Noel değil, sembol meselesi: Bir çam ağacıyla kavga ediyoruz

Diğer

T24 Haftalık Yazarı

20 Aralık 2025

Noel, Hıristiyanlıkta Hz. İsa’nın doğumunun anıldığı dini bir gündür. 24 Aralık gecesi Noel arifesidir, 25 Aralık ise Noel günüdür. Hıristiyanlar için bu günler, bizde sanıldığı gibi “vur patlasın çal oynasın” geceleri değildir; daha çok aileyle geçirilen, sakin, ritüel ağırlıklı yemeklerden ibarettir. Yılbaşı ise bambaşka bir şeydir. 31 Aralık gecesi eski yıl biter, 1 Ocak’ta yeni yıl başlar. Dini değil, takvimsel bir eşiktir. Biz Türkiye’de Noel’i değil, yılbaşını kutlarız. Onu da genelde evde, kuruyemiş–tombala–televizyon üçgeninde karşılarız. Ekonomik koşullar sağ olsun, dışarı çıkabilenlerin sayısı da her yıl biraz daha azalır.

Ama işin ilginç tarafı şu: Biz yılbaşı kutluyor olmamıza rağmen, her yıl aynı eleştiriyi duyarız. “Noel ağacı süslemek Hıristiyan âdetidir.” Bu cümle neredeyse otomatikleşmiştir. Oysa bu iddia, tarihsel olarak pek de sağlam bir zemine oturmuyor.

Geçtiğimiz günlerde Yıldız Teknik Üniversitesi’nde yaşananlar da bu tartışmanın ne kadar semboller üzerinden yürüdüğünü bir kez daha gösterdi. Kampüste öğrenciler tarafından süslenen yılbaşı ağacı, daha önce de protestolara sahne olmuştu. Aralık 2024’te öğrenciler ağacı süslemek isterken, buna karşı çıkan bir grup kampüs içinde namaz kılmış, gerginlik polisin müdahalesiyle büyümeden bastırılmıştı. Bu yıl ise iş daha da çirkin bir noktaya taşındı. Kasım ayında, süslenen ağacın dibine kezzap döküldüğü, ağacın bilinçli olarak kurutulmaya çalışıldığı iddia edildi. Yani mesele artık “sevmiyorum”dan çıkıp doğrudan tahribata evrildi.

Ve bu gerilim sadece Türkiye’ye özgü de değil. Daha birkaç gün önce Polonya’da, Noel pazarına yönelik IŞİD’den ilham alan bir terör saldırısı planının güvenlik güçleri tarafından engellendiği açıklandı. 19 yaşında, Katolik eğitim almış bir üniversite öğrencisinin, Noel pazarında patlayıcıyla saldırı planladığı ortaya çıktı. Ailesi Katolik olan, ancak son dönemde radikal İslamcı ve aşırılık yanlısı içeriklere yöneldiği belirtilen bu genç, saldırı gerçekleşmeden gözaltına alındı. Yani mesele bazen “Noel mi, yılbaşı mı?” tartışmasının çok ötesine geçip, sembollerin kimlik savaşına dönüştüğü bir noktaya varabiliyor.

Şimdi işin gerçekten ilginç kısmına gelelim. Tartışılan bu sembollerin neredeyse hiçbiri Hıristiyanlığın özgün icadı değil.

Önce şu meşhur “Noel ağacı”ndan başlayalım. Hıristiyanlıktan çok önce, Avrupa’nın pagan toplumları için hep yeşil kalan ağaçlar –çam, köknar gibi– hayatın ve sürekliliğin sembolüydü. Cermenler, Keltler ve İskandinavlar, kışın ortasında bile yapraklarını dökmeyen bu ağaçları yeniden doğuşun işareti olarak görüyordu. 21 Aralık civarında kutlanan kış gündönümü, yani Yule döneminde evler yeşil dallarla süslenir, ateşler yakılır, doğanın geri dönüşü simgelenirdi. Hıristiyanlık Avrupa’da yayılırken bu gelenekleri tamamen yok etmek yerine, onlara yeni anlamlar yükledi. 16. yüzyılda Almanya’da Protestan toplulukların evlerine çam ağacı koymaya başlamasıyla, bugün bildiğimiz Noel ağacının temelleri atıldı. Yani bu ritüel, Kudüs’ten değil Almanya’dan........

© T24