hızla yürüyen bir yaşlıya kıyasla ~4 km/s hızla yürüyen yaşıtının önündeki 10 yılda ölme olasılığı kabaca yüzde 20 daha az çıkmıştır. Kısacası, dinç........