Petro’dan Öcalan’a: Silah bırakma görüşmeleri öncesi

Diğer

16 Aralık 2025

Gustavo Petro, Temmuz 2022’de Kolombiya’da başkan seçildi. Petro başkanlığı üç yıldan fazla süredir yürütüyor. Kendisi, eski bir silahlı solcu örgütün lider kadrosunda idi. Böyle bir silahlı örgüt yöneticisinin başkan seçilmesi ilginç bir konudur.

Daha da ilginç olan, Petro’nun ve hükümetinin 2022 sonundan bu yana Kolombiya’daki başka silahlı örgütlerle silah bırakma görüşmeleri yapıyor olması. Petro başkan olarak görüşme sürecinde görüşmecileri tayin ediyor, kararlar alıyor.

Kolombiya, Türkiye ile benzerlikleri olan bir Latin Amerika ülkesi. Yaşadığı iç siyasi çatışmaları dikkate alarak, Kolombiya için yapılan bir tanım şudur: “Kendine rağmen uluslaşmış ve ulus kalmaya çalışan bir ülke.” Bu tanım Türkiye için de geçerli olabilir.

Burada Kolombiya’daki silah bırakma sürecini anlatmak istiyorum. Bu anlatı için başka bir neden, Ağustos 2022’de bu ülkeninin Maliye ve Kamu Kredisi Bakanı seçilen Jose Antonio Ocampo’yu tanıyor olmam. Prof. Ocampo sekiz ay bakanlıktan sonra kendi isteğiyle görevden ayrıldı.

Aşağıda aktardıklarımın bir bölümü Ocampo ile değişik zamanlarda ve mekanlarda yaptığım sohbetlere dayanıyor. Ocampo, 1996 ve 1997 yıllarında da Kolombiya Maliye ve Kamu Kredisi Bakanı idi. Kendisi, Birleşmiş Milletler örgütünde de üst düzey görevlerde bulundu.

Petro ve Kolombiya’yı ele almam için iki neden daha var:

1). ABD Başkanı Trump, aynen Venezüella’ya yaptığı gibi, Kolombiya yönetimini sürekli tehdit ediyor. Çünkü Kolombiya’nın da petrolü ve değerli madenleri var. Petro, ABD tehditlerine “biz bağımsız bir ülkeyiz” diyerek ve diklenerek karşılık veriyor. 

2). Petro’nun, ülkesindeki ekonomik ve çevresel sorunlara ilginç yaklaşımları var.

Bu yazıda önce Kolombiya’daki silahlı sağcı paramiliter örgütleri ve M-19, FARC ve ELN gibi silahlı solcu örgütleri başlıca özellikleriyle kısaca açıklıyorum. Bu çerçevede Kolombiya Başkanı Petro’yu da kısaca anlatıyorum. Sonra kısaca Abdullah Öcalan ve PKK’yı hatırlatıyorum.

Türkiye’de şimdi tek silahlı örgüt var ve bu PKK’dır. Daha küçük başka solcu ve İslamcı silahlı örgütleri Türk güvenlik güçleri ve koşullar bitme noktasına getirdiler. Bu süreçte PKK da onlara fazla yaşam alanı bırakmadı.

PKK’nın lideri Abdullah Öcalan görünüyor ama alanda değil. Yine de görüşmelerde önemli bir taraf olarak gösteriliyor. Öcalan alanda olsa bugünkü yaklaşımda olur muydu? Bilmiyoruz.

Öcalan’la hiç yüz yüze gelmedim. Ama kendisi Mülkiye’de (Siyasal Bilgiler Fakültesi) verdiğim derslerin öğrenci listelerinde 1984’ten başlayarak yer aldı. 1984’te Kenan Evren’in onayı ile geniş kapsamlı bir afla öğrenci listelerine girdi ve bu listelerde uzun yıllar kaldı.

Şimdi önce Kolombiya ve Petro’ya bakalım.

