menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Altının değişik boyutları

17 14
02.10.2025

Diğer

02 Ekim 2025

Altın fiyatları nereye gidiyor? Bu kadar altını kim neden alıyor? Bilmediğimiz gelişmeler mi var? Türkiye’de de altın talebi sürekli artıyor mu? Evet ise kimler alıyor? Bu gibi sorular bana bile soruluyor. Ben de bildiklerimi aktarayım istedim.

2 Ocak 2025’te altının Dolar/ons fiyatı 2624 Dolar idi. 2025 sonu için yapılan öngörüler çok farklıydı. Fiyat artışı yüzde 20’yi aşar, fiyat 3200 Dolara ulaşır diyenler aşırı iyimser bulunuyordu. Fiyat artışı yüzde 10 dolayında olur diyenler çoktu.

ABD’li yatırım ve varlık yönetimi bankası J. P. Morgan 2025 yılının başında dördüncü çeyrekte altının Dolar/ons ortalama fiyatının 2950 Dolar olacağını öngörmüştü. Yılın ortasında bu öngörüsünü 3675 Dolara çıkardı. Ama yine çok yanıldı.

Çünkü, altının Dolar/ons fiyatı 30 Eylül 2025’te ABD’de gün ortasında 3827 Dolar idi. Fiyat, yılın ilk 9 ayında yüzde 46 kadar yükselmişti. 1 Ekim 2025’te fiyat düşer diyenler oldu ve biraz düştü de, ama gün ortasında yine yükselmeye başladı.

30 Eylülde baktığım öngörüler, 2025 yıl sonunda Dolar/ons fiyatının en düşük 4000, en yüksek 4650 Dolar arasında olacağını söylüyor. Basit ortalama yaklaşık 4250 Dolar. Yani fiyatın yılın son üç ayında yüzde 10 daha artacağı beklentisi yaygın.

Altının Dolar fiyatını veriyorum, çünkü TL fiyatı kabaca (Dolar fiyatı x Dolar kuru) olarak bulunuyor. Bazı dönemlerde, örneğin altın ithalatına sınırlama getirildiği zamanlarda altının TL fiyatı daha yüksek olabiliyor.

Hiperenflasyon ortamları dışında herhangi bir piyasada hızlı fiyat artışlarının sürekli olamayacağını biliyoruz. Kimine göre altın fiyatlarında artık spekülasyon var, yakında düşüş olabilir. Kimine göre fiyat 2026 Şubat ayına kadar artacak, sonra duraklayacak.

Bu senaryoya göre mayıstan itibaren fiyat azalabilir. Bu öngörülerin arkasında ABD’deki ve dünyadaki politika belirsizliklerinin azalması, enflasyon, faiz, büyüme, Ukrayna savaşı ve Filistin soykırımı gibi jeostratejik gelişme varsayımları var.

Dün (1 Ekim) ABD’de yayınlanan istihdam raporuna göre bu ülkedeki özel kesim istihdamı geçen ay azaldı. Bu sonuç, daha hızlı faiz düşüşü beklentisi ve dolayısıyla daha çok altın talebi yaratmış olabilir. Ama bu öncü, geçici rapordur.

Bu yazıda amacım önce kısaca dünyada altın talebinin sektörel dağılımına bakmak. Bu sektörlerden birisi merkez bankacılığıdır. Küresel Güneyin merkez bankaları rezervlerinde artık daha çok altın kullanıyorlar. TCMB de 2017-2018’den itibaren altına yöneldi. TCMB’nin bu yönelişini ve Türkiye’de altın madenciliğinin yıkıcı etkilerini TCMB’nin değerli eski Başkanı Durmuş Yılmaz aşağıda anlatıyor.

Altın fiyatı elbette altın talebine ve arzına göre belirleniyor. Eğer talep artıyor ve fakat altın arzı buna yetişemiyor ise, sonuç fiyat artışıdır. Altına olan talep artıyorsa, bu artış hangi sektörlerden kaynaklanıyor?

Altına olan talep şu sektörlerden kaynaklanıyor (World Gold Council):

1)Takı ve mücevherat yapımı için altın talebi. Bu sektörde daha çok evlenme sürecinde ve hediye amaçlı olarak alınan mücevherler üretiliyor. Takılar ve mücevherler tasarruf amaçlı da alınabiliyor.

Dünyada nüfus artışı da, evlenmeler de azalıyor. Haliyle bu sektörden kaynaklanan altın talebi yavaş da olsa azalıyor. Bu durum Tablo 1’de görülebiliyor.

2)Borsa yatırım fonları (ETF) ve doğrudan yatırım için altın talebi. Altın bir yatırım aracı olabiliyor. Borsada altın payları alım-satımı için oluşturulmuş yatırım fonları var. Bunlara İngilizce kısaltması ile ETF (Exchange Traded Fund) deniyor.

Bu fonları desteklemek üzere altın alımı yapılıyor. Altına ayrıca fiziki olarak da doğrudan yatırım yapılabiliyor. Fiziki altına olan talep........

© T24