Kolombiya’da M-19, Türkiye’de PKK silah bırakma görüşmeleri
Diğer
18 Aralık 2025
Türkiye’de iktidarın ve ortaklarının PKK ile Ekim 2024’te başlayan silah bırakma görüşmeleri sürüyor. PKK ile görüşmeler ilk kez olmuyor; 2009’da “Oslo Görüşmeleri”, 2013’te “Çözüm Süreci” görüşmeleri var. Bu iki görüşme de başarısız olmuştur.
Türkiye’de daha önceki iki görüşme AKP iktidarının atadığı temsilciler tarafından yapılırken, üçüncü görüşmede önde gelen temsilci iktidarın ortağı MHP’nin Genel Başkanı Devlet Bahçeli görünüyor. Temsilciliği Bahçeli mi istedi, yoksa birileri kendisine bunu üstlen mi dedi, bilmiyoruz.
Bu tür silah bırakma görüşmeleri Kolombiya’da da değişik silahlı örgütlerle zaman zaman 40 yıldır oluyor. En son görüşmeler 2022 sonunda başladı; bu görüşmeler eski bir silahlı örgüt yöneticisi olan şimdiki Başkan Gustavo Petro’nun temsilcileri tarafından yürütülüyor.
Kolombiya’daki görüşmelerin bazıları, örneğin bu köşede 16 Aralık 2025 tarihli yazıda açıkladığım 1984-1985 görüşmeleri başarısız olmuştu. Karşılıklı güven kaybı ortaya çıkmıştı. Türkiye’de de 2009 ve 2013’te PKK ile yapılan görüşmelerde aynı sonuç vardı.
Kolombiya’da bazı görüşmeler ise, 1989-1991’de olduğu gibi, başarılı olmuş ve bu görüşmelerle bazı örgütlerin silah bırakması gerçekleşmişti. Bu yazıda amacım Kolombiyada’ki 1989-1991 görüşmelerini anlatmak ve Türkiye’de Ekim 2024’te başlayan görüşmelerle karşılaştırmak. Ekim 2024 görüşmelerin Bahçeli tarafından açığa çıkarıldığı tarihtir, daha önce başlamış olmalıdır.
Kolombiya’daki 40 yıllık görüşmeler ders alınacak deneyimler sunuyor. Aşağıda anlaşılacağı gibi, silah bırakma görüşmeleri ciddi hazırlıklar ister, halkın bilgilenmesi ve katılımı da önemlidir.
Sonraki bir yazıda Kolombiya’da 2022 sonunda başlayan ve şu ana kadar bir sonuca ulaşmayan görüşmeleri de ele almak istiyorum.
Kolombiya’nın ikinci büyük solcu silahlı örgütü M-19’dur. M-19’un lideri Carlos Pizarro ile o dönemin Başkanı Virgilio Barco’nun temsilcisi Rafael Pardo, silah bırakma anlaşması yapmak için 10 Ocak 1989’da bir iyi niyet sözleşmesi yaparlar.
Kolombiya’nın en büyük solcu silahlı örgütü FARC, üçüncü büyüğü ise ELN’dir. Bu örgütleri 16 Aralık tarihli yazıda açıkladım. FARC ve ELN davet edilmiş olmalarına karşılık 10 Ocak 1989 tarihli iyi niyet anlaşmasına katılmadılar, çünkü özellikle FARC’ın kurduğu partinin yüzlerce yöneticisi ve üyesi sağcı paramiliter örgütler tarafından öldürülmüştü.
İyi niyet sözleşmesi paramiliter örgütlerin yaptığı katliamlardan ve zorlu görüşmelerden sonra imzalanmıştır. Paramiliter ögütler uyuşturucu ticareti de yapan çeteler ve büyük toprak sahipleri tarafından destekleniyor. Bu sözleşmeye göre taraflar şu konularda taahhütte bulunmuştur:
Başkanlık ve hükümet: Demokratikleşme; insan hakları ihlâllerinin bitirilmesi; yargının iktidar etkisinden arındırılması ve bağımsızlığı; M-19 üyelerinin ve silah bırakan diğer örgüt üyelerinin hüküm giymemiş olanlarının açık sivil siyasete girebilmeleri.
Kadın hakları, yerlilerin toprak sahipliği gibi başka konular da var. Tüm bu konular, M-19 da taahhütlerini yerine getirdiğinde 11 Mart 1990’da yapılacak seçimlerle oluşacak yeni parlamentoda onaylanacak.
Bu konular ayrıca, 1886 yılından kalma eski anayasanın değişmesi ile yeni anayasada yer alacaktır. “Başkan üst üste ikinci kez seçilemez” koşulu yeni anayasada da korunacaktır. 27 Mayıs 1990’da başkanlık seçimi de vardır. M-19, seçilecek yeni başkanın da iyi niyet sözleşmesine uyması gerektiğini söylemiştir.
Başkan Barco gibi, yeni başkanın da Liberal Parti'den seçilmesi kesin gibiydi. Liberal parti adayı sözleşmeye uymayı taahhüt etti. Sağdaki Muhafazakâr Parti’den bu konuda bir taahhüt sesi çıkmadı.
Başkanlık seçiminde yeni anayasayı yapacak Kurucu Meclis'in de oluşumu için de referandum yapılması kararı alındı. Bu referandum için de sandıklar kurulacaktı. Bu referandumda olur verilirse, Kurucu Meclis için seçim yapılacaktı.
M-19 örgütü: Örgüt, silahları teslim edecek, bu teslimat örgüt üyeleri tarafından bizzat yapılacaktı. Teslimat yapan üyeler örgütten terhis edilmiş olacaktı. Bu işlemlerden sonra örgüt feshedilecekti.
Yukarıda belirlenen konular halka açık olarak ve halktan dileyenlerin katılımıyla tartışılacaktı. Tartışmada başta Pardo olmak üzere başkanlık/hükümet temsilcileri ve M-19 lideri Pizarro ve diğer temsilciler olacaktı.
Nitekim öyle oldu. Tartışma yeri olarak, M-19’un önerisi ile And Dağlarında bir düzlükte yer alan Santo Domingo köyü seçildi. Köye yeni binalar yapıldı. Köyü, dağlık bölgede M-19, daha gerilerde ise ordu paramiliter örgütlerin saldırılarına karşı koruyordu. Tartışmalarda binlerce öneri geldi ve bunlar bir komisyonda toplandı.
Katılımcıların anlattığına göre Santo Domingo’da “barış sağlanacak ve Kolombiya halkı daha güzel günler görecek” duygusu hakimdi. Katılımcılar arasında Kolombiya yerlilerinin temsilcileri, sendikacılar, öğrenciler, din adamları, şairler, müzisyenler, iş adamları ve politikacılar vardı.
Gündüz tartışmalar oluyor, gece müzik dinleniyor, halk dansları izleniyordu. Bu arada üniversite öğrencileri Kolombiya bayrakları ile görüşmeler ve M-19 lehine büyük yürüyüşler ve gösteriler düzenliyordu.........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Waka Ikeda
Daniel Orenstein
John Nosta
Grant Arthur Gochin