İkinci dünya savaşı sonrasında Kolombiya’da siyaset iki parti etrafında şekilleniyor. Muhafazakar Parti’ye beyaz (İspanyol asıllı) büyük toprak sahipleri ve yüksek gelirliler hakimdir. Liberal Parti’de küçük toprak sahipleri, işçiler ve yerliler vardır. Bu iki parti arasında gerginlik bitmez.

Şubat 1948’de Liberal parti başkanı Jorge Gaitan süikast sonucu öldürülür. Önce başkent Bogota gibi şehirlerde, sonra kırsal bölgelerde büyük gösteriler ve çatışmalar olur. Muhafazakar hükümet orduyu ve sağcı paramiliter grupları kullanarak gösterileri bastırmaya girişir.

Bu şiddet (La Violencia) süreci yıllarca sürer. 1957’de muhafazakarlar “Ulusal Cephe” yönetimi önerir; iki parti, dönüşümlü olarak başkan çıkaracaktır. Ancak, düşük yoğunlukta da olsa, çatışmalar devam eder. Paramiliter gruplar katliamlar yapar. Solcular yönetimde yoktur.

Bu dönemde büyük toprak sahiplerinin ve uyuşturucu (kokain) üretim ve ticareti yapanların beslediği paramiliter sağcı örgütlerin oldukça çoğaldığı görülüyor. Muhafazakar iktidarların ve ordunun bu gruplarla teması olmuş, hatta zaman zaman onlara destek vermiştir.

Bu gelişmeler üzerine ve Castro’nun 1959’da Küba’daki başarısı ile 1960’larda irili ufaklı birçok solcu / Marksist silahlı örgüt kurulur. Bunların en büyükleri şunlardır:

1). ELN (Ulusal Kurtuluş Ordusu) 1964 yılında Küba örneği ve etkisi ile örgütlendi. Aydın kesimden de Katolik din adamlarından da önemli destek aldı. Faaliyetlerini kırsal kesimde sürdürüyor.

Kaynak sağlamak için etkili olduğu bölgelerde bazı faaliyetlerden vergi alıyor, varlıklı ailelerden insanları kaçırıyor, uyuşturucu taşımacılığından pay alıyor. Uyuşturucu sektöründeki paramiliter örgütlerle çatışıyor. Hükümetle 2022 öncesinde silah bırakma görüşmelerine girmedi.

2). FARC (Kolombiya Devrimci Silahlı Güçleri) 1964’te kırsal kesimde, Marksist örgütlerin kurtarılmış bölgesi sayılan Marquetalia’da Komünist Partisinin askeri kanadı olarak kuruldu. 1980’lerde Kolombiya’daki en büyük silahlı örgüt haline geldi silahlı gücü 15 bin kişiyi aştı.

Farklı hükümetlerle yapılan uzun görüşmeler sonrasında FARC 2017’de silah bıraktı. Ancak bazı muhalif üyeler silah bırakmadı. Bazı üyeler de ELN’ye katıldı. FARC, silah bırakmadan önce, hakim olduğu bölgedeki uyuşturucu üretim ve ticaretini vergiledi, köylerden ek vergi aldı ve insan kaçırmalardan gelir sağladı. Sağcı paramiliter gruplarla yoğun çatışmalara girdi.

3). M-19 (19 Nisan Hareketi: Movimiento 19 de Abril) Kolombiya’lı birçok aydına göre 19 Nisan 1970’de yapılan başkanlık seçiminde ulusalcı-liberal aday oyların çoğunluğunu almıştı. Buna karşılık sağcı-muhafazakar adayın seçimi kazandığı ilan edildi.

Bu durumu kabullenmeyen bazı aydınlar, öğrenciler ve asker kökenliler, mahkemelere ve hükümete başvurular yaptılar, ama sonuç alamadılar. 1972’de bir silahlı örgüt........

© T24