Diğer
T24 Haftalık Yazarı
08 Eylül 2024
Teoman, Sayın Bay Rock Yıldızı ile okuru sahnelerin parıltısından alıp, bir iç yolculuğa çıkarıyor. Timur, 46 yaşında, alkole, depresyona ve hayatın ağırlığına saplanmış bir rock yıldızı. Yaratıcılık krizleriyle boğuşurken, bir yandan dört yaşındaki kızına baba, annesine oğul olmaya çalışıyor. Ama aslında en büyük savaşı, kendi ruhuyla. Kendine katlanmak, varlığının yükünü taşımak… İşte gerçek meydan okuma bu.
"İnsanın kendine katlanması en zor olan şeymiş, meğer. Geçmişin ağırlığıyla ezilmeden, geleceğe dair umut beslemeden yaşamak... Sadece var olmak, ne acımasız bir şeymiş." Timur'un bu sözleri, içindeki acıyı saklama çabasını anlatıyor. Tanıdık geliyor mu? Hepimizin bir yerlerde biriktirdiği o acıdan kaçmak mümkün mü?
Teoman'ın yeni romanı, sadece bir rock yıldızının çöküşünü değil, içsel savaşlarını kaybeden bir adamın trajikomik hikâyesini de anlatıyor. Berbat şakalarla kendini kandırırken, aslında hayatın anlamsızlığında kaybolmuş biri. Ama umut hiç mi yok? "Karanlık her yanı sarsa da, bir yerlerde ışığın hâlâ var olduğunu biliyorum. Belki küçük bir kıvılcım, ama o da yetebilir. Yeter ki aramaktan vazgeçmeyelim."
Bu sadece Timur'un değil, normlara karşı çıkan, kendini ayrık otu hisseden, kanında yalnızlık olan araf ruhların hikâyesi. Kendi karanlığımızdan kaçarken bir umut ışığı arayan bizlerin hikâyesi. O ışığı bulmaya hazır mısınız?
"Timur'a değil, Teoman'a ne sordun?" derseniz bugüne değin o kadar çok şey sorulmuş ve cevaplamış ki farklı bir şey soramadım. Çünkü biliyordum ki benimle de kelime oyunu yapacaktı. Sadece çok sevdiğim ve sözlerinde kaybolduğum incelikli Teoman'a "Size ne oldu?" diye sorduğumda dürüstçe "Artık 57 yaşındayım. 4 sene önce, hiçbir zaman o gölgeden, melankoliden kurtulamayacağımı anladım. Kendime şöyle dedim: "Tamam, deliliğim olmadan yaşayamıyorum. Ama bari bir ayağım da aklımda olsun." Hak verdim ve Teoman'la kendi içimde barıştım. Sanırım hem her şeyin önemli olduğu hem de hiçbir şeyin önemli olmadığı yaşlarda da samimiyetiyle ve en gerçek haliyle Teoman bizi etkilemeye devam ediyor.
- Ana karakterimiz Timur'un kendi kimliğini, hayatta neyi başarmak istediğini sürekli sorgulaması, romanın ana temalarından biri. Bu sorgulama sürecinde yaşadığı hayal kırıklıkları, aslında onun hiçbir şeye inanmamasının bir sonucu mu? Timur'un kendini bulma çabaları neden her defasında başarısız oluyor?
Timur, rock yıldızı olduktan sonra ruhunu da yitirmiş birisi. İçinde onu sanatçı yapan neredeyse her şeyi tüketmiş, onu var eden tüm iyi şeyleri. Rock yıldızlarının birçoğunun başına gelen şey, ona da gelmiş yani. Anlamlı hiçbir şeyi kalmamış biri. Kendini tırnaklarıyla yaratmış, ama yarattığı o kişiye çok yabancılaşmış, özünü kaybettiğinden. Hiç bir şeye inancı kalmamış. En çok da kendine.
- Huzursuz ruh diyebilir miyiz?
Tabii. Zaten huzursuz ruhlar onun gibi bir kendini yaratma çabasına girerler. Ama hastalıklı kişiliği, alkolle, şöhretle vs. birleşince iş çok kötü bir yere gitmiş.
- Timur'un 1994 Berbat Bir Yıldı adında bir roman yazma çabası, roman içinde bir başka roman denemesi olarak görülebilir mi? 1994 yılı, Timur'un hayatında belirleyici bir dönüm noktası mı? Ne oldu 1994 yılında?
1994 yılı Timur için bir kırılma yılı. Üniversiteyi bitirdiği, ekonomik zorluklar........