menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Duygusal zekâ: Liderlikte EQ, IQ’dan öne çıkıyor!

18 13
saturday

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

27 Aralık 2025

Liderlik söz konusu olduğunda geleneksel olarak IQ (zekâ katsayısı) ön planda tutulurdu. Ancak son yıllarda araştırmalar ve iş dünyasındaki deneyimler, duygusal zekânın (EQ) en az IQ kadar, hatta pek çok durumda ondan daha belirleyici olduğunu gösteriyor. Peki duygusal zekâ tam olarak nedir ve neden liderlikte bu kadar kritik hale geldi? Bu yazımızda EQ kavramını, bileşenlerini, liderlikteki önemini, bilimsel verilerle desteklenen faydalarını ve başarılı liderlerden örneklerle EQ’nun nasıl fark yarattığını inceleyeceğiz.

Duygusal zekâ (EQ), kısaca kendi duygularımızı ve başkalarının duygularını anlama, yönetme ve bu anlayışı ilişkilerimize yansıtma becerisi olarak tanımlanabilir. Harvard Üniversitesi’nden bir tanıma göre EQ, “hem kendi duygularımızı tanıyıp yönetmemizi, hem de başkalarının duygularını tanıyıp anlamamızı ve etkileyebilmemizi sağlayan bir dizi beceri” demektir. Bu kapsamlı beceri seti birkaç temel bileşenden oluşur:

Bu bileşenler bir araya gelerek duygusal zekâyı oluşturur. Psikolog Daniel Goleman’ın popüler hale getirdiği EQ modeli de benzer şekilde öz-farkındalık, öz-düzenleme, empati (sosyal farkındalık) ve ilişki yönetimi boyutlarına vurgu yapar. Yüksek EQ’lu bireyler, hem kendi duygusal durumlarını iyi idare ederler hem de çevrelerindeki insanların duygularına karşı hassas ve etkilidirler.

Modern iş dünyasında liderlik sadece strateji belirlemek veya finansal kararlar almakla sınırlı değil; aynı zamanda insanları anlama, motive etme ve zor durumların üstesinden gelme sanatıdır. Duygusal zekâ tam da bu noktada devreye girer. Bir lider düşünün: kriz anında ekibine güven verebiliyor, çatışan ekip üyeleri arasında köprü kurup çözüm bulabiliyor, ya da yoğun stres altında soğukkanlı kalıp sağduyulu kararlar alabiliyor. Bu lideri başarılı kılan şey sadece IQ düzeyi değil, yüksek EQ becerileridir.

Araştırmalar, EQ’nun liderlik performansı üzerindeki etkisini net bir şekilde ortaya koyuyor. Örneğin, binlerce yönetici üzerinde yapılan bir analiz, üst düzey pozisyonlarda duygusal zekânın, teknik beceriler ve IQ’nun toplamından iki kat daha önemli olduğunu göstermiştir. Hatta Harvard Business Review’da yayımlanan ünlü bir makalede Daniel Goleman, üst düzey yöneticilerde yıldız performans sergileyenlerle ortalama performans sergileyenler arasındaki farkın neredeyse yüzde 90’ının EQ kaynaklı olduğunu vurguluyor. Yani belli bir noktadan sonra iş bilgisi veya zekâ seviyesinden ziyade, empati kurabilme, insanları yönetebilme, duyguları idare edebilme gibi özellikler lideri başarıya taşıyor.

EQ’nun pratikteki önemini gösteren veriler de var. Bir ankete göre yöneticiler, duygusal zekâ becerilerinin en çok değişim ve kriz dönemlerinde (yüzde 44), çalışanların kişisel sorunlarıyla ilgilenirken (yüzde 37), performans değerlendirmesi veya geri bildirim verirken (yüzde 31) ve yetenek keşfederken (yüzde 25) kritik rol oynadığını belirtmişler. Örneğin, duygusal zekâsı yüksek bir lider, belirsizlik döneminde ekibinin endişelerini anlayarak onları motive edebilir; ya da bir anlaşmazlık durumunda her iki tarafın duygularını dikkate alarak yapıcı bir çözüm üretebilir. Bu yönüyle EQ, takım yönetimi, kriz yönetimi ve çatışma çözümü gibi liderlik alanlarında, salt IQ düzeyinden daha belirleyici bir faktör haline geliyor.

EQ’nun liderlikteki etkisine dair pek çok bilimsel çalışma ve istatistik bulunmaktadır. Daniel Goleman’ın öncülük ettiği araştırmalar, duygusal zekânın iş performansı ile doğrudan bağlantılı olduğunu gösteriyor. Goleman, farklı sektörlerde 188 şirkette yaptığı kapsamlı analizlerde duygusal zekâ becerilerinin, üstün performansı açıklayan en önemli unsur olduğunu buldu. Hatta en tepe yöneticiler düzeyinde, başarıyı getiren özelliklerin büyük çoğunluğunun EQ ile ilgili yetkinlikler olduğunu tespit etti, neredeyse yüzde 90 gibi çarpıcı bir oran. Bu, liderlikte teknik uzmanlık veya analitik zekânın eşiği geçmek için gerekli olsa da, asıl farkı yaratanın duygusal beceriler olduğuna işaret ediyor.

Benzer şekilde, iş sonuçlarına etkisi açısından da EQ’nun gücünü kanıtlayan veriler mevcut. Örneğin, insan........

© T24